bugün

(bkz: futbol taraftarlığı)
hakkında bu kadar az entry girilmiş olunmasına şaşmamalı, çünkü çoğu kimse adam gibi bilmiyor taraftarlığın ne olduğunu.

taraftarlık, adı üzerinde desteklemektir. bir takım seçer insan kendisine, maçına gider takımının gaza gelmesi için bağırır, takımı yenilirse üzülür, yenerse sevinir. evine gider ve konu kapanır.

bizim ülkemizde taraftarlık ise şöyledir;

tuttuğunuz takım harici bütün takımlar ve taraftarları düşmandır.
tuttuğunuz takımın her başarısı hak, tutmadığınız takımın her başarısı şike ya da parayla alakalıdır.
tuttuğunuz takım kötü halde iken bile aşk, tutmadığınız takım iyi olsa bile nefret sebebidir.

herkes karşısındakinin açığını gediğini bulmak için gazeteci gibi araştırma bile yapar.

halbuki taraftarlığın kökeninde sevgi olgusu vardır. birisini seviyorsun diye bir başkasından nefret ediyorsan bunun ne kadar anlamı olabilir ki ?

gruplaşmaya, kamplaşmaya ne kadar meraklı bir milletiz arkadaş.
tuttuğunuz takıma bağlılığınızı gösterir. takımınızın konumu hiç önemli değildir siz o stad ta bulmuşsunuzdur aşkı. o stad ta öğrenmişsinizdir sevinci ve hüznü. taraftarlığın toplumsal bir önemi vardır, belki de en önemlisidir, o da saygıdır. rakiplerine saygısı olmayan taraftarların kendi takımına saygılı olması beklenemez. taraftarlığın kendi ile çeliştiği durumlar da vardır. büyük derbileri malesef bu durum dışında tutmak zorundayız.
not:galatasaraylıyım
Bir iş kolu olsaydı, işsiz kalmazdı ülkede.
Ulkemizdeki taraftar profili taraftarliktan çok ya holiganlik yada seyircilik olduğundan tam anlamıyla yaşanmayan kavram.
Edit: holiganim.
taraftarlık da eskidenmiş be azizim.

lan o değil de noluyor anlamıyorum bu amınakoduğumun türkiyesinde.

gidiyorum galatasaray maçına, kendine taraftar diyen kokmuş delik çoraplar kendi oyuncularına küfür ediyor, gidiyorum, fenerin maçına adamların oyuncusu gol atıyor adamlar gol atan adamla dalga geçiyor. beşiktaş maçına gidiyorum durum farksız, trabzonda da aynı. amk anadolu takımı maçlarına gidiyorum onlarda bile durum aynı. rakip taraftara, takıma yükleneceklerine kendi takımlarına hakaretler yağdırıyorlar. o niye? adam şut çekiyor da o girmedi diye. neymiş? kötü oyuncuymuş? sikerim ebenizi, taraftarlık bu değil. yenmek de var yenilmek de, o formanın içinde ter döken oyuncuya saygınız olacak. o oyuncu ancak o formayı kaldıramıyacak bir şey yaparsa(ki bunu kişilik bazında söylüyorum) o zaman laf edersiniz. ama adam kötü de oynar iyi de oynar. takımda daha iyisi olsa onu oynatır herhalde teknik adamınız. zaten hep kötüyse, kalitesi yeterli değilse takımınıza transfer döneminde yollarınız ayrılır. ama o topçuya hakaretler eden, dalga geçen, iktidarsız insan müsveddeleri taraftarlık taslamasın. amınakoyum onların da.
kulüp yöneticilerinin asla anlayamayacağı.
Hayata Anlam yüklemenin farklı bir versiyonu. hayattaki tek tutkumun fenerbahçe taraftarlığı olması bunu çok iyi gösteriyor sanırım.

Bazen yalnızca takım sevgisinden fazla olan durumdur. Bazen dünya, bazen siyasi görüştür.

http://m.radikal.com.tr/s...lar-maca-gitmiyor-1468314
Bazen uğruna kavga edecek adam dövecek hatta cinayet işleyecek kadar abartanlardan daha aptalının cahilinin olmadığını düşünüyorum.
TARAFTARLIK

Bir insanın kendine yapacağı en büyük kötülüklerden biri; geçici, fani, süreli, ölümlü, hataya açık, beşeri, dünyevi, maddi... şeye/şeylere "taraftar" olmaktır. Bu taraftarlığa kesinlikle "körü körüne" şartını da eklemiyorum! Taraftar olmanın her türlüsünün insana büyük zarar verdiğini deneyimledim ve bu tecrübeye dayanarak söylüyorum.

Her neye/kime taraftar olursan ol, bir kere onun sadece iyi yanlarına değil; aynı zamanda onun kötü, eksik, kusurlu, olumsuz yanlarına da ister - istemez "ortak" olduğunu açık bir şekilde ilan etmiş oluyorsun. Bu çok riskli bir durum ve inanın böyle bir aptallığın hiç gereği yok!

Unutmayın ki; "ben buna taraftarım ama şu yönlerini beğenmiyorum, tasvip etmiyorum!" demeniz hiç kimseyi ikna etmez, etmiyor! Etmemesi de çok normal. Taraftarım, bağlıyım, yandaşım dediğin an konu kapanmıştır!

Eğer bir kişiyi, olayı, durumu, grubu... eleştiriyorsan ya da eleştirebiliyorsan zaten o şeye "taraftar" değilsin demektir.

Türk Dil Kurumu "taraftar" sözünü "yandaş" ve "bağlı" sözcükleriyle açıklamaktadır.

Taraftar, taraftar olduğu şeyi iyisi ve kötüsüyle kabullenmiş ve onu olduğu gibi benimsemiş olan kişidir. Savunur ya da savunmaz o ayrı ama benimsemek şarttır ve benimsediği zaman "taraftar" sınıfına girer.

Bir kişinin ya da oluşumun iyi yanlarını alkışlayan ve kötü yanlarını eleştiren hatta yanlışlarına karşı muhalif duruş sergileyen kişiye "taraftar" denmez, denilemez. Böyle bir kişi "taraftar" ve benzeri herhangi bir etiketin içine sokulamaz.

iyinin, iyi görünenin, iyilik yapanın değil, sadece 'iyiliğin' taraftarı olmak gerekmiş! Ben şahsen bu dersi aldım... sizlere de tavsiye ederim.

Mehmet Volkan Balbay

(Not: Eğer yazıyı faydalı bulduysanız lütfen sevdiklerinizle paylaşarak onların düşünce dünyalarına olumlu katkıda bulunun.)