bugün

Temel, Amerikalı mühendis bir de Alman mühendis uluslararası bir tünel projesinde sunum yapmaktadır.

Amerikalı mühendis açar projeksiyonu;
-dağı her iki taraftan deleceğiz ortada en fazla 2 metre bir hata payı öngörüyoruz, onu da ancak çok uzman kişiler farkedebilir.

Alman mühendis açar projeksiyonu;
-dağı kuzey ve güney eteklerinden deleceğiz, merkezde en fazla 1 metre hata payı öngörüyoruz, hata payı belli bile olmaz.

Temel siktiret projeksiyonu der baretini masaya koyar;
-daği bi burdan bi da haordan deleceuk diyerek işaret parmaklarıyla baretin her iki tarafını gösterir.

Ortada buluştuk buluştuk, buluşamaduk bi gidiş bi geliş 2 tane dünelimiz olur!
bir gün dursun temel’ e sorar;

-“temel senin iki tane atın olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” peki iki tane araban olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” iki tane evin olsa birini bana verir misin?”
-” veririm.”
-” canımsın… peki iki tavuğun olsa birini bana verir misin?”
-” vermem.”
-” haydaaa..! neden?”

-” çünkü iki tavuğum var…
temel fahişeye ücretini sormuş.
cevap 10 bin tl olmuş.
bunun üzerine “20 bin tl vereyim ama bir isteğim var” demiş.
fahişe ne olduğunu sormuş.
temel “işimiz bitince seni döverim” demiş.
fahişe yolda devamlı sorup durmuş “ne kadar döversin?”
temel önce cevap vermemiş.
işleri bitince soru tekrar sorulunca,
temel “paramı geri alıncaya kadar” demiş.
bir fransız
bir alman
bir de temel eşleriyle beraber ingiliz ajanı olmak için mülakata girerler.

fransızın eline bir tabanca verirler.

- al bu silahı. içerde karın margariti vur ve gel.

derler.

fransız içeri girer ama karısını vuramadan dışarı çıkar ben yapamayacağım der.

aynı şekilde alman da içerdeki karısını öldüremez.

sıra temele gelir. al bu silahı git fadimeyi öldür derler.

temel silahı alır girer odaya.

odadan bam bam silah sesleri duyulur. daha sonra tangır tungur şangur şungur diye cam kırılma sesleri felan duyulunca ingiliz ajanları paldır küldür
odaya dalarlar. temel şöyle der;

- haçan verdiğiniz silah kuru sıkı çıktı. ben de fadimeyi camdan aşağı attım.
hemen hemen hepsi iskoç fıkralarından araktır.

Karadeniz Fıkraları Ajansı Sahibi Hikmet Aksoy, AA muhabirine yaptığı açıklamada;
"Karadeniz insanının yaratıcı zekası ve doğası gereği sabah akşam ''mizah denizinde kulaç attığını'' belirterek, ''Karadenizliler olarak mizahı her an yaşıyor, mizahla yatıp mizahla kalkıyoruz. Karadeniz fıkralarının genel özelliği yaşanmış bir olaydan kaynaklanmaları, yani gerçekçi yanlarının olmasıdır. Siz Temel'e ayda bir olay kurgulayıp, rol biçerseniz, Trabzon'da pastırma imalathanesi açtırırsanız, tezek sattırırsanız, Temel'i Hollywood'a götürüp başrol verirseniz, daha nice düzmece durumlara ortak eder, kimliğini değiştirmeye kalkarsanız mizahımıza en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Maalesef Temel'e, kimliğine ve karakterine uygun olmayan roller biçiliyor, bu da fıkralarımıza, mizahımıza zarar veriyor.''
demiş.
Varmış, ölmüş.
neden bu kadar atarlandınız anlamadım. adı üstünde temel fıkrası gelenek gibi bir şey. benim çocukluğumda da vardı, torunlarımın çocukluğunda da olacak.
Hiç komik değillerdir.
Ne zaman biri temel fıkrası anlatmaya başlasa sıkılır etrafa bakardim.
bazı bölgelerdeki salak bolluğuna dikkati çeken fıkralardır.
akdenizlilerin götüyle güldüğü fıkralardır.
görsel
-bir gün temel inşaata gitmiş. törene katılacakmış ama işçiler bunu inşaattan atmış.neden?
+çünkü o gün temel atma töreni varmış.

