bugün

(ing.) izleri takip eden, izleyici, takipci, takip cihazi.
yeni bir yazar, ho$gelmi$.

(bkz: haci bi dal sigara var mi yaws)
iz bulucu anlaminda kullanilan ingilizce bir kelime.
Ayrica bos zamanlarinda sozlugu takip eden
Sozluge Indiana dan katilan yazar.
#4113818

hayal alemi geniş yazar. geçen evine bir satıcı gelmiş olmalı ki ondan zaman makinası almış. ordan hoop zaman tüneline.
ya bu adam neler yapmış neler. dur ben bunu sözlüğe yazim demiş.

bu makinayı geri iade et bence. bozuk çıktı. 15 gün iade süresi var.

peygamber kendi cemaatine güvenmiyor olabilir, insanlar sapıtmasalar peygambere ihtiyaç olur mu hiç ? yazara güven olsa moderatörlere, gammazlara ne gerek var ?

sonuç oldu vel hasıl, gidicez kendimize çay koyup içine az limon sıkıp içecez.

afiyet olsun.
mesajla$mamiza ragmen kimligini anlayamadigim, msn'de konu$urken rastgele anla$ilan bir durumun ba$ kahramani. nevizade'yi fethetmi$tir zamaninda.*
bir bileninden yardım beklenilen torrent olayıdır.
torrent izleyicisidir. Eşleri ve ortakları izler, dağıtır. Kelime anlamı izleyici, takip edici dir.
güzel ve kaliteli ayakkabılar üreten bir türk markası.
2011 tarihli, ingiltere ve yeni zelanda ortak yapımı bir film.
afrikaner bir iz sürücünün yeni zelanda'da cinayetle suçlanan bir maori'nin izini sürmesi ve sonrasında meydana gelen olayları anlatır. arka fonundaki enfes yeni zelanda görüntüleri filmin izlenmesini oldukça kolaylaştırıyor.

http://www.imdb.com/title/tt1414378/

--spoiler--
afrikaner bu iz sürücü (van Diemen-ray winstone) ve denizci olan maori'nin (keremea-temuera morrison) ortak yönleri her ikisinin de ingilizlere karşı savaşmış ve kaybetmiş olmalarıdır.

ingilizlere karşı savaşında topraklarını ve ailesini kaybeden van Diemen'in ingilizlere neden yardım ettiği pek anlaşılmaz ancak filmin sonunda keremea'nın kaçmasına neden yardım ettiği açıktır; tek suçu beyaz bir kadınla yatmak olan keremea gibi van Diemen'in en yakın arkadaşı da aynı şekilde beyaz bir kadınla yattığı için asılmıştır. van Diemen bu noktada ingilizlere karşı siyah adamı asma özgürlüğü için savaştığını itiraf eder; bu durum ve ailesini, hayatını ve çiftliğini korumak arasında sıkışmış ancak ingilizlere karşı savaşmayı seçmiştir.

kendisi de maori olan morrison'un oyunculuğu inandırıcı ancak filmin sonlarına doğru bir anda ortaya çıkan gelenek ve göreneklerine bağlılığı pek anlamadım; filmde o ana kadar o yöne doğru bir gidişat yoktu sanki.

winstone'un aksanı inandırıcı, sessiz ağır abi tavrı iyi; geçmişindeki ağır acıdan kaçan adam tasviri yerinde. ancak dediğim gibi ingilizlere en başta neden yardım ettiği konusu muallak. maori'ye yardım etmeyi en başta düşündüğünden değil, kararını değiştirmesi filmin sonlarına doğru maori'den gerçeği öğrenmesi ile meydana geliyor; bu noktaya kadar kendi ifadesiyle "kanunları uygulamak" derdinde.

sonuç olarak arka fonundaki enfes yeni zelanda manzarası ile süslenmiş, ortalamanın üzerinde, keyifli bir film.

--spoiler--