otuz yıl sonra gömleğimin cebinde iddaa kuponlarım, elektrik su faturaları, esnafa ait kartvizitler, tükenmez kalemim ile, semt birahanesinde birinci lig maçı izleyip biramı içerken yeme hayalleri kurduğum yiyecek.

çok basit hayallerim var sözlük.
bira dışında çayın yanında da giden kuruyemiş.
biraz fazla kavrulmuşu oo enfesdir.
olsa da yesem, fena canımın çektiği kuruyemiştir.
Gece gece insanın canı neden bunu çeker ya.
Çıkıp alıcam..
Birayla iyi gider.
(bkz: sol elle tuzlu fıstık yerken sağ elle entry girmek)
yarım kilo yiyip çölde susuz kalmışcasına sürünmek istiyorum.
birayla ya da birasız, o bir efsanedir. mide kazındığında imdada yetişir. siz keyiflendiğiniz zaman, o zaten çoktan orada, yanıbaşınızdadır. antep fıstığı gibi havalı değildir. mahallenizin çocuğudur. cebinize atıp fısır fısır tuz kaplı kabuklarını harcarken bile, üzülmez haline. tek tesellisidir kabuğuyla beraber yenmesi. bakkallarda en çok onun asılı olduğu kuruyemiş askısı boş kalır, çünkü ucuzdur onun fiyatı. 1 tl.
nutz marka kabuksuz kavrulmus fistik var bayilirim.

sok a101 bim kendi urunleri var eskiden bunlar teneke konserve kutusunda satilirdi.

zaten kabuklu tuzlu fistik kabuguyla yemek lazim yoksa butun tuzu kabukla gidiyor.

soyle de bir sey var fistigin en disindaki sert kabuk degil ic kabuktan bahsediyorum.

ne sacmaladigimi inanin ben de bilmiyorum.
iyi aksamlar.
birahanelerin olmazsa olmazıdır.
yaz akşamlarının vazgeçilmezidir. yanında bir de buz gibi kola varsa.
fıstıklarını değil de tuzlu kabuklarını daha çok sevenlerin var olduğu kuruyemiş.

(bkz: aa bu benim)
en ideal yeme formülü "2 kabuklu + 1 kabuksuz" şeklindedir. ne ağzınız tuzdan büzüşür ne de lezzetiniz sekteye uğrar.
biranın kankasıdır. evet.