bugün

koronanın devam ettiği şu günler otellere,turlara gelen rezervasyonların yarısının iptal olmasıyla sonuçlanmasıyla devam eden sektör. restorant kapsamına giren yemekli dinner cruiselar yani akşam tekne turları halat bağlamak zorunda kalmıştır. otellerde satışlar düşüktür. ayrıca 5-6 ay önce milli mesele diye ayasofyayı cami yapıp müze konumundan çıkardıklarında bir çok olumsuzluk yaşanacağı belliydi. geçen sene 3 milyon 727 bin 361 kişi ziyaret etmiş ayasofyayı. geçen sene bunların 1 milyonu turist olsa 50 ₺ ile çarpsan senelik 50 milyon ₺'lik kayıp var. en azından korona dolayısıyla otel veya tur rezervasyonları iptal edenler olsa da bu sene giriş ücreti 100₺ idi. korona dolayısıyla 250.000 turist ziyaret edecekti diye düşünsek 25 milyon ₺ , 500.000 turist ziyaret edecekti diye varsaysak 50 milyon ₺ kayıp var sadece turizm yönünden. bunları 8'e bölerek senelik ülkeye giriş yapacak döviz kaybını hesap edebilirsiniz. artı olarak yerli ziyaretçilerden kayıp var. yerli ziyaretçiler zaten müzekart alarak tüm müzelere girebiliyordu. dövize etki etsin diye müze statüsüyle oynadılar ve bir çok kişi de destek verdi. aslında erdoğan kandırıldı. çünkü senelik kaybın ekonomiye etkisi açık ülkeye döviz girişi azaldı, hem ayasofya sayesiyle ülkeye girecek döviz kaybı hem de avrupa ile çatışma sebebiyle turistlerin Türkiye'yi tercih etmesinin azalmasına yol açacak hamleydi. bu kararı destekleyenler aslında uzun vadede hükümetin zor durumda kalacağını biliyordu ve o zor durumla baş edemeyeceği noktaya başka türlü gelemeyeceğini hesaba katarak, erdoğan'ı kandırdılar. geçmiş olsun.
Auswitchin çalışma şartlari bu sektorun bazi patronlarina ilham vermisdir.
Mesela gunde 12 saati asan surelerle bulasik yikarsiniz. Hafta tatiliniz yoktur haftanin 7 gunu calisirsiniz. Hergun 9 da uyanir gunessiz karanlik nemli bulasikhaneye iner ve sadece kazan tabak catal bicak yikayarak tum gununuzu gecirirsiniz. Disarida harika bi yaz gunu vardir mukemmel bi gunes neseli ortam yemyesil orman esine az raslanir masmavi lagun ege denizi. Hayat akip gitmektedir ama siz bulasik yikarsiniz. Yemek yemenize bile neredeyse izin yoktur yemege daha baslamadan bi ses duyarsiniz "hadi beyler acele iş bekliyor hadi yaylanmayin" ayak ustu agziniza biseyler tikip yikamaya devam edersiniz. Bazen tum gununu is yerinde gecirdigi icin akli melekelerini coktan yitirmis hicbir ahlaki etik toplumsal kurallari umursamayan is arkadaslarinizin igrenc el kol sakalarina maruz kalirsiniz. Ortam kimi zaman gerilir herkes birbirine catar vs Aksam oldugunu gelen bulasiklarin sayisinin azalmasindan anlarsiniz çöpu cikart derler copu cikarirken bi barkarsiniz karanlik cokmus,tatli tatli ılik bi ruzgar esiyor. Mekanlar kapanmis sokaklar bosalmis. Koskoca bir gune neler sigar ama siz sadece bulasik yikadiniz. Is bitti. Simdi bi odada 8 kisi kaldiginiz it baglasan durmaz isci pansiyonunuza yaylari firlamis yataginiza dogru yatmaya gidiyorsunuz sansli iseniz rahatlatici bi dus almak icin gunes enerjisinde biraz sicak su kalmistir. Yolda turistleri goruyorsunuz. Sizle neredeyse yasitlar ulkelerinden kilometre uzaga dunyanin en guzel cografyalarindan birine tatil yapmaya gelmisler. Gezip tozup egleniyorlar kendilerini ve hayati kesfediyorlar. Muhtemelen seneyede baska bi ulkeye gidecekler tatil icin. Pansiyonda terler icinde beklerken nihayet dus sirasi size geldi. Dus alirken sakallari fark ettiniz birde sakalinizi kesmelisiniz.
Ustunuz basiniz pislenmis ama camasir makinesi yok ya uyku saatinizden verip elinizde yikayacaksiniz yada kuru temizlemecide yikatacaksiniz.Saat mi coktan gece 2 yi gecmis durumda. Sabah yine erken kalkacaksiniz ve yine uykusuz kalacaksiniz.
Yataga yattiniz ne gundu ama. Sevinebilirsiniz cebinize 70 lira girdi. Neler yapilir bu parayla bunlari dusunerek yine bugunun aynisi bi yarina uyanmak uzere kafanizi les gibi kokan yastiga koydunuz iyi geceler.
mesela bodrum gibi yerlerde her yıl yüz tane devredilen veya kapatılan mekan görürsünüz. çünkü her yıl cebinde parası olan en az 100 tane öküz gelir... ortama bakar... karı kız görür... iyi lan der ben de açayım bir yer. en az yüz bin küsür kira verir.

