bugün

ülkemiz için geçerli olan durumdur. ülkemizdeki binlerce diplomalı işsizi düşünün. hatta çalışanları da düşünün, 3 kuruş paraya ömür boyu çalışıp borç içinde ölüp gidiyor çoğumuz veya o kadar emek ve çaba karşılığı sıradan bir hayatı oluyor. peki okumak zorunda mıyız? tabi ki hayır, gidip bir dükkan açıp milletin ağız kokusunu çekmeye gerek yok. al silahı çık dağa, kafana göre kes önüne geleni, önüne gelene tecavüz et seksini yap. ortam zaten güzel, evlilik stresi falan yok, hatunlar dönülüyor ortamda.

sonra baktın vakti geldi teslim olursun; davulla zurnayla karşılayıp bağrına basar seni öğretmen olup gitsen taşlayacak olan adamlar. hadi teslim olmadın, zevkli geldi teröristlik ki işini seven insanlar her zaman daha başarılı olurlar; terörizmin basamaklarını hızla tırmandıktan sonra yakalandın diyelim. kaç tane zenginimizin adası var? olanlarında çoluğu çocuğu sürüyor zaten sefasını. çekilirsin adana, kitap falan okursun, yediğin önünde yemediğin arkanda şahane emeklilik. hangi çalışanına böyle emeklilik imkanı tanımış devlet. doktorun bile yanıbaşında bekliyor, hastalanıp hastaneye gitsen sıra beklerken ölürsün normalde. teröristliğin sağladığı ekonomik imkanları kenara bırakalım, saygı var bir kere, insanları geçtim devletiniz size saygı duyuyor. normal insanlar açıklanan asgari ücretle aşağılanırken sizle konuşurken başbakan bile "sayın" diye hitap ediyor. düşün ki zamanında atatürk'e bile hakaret eden adam size sayın diyor, daha ne istersin bu hayattan? şan, şöhret, saygınlık, rahatlık... aradığın şey her ne ise sana bir keleş kadar yakın.

edit: bu dediğim türkiye için geçerlidir, başka ülkede denemeyin s.kerler.