bugün

her türk düğününde en az bir kaç tanesine rastlayabileceğiniz canlı türleri.

takım elbisenin emanet durduğu amcalar : sahibi olduğu 2 ya da 3 takım elbiseyi sadece nikah ve düğünlerde giydiğinden 20 senedir çevire çevire kullanır. elbiseye aşina olmadığından ve ilk alındığı tarihten bu güne kilo almış olduğundan takım üzerinde emanet gibi durur. kıravat seçimi tümüyle takımdan ve gömlekten bağımsızdır. gömlek yüzde 88 beyazdır. kıravat takmış olmak için bağlanmıştır ve kıravatın boyu yine ve yine ve yine ya çok uzun olmuş çüküne dayanmıştır ya da göbeğinin üzerinde kalmıştır. zaten çok da umurunda değildir ve bir müddet sonra önce gömleğin üst düğmesi açılır ve kıravat gevşetilir. sonra kıravat cebe konur ya da hanımın çantasına gönderilir. sigara içmek için dışarı çıkan ilk insan bu amcalardan biridir. halayın genelde başını çeker ve düğünün ortalarına doğru gömleğinde devasa ter lekeleri oluşur. tercihen gelinin amcası ya da dayısı olurlar. bazıları damadın eniştesi de olabilmektedir.

ailenin bekar genci : toplumsal yaş belirleme kriterleri göz önüne alındığında "evlense çocuğu olur" yaşındadır. yani ya ergendir ya da ergenliğini yeni tamamlamıştır. bu türlerin olmazsa olmaz marjinalite düşkünlüğü, düğünde mutlaka kendilerine ardarda iki kez bakma zorunluluğu getirir. önce bir bakarsınız sonra "o neydi lan öyle" der yine bakarsınız. ya saçları punk yapmıştır, ya saçlara pembe röfle attırmıştır, ya abidik gubidik bir sakal yapmıştır, ya fosforlu kumaştan takım giymiştir...düğüne gelme sebebi tümüyle "filancanın oğlu da kocaman olmuş maşallah pek de yakışıklıymış" dedirtmek olduğu için sebepli sebepsiz her fırsatta salonda dolaşır. ordan oraya yürür, telefonla konuşuyormuş gibi yapıp dışarı çıkar, iki dakka içinde geri döner vesair. genellikle gelinin erkek kardeşi olurlar. kimi zaman damadın hala oğlu olabildikleri de tarafımca gözlemlenmiştir.

ailenin evlenme yaşı gelmiş bekar kızı : en fena türlerden biri, yukarıda anlatılan "ailenin bekar genci"nin dişisi. amaç kayınvalide ya da aracı adaylarına "maşallah filancanın kızı da çok hoş olmuş, bekar mıydı bu?" dedirtmek olduğu için mutlaka dikkat çekici renklerde ve aile teamüllerini zorlayacak şekilde dekolte giyinir. saç ve makyaj için minimum 5 saat uğraşılmış, yanına denk geldiğinizde nefesinizi tıkayacak kadar parfüm bedene boca edilmiştir. mutlaka topuklu ayakkabi giyerler ve her fırsatta erkek versiyonları gibi ortalıkta sanki bir yere ya da birinin yanına gidiyormuşcasına dolaşırlar. aslında amaç tümüyle kendini göstermektir. bu türler, düğünün en ilgi çekici kişisi gelin olduğundan her fırsatta gelinin yanında gözükmek ister. gürültüden bir bok anlamayacağını bile bile kulağına eğilir bir şeyler söyler, ara ara histerik kahkahalar atar. pistin en hızlılarındandır. halaydan girer, serdar ortaç'tan çıkar hiç dinlemez. yorulmak nedir bildiği görülmemiştir. genellikle damadın kız kardeşi ya da gelinin kuzeni olurlar.

pist insanı: kapı gıcırtısında oynayan ve piste ilk çıkan tiptir bu. genelde erkek olur çünkü hanım türleri öyle piste ilk çıkan olmaktan çekinir. fakat bu amcalar dümbelek sesini duyduğu an kendine hobareeeyy piste atar ve son ana kadar inmez pistten. uranyum desteği aldığına kanaat getirdim en son. istisnasız hepsinin ritim duygusu gelişmiştir ve güzel oynarlar, kendilerini izletirler. fakat hep bir utanma duygusu eşliğinde izlersiniz onları. çiftetelli çalar o pisttedir, roman çalar zıplar, halay olur bayılır, horon tepilir çıldırır, zeybek çalar delirir, serdar ortaç gelir eller havaya çeker. bu ne enerjidir, ne bitmek tükenmek bilmeyen coşkudur arkadaşım ya! lan bi otur bir soluklan be. bak yine sinirlendim yazarken. neyse efendim bunlar genelde gelinin dayısı ya da damadın dayısı olurlar. evet genelde dayıdan çıkar bu türler.