sezon dediğin kabaca 90 gündür.
her yıl bir 15 gün bir bok çıkar... esnaf kendini öyle avutur. yok okullar geç kapandı, yok dünya kupası var o bitsin turist gelir vs derken geriye genelde 60 ile 75 gün gibi bir süre kalır.

lan adam çanta satıyor çanta... 40 liradan! lan bunun başı götü kar olsa müşteri yağsa işportacı gibi günde 100 tane satsan (100 diyom bak bi de) günde 400 ayda 12 bin eder. eline geçecek para için çarp işte ikiyle bilemedin üçle.

şu hesapları yapamayan ne kadar mal varsa gider değişik formatlarda iş yeri açar.

batar.

neyse sıkıntı yok... her sene bir o kadar daha öküz gelir... devamı için yazıyı baştan okuyun yeterli.
kan ağlarken bile yerli turiste indirim yapmayı reddeden sektör. beter olsunlar.
Bin türlü yalanın, hilenin hurdanın döndüğü, neredeyse her sektördeki vasıfsızlık sorununun burada da devam ettiği sektör.
Aşı bulunmadan bu sezonu nasıl açmayı planlıyorlar garip. Otel’e gelen herkes’i test yapsalar dahi yeni bulaşan birinde hemen pozitif sonuç çıkarıyor mu? Bu yıl yarı yarıya müşteri azaltarak açmayı düşünmek garip.
Bu yaz insanlara burun deliklerinden bakan otel müdürlerinin ve kibirli patronlarının taşşaklara geleceği yaz olacaktır..
Ülkeye döviz sokan sektör... Bu yaz gelen turist olmaz. Oteller, restoranlar, kafeler kapalı kalırsa işten çıkarmalarda olur. Devlette para istemeye devam eder bu işsizlere yardım için ama ulaşacak mı bakalım onlara o para!? Ne kadar süre milletten para isteyebilir devlet göreceğiz. Zor bir gelecek var önümüzde.
görsel
(bkz: yarra yering).
Benim gireceğim meslek bakalım neler olacak. Şans dileğin bana arkadaşlar.
Bu sene 2016'yı mumla aratacakmış.

Bir ara yandaş medyaya gözüm takılmıştı onlara göre Türkiye 2017'de Paris'i. New York'u, Maldivler'i geride bırakacak düzeyde turist akınına uğrayacaktı; öyle bir ballandırdılar, öyle bir pembe tablo çizdiler ki sanırsınız diğer ülkelerin tur operatörleri de işlerini bırakıp türkiye'ye turist olarak akın edecekler. Siz deyin 30 ben diyeyim 50 milyon insan Türkiye'ye akacak.

