bugün

yarısı doğru yarısı yanlış ntv haberi dışında yazdıklarının neredeyse tamamı doğru çıkan gazeteden, onu yalancılıkla suçlayanların özür dilemesi elbette erdemdir.

şurdan burdan para almakla suçlandığı halde, 4.500 tirajlarda sürünüp 90.000'lere kadar çıkabilmiş ve tüm parasızlık şartlarında bugün 50.000'lere demir atmış gazeteden, bu suçlamayı yapanlar özür dilemelidir.

türkiye'nin en çok satan gazetesine zaten bir cemaat sahipken *, sadece gerçekleri yazdığı için onu aynı cemaatten para almakla suçlama yanlışlığını yapanların, bir özür borcu olduğu bellidir. çünkü ortada dürüstlük, gazetecilik ve tarafsızlık vardır ama cemaatçilik yoktur.

çünkü son olarak bu gazete, el bombasının pimini çekip bir erin eline veren ve 4 askerin parçalanmasına sebep olan teğmenin bu girişimini ortaya sermiştir;

kaza diye üstü örtülen olayı ortaya çıkardığı için teşekkürü hak etmiş bir gazetedir taraf;

unutmayalım ki, o sırada herkes taraf'ı ordu düşmanlığıyla suçladı ama sonradan genelkurmay, ipliğinin pazara çıkmasıyla teğmeni tutuklamak zorunda kaldı. sonra da askeri, "tarafsız" askeri yargısıyla yargıladı ve 9 yıl mahkumiyet verdi. buna bir türlü inanası gelmeyen bir yazarın taraf'a minik bir özür borcu olduğunu anımsamak ve anımsatmak da bir borçtur.

bundan böyle kimsenin veremediği bir haberi verdiği zaman taraf gazetesini suçlamadan önce şöyle bir düşünmek gerek. çünkü fikirleri farklı olsa da esas olarak dürüst olan bir sözlük yazarı bu son gelişmeden önemli dersler çıkarabilir:

1. sert asker rolünün şehveti için bir teğmen bizim ordumuzda 4 askeri havaya uçurabilir.

2. aktütün'de, dağlıca'da, şemdinli'de, ceylan olayında olduğu gibi bu işin de üstü örtülmeye çalışılabilir ve yalan açıklama yapılabilir.

3. kimsenin cesaret bile edemediği olayı yazan gazete mahkemeye verilebilir, basındaki kalemşörleri yardımıyla ordu düşmanı ilan edilebilir.

4. mızrak çuvala sığmayınca, gerçek saklanamaz hale gelince teğmen sessizce tutuklanabilir.

5. subay, askerin mahkemesinde hızlıca yargılanabilir, 4 kişiyi uçurmanın cezası olarak 9 yıl verilir, üç bey yıl sonra da dışarı çıkarılabilir; bu arada taş atan çocuklara 15-20 yıl ceza kesilip gitmiştir, o ayrı.

6. taraf'ı ordu düşmanı ilan edenler, niyeyse bu gelişmeyi görmezler, çünkü o sırada yeminli taraf düşmanlıkları için yeni malzeme toplamaktadırlar.

7. korkunç katliam planlarının anlatıldığı 3. mektubu yalanlamak için çok uygun anlar değildir ama ordumuz yalanladığına göre, onlar yalan söylemiyordur mutlaka diyerek, birileri yine klavye silahşörlüğü için masa başına otururlar.

8. ilk önce de, ipliklerini pazara çıkaran bir yazarı eksileyerek işe başlarlar. oysa artık elimiz az da olsa titremelidir.

9. orduyu eleştirmek ordu düşmanlığı değildir, belki de orduya yapılan önemli bir iyiliktir. olayı saklamak ise aslında orduya zarar vermektedir, orduyu asıl olarak bu tür adımlar yıpratmaktadır.

10.özetle, bir kez olsun yanıldıklarını, yanıltıldıklarını kabul etmek ne güzel bir erdemdir.

geçtiğimiz günlerde dursun çiçek belgeleri gerçek çıkınca, gazetelerdeki yeminli taraf karşıtı yazarların bile bir kısmı taraf'tan özür diliyoruz diye yazdılar. bizim sözlüğümüzde bu özürü dileyecek cesur, onurlu ve gece aynaya rahatça bakacak yazarlar yok mu?

ben var olduğuna inanıyorum. neden? çünkü yanlışını görmek, taraf'tan özür dilemek bir erdemdir.

çünkü yüzüncü yıl gelmeden ikiyüzlülükle yüzleşmek şarttır.