bugün

Sosyoloji ve istatistiğin birleşimi galiba. Ama değişkenler o kadar fazla ko toplumlarda matematiği uygulamak mümkün olamamıştır.
yavşaklarin akma mukavemetini hesapliyor.
(bkz: yılmaz özdil)
(bkz: ertuğrul özkök)

isimlerden de anlaşıldığı üzere iyi bir şeyler değil.
(bkz: Algı Yönetimi)
“Melekler Halifenin yaratılışının gereğini anlayamamışlardır. Bununla birlikte Hakkın mertebesinin layık olduğu ibadeti de bilememişlerdir. Çünkü herkes Hakk’tan ancak kendi zatının gerektirdiği şeyi bilebilir. Melekler Âdem’in toplayıcılığına sahip değillerdi. Onlar kendilerine mahsus ilahi isimlerin dışındaki isimleri bilememiş, Hakkı yalnızca kendilerine mahsus isimlerle tenzih ve tespih etmişlerdir. Halbuki Allah’ın bilgisinin kendilerine ulaşmadığı isimleri olduğunu anlayamamış o isimlerle Âdem’in yaptığı gibi hakkı takdis edememiş, hakkı tenzih edememişlerdir.”
[Fusûsü’l Hikem, ibn Arabi]

işte, insan da bugün -ve tüm zamanlarda- aynen böyledir. Sadece kendisinde var olan -ya da sonradan oluşan- bilgiyi kabul edip, kendine ulaşmayan bilgi ve fıtrî eğilimleri reddederek birbirlerini anlamaktan uzak kalmıştır. Bu minvalde ihtiyacımız olan, temizlenmiş bir bilinç elde etmek için, düzenli şekilde çalışmalar (ibadet, okuma, düşünme) yaparak olgun insan olma yolunda ilerlemektir. Medeniyetimizi geldiği noktadan kurtarıp, karşılıklı hoşgörünün kazanım yolu ancak ve ancak bu çizgiden geçer. Aksi halde depresyonda ve bunalmış toplum, emreden nefsin pençesinden kurtarılamamış bireyler kaçınılmazdır.
doğumundan 5 dakika sonra milliyetine, dinine ve mezhebine karar verirler ve sen geri kalan ömrünü, seçmediğin şeyleri savunarak geçirirsin.
iş imkanları nasıl acaba.
bir yarrak mühendisligi miz eksik kaldı. karabük'ün rektörüne söyleyin de onu da açsın.
bide bunun toplum mühendisliğine soyunmak dersi varmış.
ders çok keyifli geçiyormuş diyolla.
Mü-hendese yani matematik bilen.toplumla matematik ne alaka.muhendislik tanimini daha fazla rezil etmesinler.okuyacaksanız elektrik makina insaat okuyun.bu ne ya.
dünyayı yöneten "üst akıl"ların yeni atom bombası. sandığınızdan çok daha büyük, çok daha etkili, çok daha tehlikeli, çok daha gerçek, çok daha ürkütücü ve çok daha "basit bir silah. son dönemde sıkça duyduğunuz "yeni dünya düzeni"ni kurgularken en çok başvurulan sektör.

sektör diyorum, çünkü artık bununla ilgili dev gibi holdingler ve bu holdinglere bağlı çalışan şirketler var. hepsinin amacı tek. dünyayı yeniden kurgulamak. bunun için hükümetleri değiştiriyorlar. bunun için toplumları yeniden tasarlıyorlar. bunun için insanların bilinçlerini yeniden tasarlıyorlar.

yakın zamanda ortaya çıkan facebook veri satma skandalı da bu koca barajın duvarında damla damla su sızdıran küçücük bir çatlak aslında. mevzu çok daha derin, çok daha büyük. artık bu sektöre hizmet eden şirketler açık açık "dünya çapında hükümetlere ve askeri organizasyonlara veri, analiz ve strateji sağladıklarını" yazabiliyorlar. üstelik bunu "25 yıldan uzun süredir ve 60'dan fazla ülkede toplumsal değişim ve savunma amacıyla davranışsal değişim programları" kullanarak yapmışlar.

barış özcan denilen yutupır, konuyla ilgili son yıllarda izlediğim en çarpıcı videoyu hazırlamış. kimdir necidir çok bilmiyorum ama videodaki mevzular tüyleri diken diken eden cinsten. benim yazdıklarıma aldırış etmeden izleyin. siz ne düşüneceksiniz merak ediyorum.

https://www.youtube.com/watch?v=AwL5uSm4hL8
Sevgili sözlük, öğrenildiğinde ufuk açan bir bilgi veriyorum, kaçırma.

Efendim, gerçek sizden saklanmıyor ama üstü örtülüp algınızın görüş alanından kaçırılıyor. Bunu da 'toplum mühendisliği ' diye bir meslek uydurarak yapıyorlar.
Bir meslek söz konusu edildiğinde değişiklikler konunun uzmanları tarafından üretiliyor ve servise veriliyor zannediyoruz. Sonuç; birileri dünyayı değiştiriyor ve o ben değilim.

Hayır. O' sensin!
Senin her hareketin hatta uyurken alıp verdiğin her nefes dünyayı etkiliyor. Önce kendini sonra en yakınlarını sonra düşmanlarını, büyükleri, küçükleri, hatta hayvanatı, hatta doğaya davranışınla ekolojiyi dolayısıyla yine insanı, her şekilde etkiliyorsun.

O mühendis sensin, algınla oynayanlarla oyna!
iyi amaçlar için yapılırsa gayet güzel bi şey.

genellikle toplumlarda ihmal edilen cahil ya da eğitilmemesi sebebiyle geri kalmış önemli kitleler bulunur.
bu batı da da böyle tr de de.
ha batı dakiler belki tr dekilerden daha iyidir ama önemli olan toplumun diğer kesimlerinden geride olmalarıdır.
bu neden önemli?
en basitinden bunların da oy hakkı vardır ve siyaset her türlü oy imkanını kullanmaktan çekinmez.
onun derdi oy alıp iktidar olmaktır.

bu geride olmayı farkedip buna çare arayan çok yönetimler olmuştur.
lakin izledikleri yol genellikle yanlış olan yoldur.
bu yol, o toplumu aniden değerlerini bırakıp yeni ve faydalı değerlere yöneltmeye çalışmaktır ki başarı oranı epey düşüktür.
ye ne yapmalı?
maalesef ki o topluma kendi değer verdiği konularla yaklaşılmak zorundadır.
ve bu değerlere saygı gösterirken yeni ve faydalı değerleri onlara yavaş yavaş kabul ettirmek gerekir.
misal diyelim toplumun bir kısmı okula gitmeye karşı ve eğitimi çevresindeki bazı kişilerden alıyor.
onları okula gitmeye zorlamak yerine, o kişilerle yakın olup o değerleri onlar vasıtasıyla vermek gerekiyor.

ha bırak cahil ve geri kalsınlar biz işimize bakalım dersen, eninde sonunda onlar gücü ele geçirebiliyor ve toplumun tamamını felakete sürükleyebiliyor.