tombul kuzen: pist insanının çakma dişi versiyonu. genelde hafiften tombul olurlar ve pistteki performanslarından düğüne kilo vermek maksadıyla geldiğine kani olursunuz. hatta "ulan haftada iki gün düğün olsa 6 ay sonra bir deri bir kemik kalır bu" yorumları yapılır bu tür için. tek ve sadece iri göğüslerine güvendiği için derin göğüs dekolteli bir elbise giymiştir ve pistte zıp zıp zıplarken bu elbise başına bela olur. hababam eli omuz askılığındadır. düğünün sonlarına doğru topuklu ayakkabı toynaklarına eziyetin bokunu çıkardığından ayakkabıyı mayakkabıyı fırlatıverir. o andan itibaren iyice coşar, ortalığın afedersiniz amına kor. o dakikalarda kendisinden uzak durulmalı mümkünse pisti terketmelidir. gözü kimseyi görmez zarar verir. adından da anlaşılabileceği gibi kendisi genel itibari ile gelinin kuzenidir. nadiren de olsa damadın kız kardeşi oldukları görülmüştür.

kıskanç abla: her düğünde görülmez. gelinin ilgi odağı olmasını kaldıramayan ve davranış biçimi olarak ailenin evlenme yaşı gelmiş bekar kızı tadında haraketler sergileyen nahoş tiptir. abartılı giyinir ve gelinin götünün dibinden ayrılmaz. kocası ile pek ilgilendiği görülmemiştir. hele kocası takım elbisenin emanet durduğu amcalar dan biriyse yanına bile uğramaz, ayrı takılırlar. kocasıyla konuşmak zorunda kaldığında çok kısa keser ve azarlar gibi konuşur.

damadın erkek arkadaşları: düğün geliş amaçları damadı her fırsatta itin götüne sokmaktır bunların. hal haraket ve giyim tarzı olarak ailenin bekar gencini andırırlar. bunları sürüler halinde dolaşmalarından ve ota boka böğürerek kahkaha atmalarından ayırabilirsiniz. en az bir ya da ikisi ağzıyla değil götüyle içtiği için düğünün daha ortasında maymuna döner. kendi aralarında daire yapıp, damadı da zorla aralarına katıp manasız halay girişimleri ve tepinme organizasyonları düzenlerler. damadı havalara atmak, zorla içirmek, gömleğin düğmelerini göbeğe kadar açmak falan olağan davranışlarıdır. yine de tanımlayamama endişeniz varsa nikah anında damada "iyi düşüüüeeaann" diye bağırıp ardından böğürerek kahkaha atan zibidiyi aklınızda tutun. o ve şürekası düğünde bu vaziyeti alacaktır. unutmadan bunlardan biri mutlaka gelin arabası şöförüdür.

fotoğraf manyağı hala: nikah ve düğünün her anını kaydetmeye kendini vakfetmiş ve bu uğurda çoluğunu çocuğunu dahi feda etmeye razı bir türdür bu. zannediyorum akıl baliğ olduktan sonra bir çeşit yemin etmiştir ve dönememektedir. macerası gelin kuafördeyken başlar, en son gelinle damat evlerine girerken kapıda sona erer. nikah kıyılırken salon fotoğrafçısıyla mutlaka papaz olur. gelin ve damatla her masaya gider ve hepsinden 25 poz alır. pistte tepinirken bile elde makine fotoğraf çekmektedir. şahsi tecrübelerim bu türlerin genelde tesettürlü olduklarını gösteriyor. kocaları (enişte) genelde takım elbisenin emanet durduğu amcalar dandır ve karısının bu durumunu sindirmiştir. kendi haline bırakır, bir köşede ince ince demlenir. tanımlayamama endişesi yaşarsanız nikah kıyılırken en önde fotoğraf çeken insana bakın. şayet düğünde de 15 dakikada bir masanıza gelip "hadi şöyle birlikte bir çekim sizi" diyen kişiyle aynıysa bilin ki üstüne bastınız ayağınızı kaldırın.

