bugün

uçamayan bir kuş olmasından dolayı kuş beynine sahip olan hayvanın beynidir.

tanımladık ne güzel. bir de başımızdan geçen hikayeyi anlatalım lazım olacak.

ilkokula giderken yaz tatilinde dedemin yanına köye gittik. dedem ki köyün en aydın insanlarından birisidir. köyden yüksekokul okumak için çıkan ilk kişi annem. 1962 senesinde köy yerinden çocuğunu öğretmen okuluna (5 yıllık ilkokuldan sonra yatılı olarak 6 sene okunuyor o zamanlar öğretmen olmak için) göndereceksin. üstelik bu çocuğun da kız olacak. köy için o zamana göre görülmemiş bir şey. tabi etraftan akıl veren çok. "niye okutacaksın ki? okutup da ne olacak? kız çocuk okutulur muymuş hiç? az daha büyüsün evlendir ne okutması? bıdı bıdı..."

7 çocuğunun 6sını okutup meslek sahibi yaptı. bunlardan 5 tanesi kız. bir de oğlu var o da astsubay okulunu bitirdi o da ekmeğini eline aldı. son derece ileri görüşlü.

ileri görüşlülüğü sadce çocuğunu okutmakla kalmıyor dedemin. sahibi olduğu 10-15 dönümlük arazisini herkes gibi kara sabanla ekip biçip ürününü satmakla kalmayıp, yurt dışından anlaşması olan tüccarlarla sözleşme imzalayıp iyi para yaptı. köy meydanından arsa aldı. buraya köyün kerpiç evlerinin aksine ilk betonarme binasını yaptı.

işte o yaz henüz bu ev inşaat halindeyken, tuvalet atıklarının birikeceği büyük bir çukur kazılmıştı. tuvalet kullanıma açılmadığı için çukur henüz boştu. ben evin etrafında oynarken bu çukura dedemin civcivlerinden birisinin düştüğünü gördüm. annesi tavuk ve kardeşleri civcivler çukurun etrafında geziyorlardı. tavuk çaresizlik içindeydi. bir an bile düşünmeden çukura atlayarak bu civcivi oradan kurtarmak için çukurun içine atladım. ve civcivi avcuma aldım. işte ne olduysa o anda oldu. tavuk bir anda arslan kesildi ve üzerime atladı. kanatlarını çırparak yüzüme gözüme gaga darbeleri atıyordu. kanatlarını da kafama çarpıyordu. korkudan ne yapacağımı bilemeden çığlık atarak ağlamaya başladım. teyzelerimden birisi yetişti, eline süpürgeyi alarak tavuğu başımdan uzaklaştırdı. elimden tutup beni çukurdan çıkardı.

tavuk beyni işte. benim o çukurda ne yaptığımı ne bilsin. amacımın ne olduğuna bakmaksızın yavrusunu koruma içgüdüsüyle bana saldırdı. o tavuk hala yaşıyor mu bilmiyorum. * ama buradan kendisine kırgın olmadığımı söylemek istiyorum.

ülkemin siyasi ortamını takip ettiğimde bu olayın birebir aynısını yaşadığımızı görüyorum ya ona üzülüyorum işte. iktidar partisi ülkeyi orta vadede refaha ulaştırmak için bunca icraat yaparken sırf civcivine el sürdü diye tavuk beyinliler tarafından saldırıya uğruyor.

bugün 10 kasım. atatürk'ün ölümünün 72. yılı. hatasıyla günahıyla o da bir insandı. yanlışları olmuş mudur? bence olmuştur ki hatasız kul olmaz. ama tutup da kimse ülkeye gizliden gizliye ihanet ettiğini, ülkeye yaptığı onca hizmeti gözmezlikten gelmesin. ki bazı tavuk beyinliler kurtuluş savaşını hakir görerek kendi düşüncelerini ispatlamaya çalışmaktadırlar ya. işte ona da üzülüyorum.

menderesin son sözüne katılıyorum ve aynen aktarıyorum. ilmek boynuna geçirilirken son cümlesi şu olmuştur.

"size kırgın değilim sizin arkanızda olanları biliyorum."