bugün

hayırlı türbanlar arkadaşlar,
türban: kadınların korunma aracı, erkeklerin kötü bakışlarını engelleyen bez.
Kapalı kızlarımız uzun süre cinsellik duygularını bastırıyorlar, evlendiklerinde ise içlerindeki ateşi kocalarıyla buluşturuyorlar.
Yapmanız gereken aslında zor bir şey değil. Evliliğinde mutsuz, cinsel hayatı neşeli olamayan, türbanlı hedefimizi aramak.
uygun hedef bulunduğunda ise yapmanız gerekenler oldukça basit ben size bir anımı anlatmak istiyorum.

Rümeysa, muhafazakar bir ailenin en küçük kızı, 19 yaşında amcasının oğlu rüstem ile evlendirdi babası. rüstem görseniz erkek demeye bin şahit ister. boyu 174, 90 kilo, badem bıyıklı, kalitesiz güya türk milliyetçisi bir herif. Adamı görmeniz lazım instagram açtı geçenlerde beni eklemiş. Türk bayrağının önünde verdiği pozlar, #vatan, #millet, #sakarya olayı yani. pigme bu rüstem, o kadar milliyetçi geçinip akpye oy veren dingin tayfadan. esnaf zaten, aynen aynen bildin doblosunun arkasında osmanlı tuğrası olanlardan.
34 yaşında herif, tekstil sektöründe akşamları da taksiye çıkıyor. belki de kadın müsterilerine yavşamak için aslında biz tekstil sektöründeyiz, bu işi de arkadaşlara yardımcı olmak için yapıyorum diyordur.

Rümeysa ise öyle mi? 168 boyunda, ela gözleri ile anlamlı anlamlı bakıyor. bembeyaz teni, oturuşu, konuşması ile başka bir kültürden olduğunu gösteriyor. okuyan bir kız rümeysa, her ne kadar ailesi üniversiteye gitmesine izin vermemişse de, kitapları çok seviyor. Çocukluğumuz beraber geçti diyebilirim. 2 yaş büyüğüm ondan, lise de matematik ve kimya çalıştırırdım. o Kadar hayrandı ki organik bileşiklere ben kimya mühendisi olacağım diyordu. Şimdi ise 4 aylık bebeği var emre can adında, çok tatlı çocuk. Benim dışımda yabancı biri kucağına aldığı zaman ağlar hemen. gözleri mi? gözleri annesininkinden bile güzel yaprak yeşili, canlı canlı bakıyor etrafındakilere.

geçen yıl bayramda evlerine gitmiştim, aile ziyareti, ev gezmesi, hayırlı olsuna yani. Rümeysa annemle mutfakta konuşuyorlar, ben, rüstem ve babam ise salonda futboldan, teknolojiden, eğitimin önemimden başlayıp muhabbeti ülke kurtarmaya kadar getirdik. Rüstem son 12 yılda yapılanlardan, babam dış borçtan, ben özgürlükten konuşuyordum. Ben konuşurken rümeysa kahvelerimizi getirdi. Özgürlük, kadın hakları dedikçe rümeysa'nın yüzünde ufak gülümsemeler oluşuyor, konuşmamı bölmek istemiyordu. Ses tonumdan rüstem bile etkilenmiş gözüküyordu. onlara umut satıyordum, anarşizmin temellerini yüreklerine atıyordum. 55 yaşındaki babam bile kafası ile söylediklerimi onaylıyordu. Rümeysa'nın daha fazla beklememesi için teşekkür edip, elindekileri alıp servis ettim. Rümeysa ise annemle evliliğin kendisine göre olmadığını sanki hata yaptığını söylüyordu, tuvalete giderken kulak misafiri olmuştum.

o gün ayrılırken rümeysa, yeşil gözlerimin içine derin derin bakıyordu.

2 ay sonra whatsappta bilmediğim bi numaradan "selam, ben rümeysa. müsait olduğunda yazar mısın" yazıyordu. öğle arasında "noldu rümeysa? sıkıntın mı var?" yazdım. "yok" "sadece senle buluşmak istiyorum" yazıp utangaç maymun işaretini koymuştu. salı günü için sözleştik. rüstem kumaş almaya şehir dışına gidecekmiş. Bahçelievlerde bir kafede saat 5'de buluşmak için sözleştik.

eve gidip sakalımı, kıyafetimi düzelttim. özel günlerde kullandığım parfümümü sıkıp, çıktım evden. atladım arabama, teoman müzikleriyle bahçeliye geldim. oturduktan sonra rümeysa "ne taraftasın" yazmıştı. söyledim yerimi geldi yanıma. ellerimi tuttu. konuşmaya başladık çocukluktan beri sadece beni sevdiğini, rüstem'i gram sevmediğini, aile zoruyla evlendiridiğinden bahsetti. Rüstemin zaman zaman şiddet uyguladığını anlattı. sevgilim olup olmadığını, bu konuşmayı yapmaktan utanç duduğunu belirtti. O günkü özgürlük temalı konuşmamdan çok etkilendiğini ve bilimum kitaptan konuştuk. 2 ay kadar kafelerde buluşup her şeyimizi anlattık birbirimize.

o iki aydan sonra "rüstem'in" yine şehir dışına çıkması gerekiyordu. Rümeysa otele gidelim bugün. senin olmak istiyorum yazdı. doğru an sanki gelmişti. otelde buluştuk, ateşli incecik beyaz bedenini bana açtı. sırtımı tırnakladı, kanattı. bedenlerimiz ahenk içinde dans etti dakikalar boyunca ve içine boşaldım. emre canın yeşil gözlerinin nedeni sanırım bu...
Sıkça rastlanabilecek olaydır. Sözüm ona böyle şeylere daha bir meraklı olurlar, haliyle de gördükleri her erkekte baştan çıkmaları normaldir.
okunması gereken bir hikaye.
kasaptan iki kilo et alıp ona sokmak daha tahrik edici olabilir.

gereksiz çabadır.
- merhaba ben aslında uzun herifim.
+ melabaaaaaaaaaaaa.
hala okunmayan hikaye.
türbanlı kadınların kabataş hikayesinden ögrendiğimiz kadarıyla, derici fetiş fantazisi vardır. evde deri kiyafetler var de, namussuzum tüm türbanlıları kandırırsın.
görsel

edit: he he he evde deri var.
(bkz: Türban fetişi)
görsel
bir oruspunun yaptıklarını türbana atfeden anlamsız yazı.
her erkeğin vazifesi.
Bune amk dedirten yazidir. Gereksiz gereksiz okuduk amk
Sonuçta o da kadındır ve baştan çıkabilir. Güzel vakit geçirebilirsiniz. Takılmayın böyle şeylere.
görsel
Bastan cikaramayanlar eksilemis, evet.
her zaman dikkatimi cekmistir bazıları.
sonuna kadar hiç usenmedim okudum da sonunu anlamadım.
çocuğun babası başlığı açan yazar mı?
Cocugun babası yazar evet.
görsel
görsel
Çok da zor değildir.
Baştan çıkarırsınız da, baştan mı çıkarırsınız onu bilemem.
Bu hikaye burada bitmez, hikayenin devamını cehennem meleği Malik anlatabilir ancak.