yavru türler : yaşı ne olursa olsun dişisine gelinliği andıran pespaye bir elbise, erkeğine sikimsonik, emanetin de emaneti bir takım elbise ve kıravat giydirilir. çocuklar ilk saatlerde bu elbiseleri "ne kadar güzelim / yakışıklıyım, ne kadar büyümüşüm gördünüz mü" edasıyla pek bir kasılarak taşır. ilerleyen saatlerde çocuk oldukları akıllarına gelir ve kıravatlar babalarının kıravatıyla birlikte annelerinin çantalarına, kızların ipek şalları da sandalye tepelerine gönderilir. düğün boyunca sürüler halinde manyaklar gibi ordan oraya koşuşturup terin gölün içine batarlar.
zengin enişte: genelde gelin arabası bu abinin arabası olur. bir şekilde ailenin güzel kızlarından biriyle evlenmiştir ya da paranın gözüne sonradan vurmuştur. geline en kallavi takıya bu abi sponsor olduğundan düğünde ekstra ilgi gösterilir, en ön masada yer verilir. pistle falan işi olmaz ağır abi ayaklarının tüm varyasyonlarını kullanarak düğünü bitirir.
damat postası bıçkın halaoğlu: damadın dğün öncesinde ve düğün sırasında ayak işlerini yapmakla görevlendirilen zavallı. görünüm itibarı ile damadın erkek arkadaşlarına benzese de yüzündeki sürekli "sıçtım, valla sıçtım şimdi" ifadesi ve devamlı bir yerlere koşuşturuyor olması ile ayırabilirsiniz kendisini. gelin ve şürekasını kuaföre götürme, damadın papyonunu bağlama, saçlarını düzeltme, ona buna bahşiş dağıtma, gelin arabasını süslemeye götürme, dj'e "hocam bir halay çalabilir miyiz" nevinden ricalarda bulunma gibi bir düğün esnasında insana eziyet veren ne kadar arıza iş varsa bu arkadaşın omuzundadır. düğünün gizli kahramanıdır. pistte falan göremezsiniz uğraşmayın o sırada muhtemelen buz gibi olmuş yemeğini tıkınıyordur bir köşede.
elinde kuruyemiş taşıyıp slalomlu bir şekilde yürümeye çalışan garsonlar.
gelinin kız arkadaşları: damadın hemcins arkadaşı olur da gelinin olmaz mı efenim! elbet olur...bunlar damadın erkek arkadaşları ve ailenin bekar genci insanlarının baş hedefidir. çünkü yavşadıklarında dayak yemeyecekleri tek dişi bunlardır düğünde. bu iki türün ilgi çekme amaçlı yaptığı her abukluk bunlara yöneliktir. düğünde kendi akrabalarından kimse olmadığı için çok rahat ve bol dekolteli giyinirler. zaten kıyafetleri gelinin evinde kuşanmışlardır. eskaza kendi akrabalarında biri onları bu kıyafetle görse bir daha bırakın eteği, pantalon bile giyemezler şalvar yarenleri olur. öyle bokunu çıkarırlar yani...gelinle yapmacık "çok eğleniyoruz, biz süper arkadaşlarız" nevinden, işte ne bileyim ortak sevdikleri bir şarkı başladığı anda çığlık atmalar, birlikte sarılarak tepinmeler falan olağan haraketleridir. genelde ikili üçlü sürüler halinde dolaşırlar.
gelinliğe basan veletler.
oğullarına kız seçen teyzeler.
kuş yuvası saçlarıyla bıçkın delüganluları kesen kezbanlar.
kızları kesen erkekler.
jöleyle yıkanmış saçlar, pasparlak ayakkabılar, sigara içen gruplar, arada bir gidip alkol alıp gelen amcalar ve dahası.
(bkz: düğünlerde zorla oynamaya kaldıran tipler)
ilerleyen saatlerde ağlamış, burnu patlıcan gibi şişmiş, kızarmış ve makyajı rezil olmuş gelin.
düğünde sürekli içen,ayakta duramayan,düğünde şarkı söyleyen bayana durmadan çeşitli şarkı isteklerini söyleyip bunaltan ortadaki pistte tek başına oynayan kişidir.
takılan takıları çıkarmak için gelin odasına gidildiğinde yardıma koşan bayan akrabalar: bunlar genellikle gelinin otuzlu yaşlardaki evli akrabalarıdır. düğün telaşından aklı bir karış havada olan gelinin bu kadar takı ve paraya sahip olamayacağını ve kendilerinin bu konuda tecrübe sahibi olduklarını düşünürler. takıları bir an önce bir çantaya koyup düğün sonuna kadar güvenilir yaşlı bir akrabaya teslim etme çabasındadırlar. erkek tarafından birkaç bayan yardım etmeye kalktığında da sinirlenir sanki takıları almaya çalışıyorlarmış da bunlar da gelinin parasını erkek tarafından kurtarmış gibi görevlerini başarıyla yerine getirir düğün sonrasında da bunu ballandıra ballandıra anlatırlar.