Bugün Turizm Gazetesi editörü gerçekleri olan çıplaklığıyla anlattı. Durum Akdeniz ve Ege denizleri için sıçtın mavisi görünümünde. Yaptığımız külhanbeyliklerinin karşılığını alıyoruz: Bu sene Avrupa'dan gelen turist sayısında 5 milyon düşüş olacak. Kasımdaki erken rezervasyonlar iptal. Tabi bizim bu salaklığımızı ispanya, italya, Yunanistan hatta kıçı kırık Arnavutluk bile iyi değerlendirmiş. Adamların tesisleri ekime kadar dolu.

Son dakika turisti diye bir şey varmış (benim gibi iki ayağını bir pabuca sokmayı başaranlardan bahsediyor galiba) onları da kaçırmışız; zira yine ah o yunanistan yok mu o yunanistan ile ispanya ve hatta hatta ve portekiz erken davranıp her şeyi kapmışlar.

Bizler ise bize türlü naz yapan, domates ithalatındaki yasağı hala kaldırmayan, hala Türk vatandaşına vize uygulayan, ucuzcu beleşçi kavgacı ruslara bel bağlamışız. Geçen sene 700 bin rus gelmiş, bu sene rakam 2.5 milyon gibi bekleniyor, Avrupalı turist kaybının yarısı bile değil. Zengin Ruslar da maldivlere miamiye gidiyorlar; bize ise lada samara sahibi marangozlar, ilkokul öğretmenleri kalıyor.

AKPye oy yağdıran Antalya halkına selamlar bu arada.
“Bu kriz 2020'den önce bitmez, fon yaratılmazsa sektör batar”
http://www.cumhuriyet.com...lmazsa_sektor_batar_.html
Okulu bitirdiğimde yüksek ihtimalle atılacağım sektör. Hadi bakalım bekliyoruz.
inim inim inleyen sektördür. Önümüzdeki yaz, navigasyonlarını sıçtımın vizyon ayıları " ege de bir tatili hakettik canım hehe " deyip bu sektöre para kazandırmazsa, olumlu anlamda cok buyuk değişim gecirecektir.

Tatili hakettiysen siktir git yurtdışına iki ulke gör amk.
putin in aciklamalariyla birlikte ege ve akdeniz bölgelerinde büyük bir yıkım yaşayan sektördür.

turizm gelirlerinin dusmemesi icin 2016 yaz tatilini 7 aya çıkaralım bence..
su veren itfaiyenin hortumunu.. soyguncu köpekler.

bence okulları komple kapattirin. zaten bi bok öğrettikleri yok..
Şu anda sürünmektedir; yılın ilk beş ayında 30 otel sudan ucuza fiyatlara el değiştirmiş; yoğun sezon denen peak season öncesinde hep eleman alınırken bu sefer yüzlerce işçi çıkarılmıştır. Özellikle Ruslar'ın savaş ve ekonomik kriz nedeniyle peş peşe gelen rezervasyon iptalleri nedeniyle Antalya bölgesi çok kötü durumdadır. Yılsonuna kadar iflas eden otel sayısının ikiye katlanması beklenmektedir.

