bugün

Siz hâlâ Pulp Fiction (Ucuz Roman, 1994)’daki içerisinden ışık saçan çantadan etkilenip onu tartışanlardan mısınız? Size bu fikrin bire bir 1955 yapımı Robert Aldrich filmi Kiss Me Deadly (Öp Beni Öldüresiye)’den alındığını söylesem hayal kırıklığı yaşar mısınız? Sanmıyorum. Çünkü Pulp Fiction’ın yaşam kaynağı gizemli bir çantadan ibaret değildi. The Bag Man (Motel) ise tam tersine bütün varoluş amacını bir çantaya bağlarken, öte yandan da Pulp Fiction gibi olmaya çalışan bir film. Çalışan fakat başaramayan… Sözün gelimi Pulp Fiction’ın aykırı karakterlerine öykünen The Bag Man’in karakterleri bir sirkten fırlamışçasına yapay durmaktan kendilerini alamazlar. Orijinal karakterden anladığımız şey mavi peruklu bir fahişe, Rus aksanlı bir cüce, tek gözü korsan göz bandıyla kapatılmış bir zenci değil. Kişilikleriyle yaratıcı olmak yerine marjinal kılık kıyafet seçimleriyle sıra dışı karakterler ortaya çıkarılmaya çalışıldığında şekilci ve klişe olmaktan öteye gitmeniz mümkün olmayacaktır zaten.

ilgisini çekenler için yazının devamı: http://sinemahzen.com/the-bag-man/
Bir filme asla oyuncu kadrosuna bakarak gidilmemesi gerektiğini öğreten film. Senaryo çok sıkıcı. Gereksiz detaylara girerek daha da garipleşiyor. Film sizi germekten başka bişey yapamıyor. Kısacası zaman kaybının bir tık üstü.