Not: bunu şuan uydurdum. ben vurmayın demiyorum ama az vurun bari.
Temel ingiltere’de lüks bir otele yerleşmiş. Oda servisine telefon açıp;
“- TU Ti TU TU TU TU”(*) demiş.
Oteldekiler telaşa kapılmış bu mesajı çözmek için. Bir daha sormuşlar yine aynı söz!.. Oraya buraya haber salmışlar... Sonunda konsolosluktan bir çevirmen bulmuşlar ve Temel’in ne dediği anlaşılmış;
“- 2 çay, 222’ye!”

(*) Two tea to two two two
- adın ne senin?

- temel ama c'si yok.

- la temelde c olur mu ki?

- tamam, biz de yok dedik.
Bir gun fransiz kadinin biri temele siz turkler ne acayipsiniz siz para icin calisiyorsunuz biz se onurumuz icin temel cevap verir he herkes neyu eksikse onun icin calisiyor tipine sictigim.
Temel 60 katlı bir gökdelenden aşağıya düşmüş.
50-40-20-10-5-4-3-2 derken 1.kata geldiğinde aklından şu geçmiş :
– Allahım sana şükürler olsun. Bu kata kadar ölmeden geldim. 1.kattan sonra düşsem de ölmem.
temel bir gün uçağa binmiş; bakmış ingiliz, FRANSIZ, Alman yok geri inmiş.
Fadime ile Temel Büyükada'da dolaşıyorlarmış.
Bir martı Temel'in kafasına pislemiş.
Fadime:
—Temel, git şu marketten peçete veya ıslak mendil satın al!
Temel:
—Gerek yoktir. Kuş, çoktan uçup gittu.
akp li zekasında fıkralardır. al anlamlı gelsin.

temel bir gün uçağa binmiş, uçakta bir alman, bir fransız, bir de ingiliz olmadığını görünce uçaktan inmiş.
birgün temel varmış , sonra bina olmuş.
Çoğu askerde geçen fıkralardır. Kalanı da uçaktaki yabancılar veya fadime ile cinsel hayat konularını içerir.
Askerde kamuflaj yarışması varmış.
Komutan, çuvallara girmiş askerlere tekme atıyor askerlerde hayvan sesleri çıkarıyor.
ilk çuvala vuruyor. -Hav hav.
Komutan, "aferin köpek çuvalı" diyor.
2'inci çuval kedi, üçüncü çuval kuş derken sıra Temel'in girdiği çuvala geliyor.
Komutan tekmeliyor ses yok, iyice tekmeliyor yine ses yok.
Tekme tokat, tahta tüfek ses yok.
Askerlerine emir veriyor "sizde tekmeleyin".
Çuvaldan bitkin bir ses duyuluyor. Patatessss!
Temel bir gün psikoloğa gitmiş. Derdini anlatmaya başlamış:
- Doktor bey, her gece rüyamda bir kapı görüyorum. Çekiyorum çekiyorum açılmıyor. Ne kadar zorlasam da kapıyı açamayıp, kan ter içinde uyanıyorum.
Doktor:
- Peki kapıda dikkatinizi çeken bir şey var mı?
Temel:
- Evet var. Üzerinde "itiniz" yazıyor!
Temelle dursun iş başvurusuna gidiyor. 8 tane vesikalık fotoğraf isteniyor. Çıkışta dursun soruyor: "ula temel. Fesikaluk fotoğraf nedur?" Temel: "ula işte göVdeden üstü gösteren fotoğrafa fesikaluk diyler" dursun: "haçan onu nasul çekileceğuk?" Temel: "ula çukur kazaruz ha boyle. içine girip çekiluruk da" dursunun aklına yatıyor. iş bölümü yapıyorlar. Temel eve gidip fotoğraf makinesini getirecek, dursun da çukur kazacak. Bir saat sonra sözleştikleri gibi buluşuyorlar. Temel dalgayla gülüyor: "ula tursuuun! Niye 8 tane çukur kazdun? Ne gerek vardu uşağum? Haçan pen 8 tane fotoğraf maçinesu cetirmiştum da!"