Onyıllardır altın yumurtlayan bir sektörü Akp döneminde batırmayı yine başardık.
kafa dengi adamların çalıştığı eğlenceli bir iş sektörüdür. iki yıl önce dilimi geliştireyim diye kapadokyada küçük butik bir otelde işe başladım.
ilk başta patronla iyi anlaşıyorduk akşam oldun mu onun ofise geçip biralarımızı alıp çerezimizi alıp müzik dinleyip efkarlanıyorduk
bir gün böyle beş gün böyle derken her gün böyle olmaya başladı. gecenin sonunda da nedense gökhan saki maçı izleyip dağılıyorduk.
tamam gece yarılarına kadar içiyorduk güzel eğleniyorduk ama o patrondu sabah erken gelme gibi bir derdi yoktu bense 7 de kalkmak zorundaydım.
patronun arkadaşları da gelirdi bazı günler onlarla rakı sofrası kurardık. patron beni de oturturdu masaya beraber demlenirdik.
saat 11 ne olunca ben kalkayım sabah erken kalkacam dediğim de ayıp ediyon ortamı bozuyon bak diyordu.
otele o dönem aksi gibi hep latin amerikadan müşteri geldi. uruguaylı bayan bir müşteriyi bir gün çıplak gördüm tesadüfen.
ben şimdi naneyi yedik derken kadın no problem dedi.
sonra brezilyalı bir çift geldi. kadın kocasıyla hiç vakit geçirmiyor öyle benle konuşuyordu.
ben de ister istemez kadın evli olduğu için kocasından gelecek tepki için konuşmuyordum daha doğrusu tepki gelecek diye düşünüyordum.
adam hiç oralı değildi. patron kadının bana ilgisini görünce balon sattırmak için asıl la götür kadını ne demeye başladı.
olur mu öyle şey patron müşteri şey yapılır mı ne diyorum ben adam tüh yazıklar olsun senin erkekliğine diyor.
36 gün çalıştım çok az bir katkısı oldu dilme oda işime yaramadı.
dil geliştirecem diye gittim sadece farklı ırktan kadınlarla cinsel münasebetten başka bir kazanımı olmadı...
adam akıllı para kazanmak için su katılmamış orospu çocuğu olmanız gereken sektör. şerefsiz adinin teki olmalısınız, insan duygularına önem vermemelisiniz bu sektörde güzel para kazanabilmek için. işleri yolunda giden bir turizmci bulursanız bilin ki bu nitelikleri taşıyordur.
turizm emekçileri herkes tatil yapar onlar çalışır.
buram buram pislik kokan sektördür. çok çok uzun şeyler yazıp aslında akılda kalanları söylemek lazım.

bu sektörde çalışan insanların hemen hemen çoğu pisliktir. doğuludur ve aslında insan iletişimi zayıftır. iki kelimeyi bir araya getiremez. ama iletişimin en yüksek olduğu meslek olan turizmde bulunur utanmadan. bunun örnekleri o kadar fazladır ki saymakla bitmez.

çalışma saatlerinin o kadar esnek olması ki lastik gibi kopacak olması,
resepsiyonun hiç bir hakkı yokmuş gibi gece çalıştırılması (işe başlanırken farklı konuşulması)
evli olan bireyin gece çalışmaya zorlanması ve "bu mesleğinfıtratında var denmesi",
mevcut personelden adam çekilmesi ya da adam ayırımı yapılması, sabit saatlerin kişiye göre verilmesi,
bazı işletmelerde tüm çalışma saatlerinin değişik olması ve sizden kendi programınızı yapmanıza engel olması,

sultanahmet meydanında turistlere ellerinde broşürle yol kesip dinner cruise, prince islands tour, sightseeing tour vs stan ayılar.
ingilizce bilmeyen resepsiyonlar,
müşteriye sarkan resepsiyonlar,
zorla bahşiş isteyen bellboy,
kahvaltı masasında sorun çıkaran personel,

otellerin köhne yerlerde olması ve bir yanı denize bakıp öteki yanı insan pisliğine ve toptancıların olması (beyazıt, laleli, aksaray)

aksaray'daki otellerde akşamları dışarı çıkıp gezmenin sorun olabilecek olması, turistin kaldığı yerden şüphe etmesi,

içki yasasının yürürlükte olması ve turistin bunu yapamayacaksam neden geldim soruları??

sultanahmet'te ki butik otellerin aynı zamanda restaurant olması ve turistlerin önünü kesip menü göstermeleri, aynı zamanda kendi aralarında müşteri kapma kavgası yapmaları,

otel sahiplerinin neredeyse hemen hemen hepsinin geçmişinin karanlık olması,
hiç bir otel sahibinin bu işe sıfırdan başlamamış olması. yani adam bu işe nasıl başlamış diye sorulduğunda daha önce başka işten bu işe girmiş olması. (kara para aklaması açıkçası)

abd'li müşterilerin neredeyse hepsinin hilton'u tercih etmesi (memnuniyetsizlikten dolayı)

avrupa'lı müşterilerin kendilerini çok uzak hissedip bir daha gelmek istememesi.
arapların neredeyse hepsinin hem diğer müşterilerinin hem de ülkenin huzurunu kaçıracak şekilde davranmaları ve bundan hiç rahatsızlık duymamaları. aynı zamanda otel işletmecilerinin onları uyarmaması.

