bugün

trenle yapılan uzun yolculuk sonrasında epeydir görülmeyen eş, dost, akraba ziyaretine eli boş gidilmesi durumundan son anda kurtaran superman gibi adamdır. özellikle izmit'te binerler trene ve meşhur izmit pişmaniye diye başlarlar vagonlar arasında yürümeye. yıllar oldu trene binmedim fakat çocukluk ve gençlik yıllarım sapanca-istanbul arası tren yolculukları ve güzel anılarla dolu. bir çok pişmaniye satıcısı adam vardı trenlerde. özellikle biri vardı ki sesi hala kulaklarımda olan hafif kısa boylu, bıyıklı, üç beş pişmaniye satıp evine ekmek götürmek isteyen güzel bir adama benzeyen pişmaniyeciydi. yıllar yılı trenlerde çalıştı bu eşinin ve çocuklarının kahramanı adam. ben çocuktum o adam vardı ve ben büyüdüm yine o adam vardı. son hatırladığım zamanlarda hafif yaşlanmıştı. trenle sık yolculuk yapan herkes gibi ben de o adamdan alırdım eğer alacaksam. bazense kuzenimle kafaları çeker, atlar trene yolculuğa başlardık ve bir keresinde saray helvası diye satılan pişmaniyenin un kurabiyesi halinde olan tadı ile muadil ürününden satın alıp üçer beşer ağzımıza doldurduktan sonra konuşmayı denemiştik.*

tabi üç kağıtçıları da vardır bu adamların. taze diye verdikleri pişmaniye bayat çıkabilir. bildiğiniz satıcılardan şaşmamalı.