bugün

ikilemler ülkesi türkiyede sayısal veriler olarak bu kadar cami olmasına karşın özellikle büyük şehirlerde yaşanan namaz kılacak yer bulamama sorunsalıdır. kişi başına düşen cami/mescit sayısı 30-40 kişilik de olsa her köyde cami bulunması gerçeğinden dolayı insanı şaşırtabilecek sayılara denk gelmektedir, ülkemizde de genelde cuma ve bayram namazlarında kapasitesini zorlayan camilerin sayısının belki de artması yeni yerleşim yerleri dışında çok da gerekmiyor. ancak temel olarak sorun özellikle iş merkezleri, alışveriş merkezleri ve sosyal alanlarda vakit namazını kılmak isteyenlerin karşılaştığı mescit sorunudur. cuma namazları çok da büyük sorun değildir iş merkezlerindekiler için çünkü zaten öğle tatiline gelen bir vakitte kılınır ve yakında cami varsa problem de yoktur. ancak koca koca plazalarda temizlik malzemeleri için bile her katta odalar ayrılmışken 2-3 kişiyi geçtim tek kişinin bile namaz kılabileceği kadar ufak bir alan bile ayrılmamıştır insanlara. iş arasında, örneğin ikindi namazını kılabilmek için bir insanın dışarda cumayı kıldığı bir camiye gitme imkanı da yoktur. aynı durum pek çok büyük alışveriş merkezinde de yaşanmaktadır. zaten çok düşük yüzdelerin 5 vakit namaz kıldığı iş ortamlarında bir kişinin namaz kılabileceği kadar temiz bir yer ayarlamak çok zor olmasa gerektir, en azından namaz kılacak kişi kendi seccadesini kullanarak da olsa çok amaçlı bir odayı namazını kılmak için kullanabilmelidir.
bu ülkedeki insanların zeka seviyesini bir turnusol kağıdı hassasiyetinde gösterir sorunsaldır. çünkü bahsettiğiniz kocaman bir gökdelende bir insan boyu ve eninde bir odacık olduğunda bile gerizekalı bir analitik çıkarım yaparak karşınıza eğitim yuvalarının sayısını getirirler. halbuki böyle salak bir mantıkla bakıldığında bu eğitim yuvalarının sayısı fazladır bile bu kadar çok gerizekalı yetiştiriyorsa.

vakit namaz kılınması için uygun bir ortamcık'ı ibadethane olarak algılayan zihniyet islamda uygun olan heryerde namaz kılınabildiği gerçeğinden habersiz olduğundan olsa gerektir ki bu mesele cami-kilise-havra tartışmasına da dönüşebiliyor.

cuma namazı-vakit namazı ayrımını ortaya koyduğunuzda bile yazdığınızı okuma, okusa da anlama kapasitesine sahip olmayan birileri çıkıp konuyu başka bir başlıkta olması gereken bir mecraya çekiyor, nasıl çekmesin ki? bu konu üzerinde tartışacak bilgisi, donanımı, hayat tecrübesi yoksa bir kişide elbette bildiği -ya da bizim durumumuzda (bkz: case) bildiğini sanmakla yetindiği- bir tartışma alanına çekmeye çalışacak.

açıkça görülüyor ki yabancı bir ülkede olsak çözümü son derece kolay gözüken bu sorun (çünkü orada herhangi temiz bir köşede seccade serip namaz kıldığınızda kimse size "şov yapıyorsun", "gözümüze sokmaya çalışıyorsun" demeyecektir) bizde bu kadar düşünme özürlü insanlar etrafta fink attığı sürece çözülemez. lavabolarda çağdışı ve antihijyenik bir görüntü oluşturmamak için abdest tutma, dışarda sigara tellendirme ya da internette birkaç kartel gazetesi haftanın güzelleri galerisini gezmek yerine basbaya kendisini sıkıntıya sokarak namaz kılmaya çalışan adama "şov yapıyorsun", "ibadetini gözümüze sokuyorsun" tepkisini de gider yine türkler verir bu dünyada sadece.