para takacaklara iğne ikram eden yakın arkadaşlar.
haset yumağı elti: bunların en tehlikelileri şayet düğün kendi düğününden daha iyi bir yerde yapılıyorsa ortaya çıkar. hele ki kendi nikahı alalade bir nikah salonunda yapılmış, bu aşifte gelinin nikahı bir düğün salonunda oluyor ise bedenindeki hasetten kaynaklı statik elektrik piyanist şantörün orgunu bile çalıştıbilecek kudrettedir. bunları kocalarının yanından bir an olsun ayrılmamalrından ve her daim mendebur suratlarından ayırabilirsiniz. mutlaka saçı topuzdur, genelde sarışın ve zayıf olurlar. düğün sonunda arabada eve giderken kocalarının beynini "en azından ailedeki değerimizi anladık" türünden abukluklarla iğfal ederler. o mendebur suratları 1 hafta öyle gider. ta ki ailenin bir araya geldiği ilk güne kadar. düğünden sonra doğal bir evrim geçirmiş ve ailenin gelininden haset yumağı eltiye dönüşmüştür artık. hayatı boyunca bu gelgitleri yaşayacaktır.
ufacık erkek çocuklara takım elbiseler giydirilir. bi o kadar ufacık kız çocuklarına da gelinlik giydirilip, ikisi el ele bütün gece dolaşmları istenir. zaten sıcaktır, bunaltıcı bi hava vardır orda. üstünü bide bu atraksiyonlar o çocukların yüzünü kıpkırmızı domateslere çevirir. kızlar da daha fenadır o terle birlikte bide simler de yapışır yanaklara, alnına, boğazına.
türk düğünlerinin ayrı bir yeri olduğu durumlardır. bir örnekle açıklayacak olursak bizim köyde olan bir düğüne gelen şarkıcının beyaz gelinliğin olsun kefenin şarkısını söylemesi, bunun üzerine de bilmem nereden gelen kız tarafının hüngür hüngür ağlamasıdır. hatta erkek tarafı ile ilgisi sadece aynı köylü olmak olan anneannemin de ağlaması, niye ağladın sorusuna da kızın annesi o kadar hisli ağladı ki dayanamadım demesi.
pistte oynayan güzel kızları gözüne kestirip sürekli onları çeken kameramanı unutmamak lazım.
düğünlerin son modası: gelinle damat tam pastayı kesecekken,pastayı getirenlerden birinin damadın kulağına yanaşıp "kesmeyin kesiyormuş gibi yapın" demesi.
"ritm duygusu sıfır olan ve müzikle alakasız bir şekilde (ve daima o anki müziğin ritminden daha hızlı) danseden 40 yaş üstü adam" da düğünlerin olmazsa olmazları arasındadır.
takı merasiminde, kim ne takıyor diye bakmak için gelin ve damadın yanına dikilen bir akraba.
bi köşeye oturmuş lahmacun ve ayran yiyen amca. aynı amca dünkü kına gecesinde de elinde sepetle kına dağıtan kıza ver ver 3-5 daha ver diyen amcadır.
bölgede o yıl evlenmiş çiftler: o sezon evlenmiş yeni evli çiftlerdir. aylara göre çoğalma gösterirler. özellikle küçük yerleşimlerde (kasaba/köy)kendilerini belli ederler. örneğin haziran aylarında daha az eylül e doğru düğün sayısıyla doğru arantılı olarak artış gösterirler. zeka seviyesi en alt kişilerin bile bir görüşte anlayacağı tarzda giyim ve hareketleriyle kendilerini belli ederler. hareketleri genelde yavaştır, bilirsin kız bebeğini düşürecek erkekte bir cerrah adasıyla ağır ağır hareket eder. cicim aylarının o yılki trendini temsil ederler. ilk türler kendilerinden sonra gelenlere örneklik teşkil eder. mekanda her yere oturmazlar herkesin görebileceği bir konumu tercih ederler. sanki bir kaç haftadır deli gibi seviştikleri belli olmasın diye hal ve kareketlerine çok dikkat ederler. gelin ve damadın aslında en büyük moralcileridirler. şu mesajı verirler "sizde uslu bir çocuk olursanız bizim gibi aganigi naganigi durumları"

belkide herkes en çok onlara bakar. kimine gençliğini hatırlatır, kimine geleceğini anımsatır. kimine tazeliği hatırlatır (bkz: yeni gelin). kimine ulaşamadıklarını hatırlatır (bkz: evde kalma).

(bkz: düğün) bir başlangıçtır ama o yılın yeni evli çiftleri toplumun ilerde nasıl şekilleneceğinin en belli emareleridir.
apaçi dansı ilk kayseri düğünlerinde ortaya çıkmıştır.
eli silahlı magandalar. işi, masumları katletmek olanlardan bahsediyorum.