bugün

tutunacak dalı olmayan yazardır. tek bildiği futbol olan yazarın kardeşidir.

hayatta kafa yorulacak o kadar şey varken, o en saçmasını seçmiştir. tabi, seçimlere karışılamaz ama insan bu kişilere acıyabilir.
yazarların en güzelidir, en hasıdır.
futbol, sadece asla futbol değildir diyerek giriş yapalım;
hayat felsefesi futbol değildir bu yazarların, sadece klüp sevgisidir, aşktır..!

yeri geldiğinde sevgili bırakır,
sözlüğü seversin o seni siler,
sigara dersin zam gelir falan filan..

ama hiçbir maçını para verip izleyemesen de, o hep seninledir.. çocuklar gibi sevindir, köpek gibi de süründürür. yaşamayan bilemez, bilmediği konularda da insanlar yorum yapmamalı.
(bkz: o kız seni sevmese de fark etmez)
hayatın ne kadar siktiriboktan olduğunu anlayıp en siklenmeyecek şeyi hayat felsefesi yapan bıkmış insandır.

*hacı annemin ölümününden sonra ölümü hayat felsefesi yaptım. annemi getiremedim.
*atatürk dedim türkiye dedim hayat felsefesi olarak; yobazların, bölücülerin içinde boğuluyorum.
*dinimi hayat felsefesi yapayım dedim biraz namaz kılarak başlıyayım dedim. hacı damgası yedim yobaz damgası yedim.
*hacı insanlara yardım etmeyi hayat felsefesi yapayım dedim. para verdiğim dilencinin ertesi gün haberlerde benden zengin olduğu ortaya çıktı.
*küçükken dürüst olmayı hayat felsefem yapmıştım. annemden sürekli dayak yedim yanlışlarımı dürüstçe söylediğim için.
*müziği hayat felsefem yapmıştım. babam bağırdı içeriden "ödevlerini yaptın mı" diye.
*derslerimi hayat felsefesi yapmıştım. hayat çaktı kroşeyi para kazanman lazım zorum ben diye.
*para kazanmayı hayat felsefesi yapmayı başarırım diye düşündüm. cahilsin sen sana ekmek yok dediler.
*okulumu bitirdim hayatı kendime felsefe yaptım. burası türkiye kimler işsiz haberin var mı dediler.

anladım ki felsefe yapılacak tek şey "olmak ya da olmamak."

ben de ne mi yaptım siyah-beyaz'ı hayat felsefesi edindim. onunla sevinebiliyorum mutlu olabiliyorum, ama kaybettiğimizde ise bana pekte zararı olmuyor bir burukluk dışında..
vehm içinde olması muhtemel yazardır.
hayatına yazık etmiş yazardır.

koyu bir galatasaraylı olarak bunu söylüyorum; hayatta elano'nun, alex'in, holosko'nun kıllı bacaklarından çok daha güzel şeyler var.
ben de seviniyorum, en dandik bir takım dahi olsa yendiğimizde içimden ''taşaklarını yiyeyim arda'' demek geliyor hatta o atmosfer arasında bunu diyorum bile. ancak gerçek hayatıma baktığımda o galatasaray'ın bana gurur ve ''nasıl koyduk ama'' cümleleri dışında bir şey getirmediğini biliyorum.

bazıları aşk diyor tuttukları takıma, ''olum gidin karşı cinsle sevişin lan'' diyorum. ''herkes beni terketse de gs/fb/bjk terketmez'' diyorlar, ''olum platonik aşk o'' diyorum. benim de ortaokulda gözde diye platonik bir aşkım vardı, hiç haberi yoktu onu sevdiğimden, hala beni yolda görse ''naber lan pis kafa'' der konuşur güleriz. ben onun yanındaysam, o da benim yanımda olur tıpkı galatasaray gibi.

şimdi beynini forma rengiyle boyamış insanlardan büyük tepki alacağım ama, onlar kadar olmasa da* takımıma bağlı bir insanım. popescu'nun arsenal'e attığı penaltı golünden sonra çıldırıp tanımadığım adamlara sarılmış insanım.

ancak hayatta her şeyin yeri ayrıdır. aile? sevgili? siyasal görüş? futbol takımı? bunlardan birini hayatının merkezine oturttuğun an, senin sıçmış bir insan olduğunun resmidir bu.

hayatta her şeye karşı dozajında sevgi vardır, bu dozajı aşarsan tuhaf itici bir insandan başka bir şey olamazsın.

itici misin? haydi o zaman; laylay laylay laylay lay aooooohaaooo cimbombooommm.
kendi takımlarını tutan adamın cinselliği hayat felsefesi yapması olayıdır. abazalık desem abazalara hakaret allah saptırmasın.
vakit geçirdiği insanların büyük bir çoğunluğu yine kendi tuttuğu takımın taraftarları olan yazarlardır. internet bu kadar hayatımıza girmemişken, taraftar forumları bu kadar popüler değilken insanların taraftarlığı hayatlarına bu kadar dahil ettiğini farketmemiştik.

bu insanlar ellerinde imkanları varsa kombine alıyorlar, hatta imkanları zorlayıp borçlanmayı bile göze alabiliyorlar bu uğurda. her insan hayatının bir yerine çok değer verdiği bir şeyi koyabilir de ancak iş aynı aşkı farklı bir takıma duyan taraftarlara saygı duymamaya getirilirse sinir bozucu olabiliyor çoğunlukla.

"sarı mavi yeşil meşil farketmez yürüyoruz aynı yolda biz" diyerek athena'dan alıntı yaparak rengimi de belli edeyim. *