bugün

'durmadan harcadığım gözlerımı al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerımı tut '
dıyerek ağlatabılen şaır.
Ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalim.
çok değerli şairimiz. Şiirleri daima olumsuz kalsin.
görsel
hep bu adam yüzünden aşık oldum ben. ne hallere düşürdün beni. terkediliyorum şimdi var mı buna uygun bi şiirin de ?
görsel
Kan Uyku

Bir biz varız güzel öbürleri hep çirkin
Birde bu terli karanlık
Sonra bir şey daha var muhakkak ama adını bilmiyorum
Nereden başlasam sonunda o ışıkla karşılaşıyorum
Yarı çıplak utanmaz bir kadın resmini aydınlatıyor
Akşam oluyor ya bir türlü inanamıyorum
Oturmuş iri yapılı adamlar esrar çekiyorlar
Daha bir aydınlık olsun diye içtikleri su
Sarı topraktan testileri güneşte pişiriyorlar

Bir korkuyorum yalnız kalmaktan bir korkuyorum
Gündüzleri delice çalışıyorum geceleri kadınlarla yatıyorum

Sonra birden büyümüş görüyorum ağaçları
Kısrakları birden yavrulamış
Havaları birden güneşli

Kadınlarla yattığım yetse ya
Birde kadınlarla yattığıma inanmam gerekiyor

Hoşlanmıyorum.

sadece okuyoruz ve kopyala yapıştır yapıyoruz; fakat bunu bari özenerek yapalım, anlamaya çalışarak okuyalım, hissedelim. Çok şey anlatıyor bakın. gözümüzün önünde her şey.
Dünyanın en asil şairi.
'herkesin bir umudu vardır.

bir savaşı, bir kaybedişi,

bir acısı, bir yalnızlığı

bir hüznü..

çünkü herkesin bir gideni vardır,

içinden bir türlü uğurlayamadığı.''

sabah akşam aç karınla çok iyi gidiyor.
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe
bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gizlerin yalnız gibi ağaçlar
gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım.
"evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
üç ev görsek bir şehir sanıyorduk
üç güvercin görsek meksika geliyordu aklımıza
caddelerde gezmekten hoşlanıyorduk akşamları
kadınların kocalarını aramasını seviyorduk
sonra şarap içiyorduk kırmızı yahut beyaz
bilir bilmez geyikli gece yüzünden"
"ben zaten bu dünyada tek başımayım hey
bir sevdalı gönül bütün varım
eğer o da olmasa ne yaparım
kim bilir hey
ne yaparım"
"bu karanlık böyle iyi aferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum"
"Bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.."
"gazete" şiirindeki herkes biziz,
bizi yazdığı için teşekkür ederiz -laf arasında-.
biz dünyanın yaratılmışlığından beri buradayız,
yeni öldük,
cesedimiz de sırtımızda.

"denebilir ki dünyanın yaratılmışlığı
çok daha eski değildir insandan
sonunda
herkesin başından başladığı
bir çevresi vardır ortada
söz gelimi sıcaklığın yayılıyor ya sıcaklığıma
ben de bir nefeste boşaltıyorum sıcaklığımı
hiç küçümsemeden, hiç utanmadan boyuna
ne sıcaklığından, ne sıcaklığımdan
o arada durmadan konuşuluyor biliyorum
etin pahalılığından, suyun sıcaklığından
ve ölmüş annesi ses veriyor evli kızına
ölümün yeni alıştığı sıcaklığından
ağaçlar da büyüyor, tırnak etleri de
birtakım saçlar da uzaklarda
herkesi bir başka neden
bir başka hüzüne götürüyor
çok kimse bıkıyor günden akşam olmadan.
biliniyor o ayrı bir sorundur gerçi
herkesin kendisi ile cesedi arasındaki."
hayatımda ilk şiir kitabı edindiğim şahıs .
--spoiler--
"Belki de asıl ustalık budur, her zaman acemi olmayı bilmek."
--spoiler--
görsel
geyikli gece'siyle yeni bir çağ açıp kapamış üstat.

--spoiler--
''Hüznümüzü büyük şeylerden sanırsanız yanılırsınız''
--spoiler--
ben üç yer tasarlamıştım üçü de sana bana uygun
biri günebakanlarda biri otuz yaşta birini sorma
birini sorma gün gelir ben söylerim
daha usta olurum daha yiğit o zaman söylerim
bu kırgın karanlığı bir ışıtalım ilkin
yeniden şehirler kuralım şimdikilerine benzeyen
baştan başlayalım susamlara ekmeklere deniz aşırılarına
sevmelere
--spoiler--
bir gün sabah sabah kapıyı vursam,
-kim o ? dersin uykulu sesinle içerden.
saçların dağınıktır, mahmursundur.
kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
bir sabah vakti kapıyı çalsam,
uykudan uyandırsam seni,
ki daha sisler kalkmamıştır haliç'ten
fabrika düdükleri ötmededir.
--spoiler--

(bkz: bir gün sabah sabah)
--spoiler--
sen,
bir orospu çocuğuymuşsun,
belki hapishanede,
belki kaldırımda doğmuşsun,
ananla beraber kucaklarda sabahlamışsın.
o bile bilmezmiş kimden olmuşsun.
lanetlenmiş, kovulmuşsun.
vatan sevmeye değecek kadar güzeldir amma.
yaşamak için fırsat vermemiş talihin sana...
--spoiler--

(bkz: şehitler)
...
Sana bir boyun atkısı gerek. Çünkü kış geldi.
Ve sular bir uzun geçmişe hazırlanır. Nerdeyse.
Şimdi tutalım bu diriliği artık. Zamanıdır.
Zamanıdır. Nerdeyse kar başlar. Küçük kuşlar ölür.
Semerciler ve dilsizler ölür.
Seninle ben kalırız. Yeni bir yaşamaya.
Gökler ve kentler ufalır. Seninle ben kalırız.
O şarkı sanılanlar bir kavga halini alır.
Nerdeyse kar başlar.
Birini düşünür gibi oluruz. Biliyorum
Ellerin de üşür. Biliyorum ama
Isıtabilirsin onları. O ateşte.
Hazırsın da. Biliyorum. Ama
sana bir boyun atkısı gerek. Kış geldi.
binlerce pazartesi geçti ömrümde
hangisiydi o çıkaramıyorum
bir kiraz yediğimi hatırlıyorum kurtluydu
demek oldukça eski .
turgut uyar'ın çocuklarıyız isimli inceleme kitabıyla bir daha keşfettiğimiz şair ama insan... elbette dizelerden fazlasıydı. elbette şiirin içine şiirle gizleniyordu. dahası hayatın ardında durup kendine bakıyordu. bu kitsapla daha da fazla özlendi.
ali ismail korkmaz'ı aklıma getiren şair ama insan...

hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmam, hiç unutmayın
insan nasıl direnir başka
hiç unutma...
güncel Önemli Başlıklar