arapların hepsinin ülkede kokainden tutun her türlü uyuşturucuyu ya da içkiyi kullanıp, akşam olunca secde var mı diye sorması, cuma namazına gitmemeleri ya da inanılmaz şekilde şikayetçi olmaları,

arapların elleri ile pilav yemesi,
arapların diğer tüm gördükleri kadınlara sarkması,
arapların yüzsüz olmaları
arapların 5 yıldızlı otelde otel konaklaması ve ücreti için pazarlık yapması, kendilerini yerin dibine sokup aynı zamanda da işletmeyi yormaları,

türkiye'nin güneyindeki tatil beldelerindeki otellerin fiyatlarının yabancılara daha ucuza gelmesi ama türk müşterilerinin daha pahalıya kalmaları,
güneydeki otellerde bir tostun fiyatının 50tl ye çıkabilmesi ve işletmenin bunun normal olduğunu söylemesi,*
güneydeki otellerin broşürde ve sitelerinde farklı resimler ve videolar kullanmaları, ama otele gidince alakasız manzara görülmesi
güneydeki otellerde her şey dahil denilen menü ve konaklama şartlarının yerine getirilmemesi, başta türkler olmak üzere insanların kandırılması,

güneydeki otellerde vasıfsız kürtlerin işe alınması ve neredeyse dişi eşşeğe kadar sarkmaları ve bunun hiç bir sorumluluğu olmaması (tv de ve gazetelerde çıkan haberleri görebilirsiniz)
güneyde ve istanbul'da çalışan personellerin çoğunun aslında işinin adamı olmaması ve bu durumdan dolayı asıl bu işi yapan ve eğitimini alan insanların bu sebepten meslekten iğrenmeleri,

cem yılmaz'ın da anlattığı gibi, ""bir çok turistik yerde, senden benden biraz daha sarışın diye insanlara nasıl sarkıyorlar"" sözündeki doğruluğun ne kadar doğru olduğuna şahit olmak ve bunun için hiç bir şeyin yapılmaması.

gibi bir sürü olayı içinde barındıran iğrenç bir sektördür. o kadar şey söylenebilir ki, bu işi bilen düşünebilen herkes buradan ve bu meslekten uzak durmalıdır.
senin ecdadın sadece yörümüş, islam'da her bokun anlamını bulup kafayı yormamış, ilerlememiş olduğu için ecdadı ilerlemiş bir takım insanın para değerini de ilerletmesi sonucu seninkinden belki daha iğrenç işler yaparak bir ayda seninkinin üç katı maaş kazanması sonucu sana hizmet ettirebildiği sektör.

ve senin eğlenmekten başka şansın kalmaz. o noktada zaten kalan birkaç gram haysiyetini de kaybedersin... düşünen biriysen zaten, bu sektöre hiç bulaşmaman gerekir.
ben emek derim, toprak derim, yoldas derim. onlar türk der, kürt der, mümin der, kafir der.
neresinde durduğunuza göre çok değişir tadı.

mesela 35 derece sıcağın altında allah'ın pakistanlısına tur satmaya calismak da turizm sektöründe olmaktır, front desk'te siki taşağına denk takılmak da...

günde 1000 tane yaprak sarmak da turizm sektöründe olmaktır duruma göre, f&b manager olup alemin kralı gibi takılmak da...

ingilizce, iyi görünüm, iyi iletişim, dinlemek, anlamak... hepsi kafadan çok önemli.

bunları hakkıyla yapın, eğitimi kimse fazla sallamaz.

yalnız askerlik kritik tabi. burası türkiye.
güncel Önemli Başlıklar