bugün

Eski beni özledim. iyi adamdı.
istanbulu,
istanbuldaki bazı kimse*leri.
istanbulun kalabalıklığında tek başıma dolaşmayı ve fotoğraf çekmeyi.

anlayacağınız asıl özne istanbul, nitekim geriye kalanlar ayrıntı.

bir de soyut bir şey ekleyecek olursam;
insanların merhametini özledim,
çünkü kalmadı etrafımdakilerde.
kendim adına değil, dünya güzelleşsin diye.
nitekim de güzelleşmiyor aksine.
2012 yazı; tüm gün leyla ile mecnun izlemek.
çocukların bayramlarda rahat rahat şeker toplamasını,akşama kadar kapılarda koşuşturup top oynamasını özledim biz bu zevkleri yine tattık az çok ama onlar artık bunlardan mahrum kaldı kötü insancıklar yüzünden.birde insanların güvenilir olduğu zamanları çok özledim şimdi bu et ne eti bu peynir ne peyniri bu zeytin sahte mi bu para gerçek mi diye diye kafayı yemek üzereyiz insanlık bitti ben insanlığı özledim.
(bkz: osmanlı imparatorluğu)

vallahi biz abdülhamid han'ı özledik...
ailesinden uzak olanlar için kesinlikle aile ve annenin o güzel yemekleridir.

kendimden biliyorum.
Ödevlerimizin bir sayfa boyunca 'A' harfi yazma olduğu günleri özledim.
galata köprüsünde kar yağarken viski içmek.
Evim.

Entry yukarda.
Tek kelimeye sığdıracak olursam, Samimiyet. Küçüktük, sokaklarda top oynardık, yine aynı sokaklarda kolumuz, bacağımız kırılırdı ama kimsenin annesine küfür etmezdik. küfür edenide döverdik. oyunları oynadıktan sonra camlarda hangi annemizi yakalasak yemek ve ya su isteyebilirdik. hatta biz istemeden onlar sepetle yollardı. Hele suyu şişe dolusu yollarlardı o zamanlar kirli, pis gibi kelimeler lugatımızda yoktu. Ben bu çocuktan iğreniyorum yoktu 2 bazen daha fazla kişi aynı şişeyi kafamıza devirip suları içerdik. Arkadaşlarımızdan hangisi bakkala girerse bizde beraber girerdik. Ama kimse ulan benim param var diye yanıma geldi diye düşünmezdi. Mesela okuldan dönerdik bizim ceplerimizde ve ya boyunlarımızda şimdiki çocuklarda olduğu gibi evin anahtarları yoktu. çünkü bizim annelerimiz biz eve gelmeden hiçbiryere gitmezdi ya komsuda olurdu ya evde. Zaten şimdiki gibi avmler de yoktu. başka bir yere gidecek olsalar bile bilirlerdi ki çocuk dışarda kalmayacak bütün komşular evlerini açarlardı çünkü. hatta açmalarına gerek bile yoktu hiç sormadan pat diye girer küt diye otururduk.arkadaşlarımızın annesine anne derdik emineanne, ayşeanne, fatmaanne gibi. Ayrıca evlerine girmesek bile korkulacak birşey yoktu ki, akşama kadar sokakta top oynardık yine. işte sözlük ben bunları özledim, çocukluğumu, temizliğimizi özledim. kısacası samimiyeti özledim. Düşünüyorum düşünüyorum da

Biz malın sahibi diye oyuna almayınca başımızı eğip top sahibine biat eden çocuklar iken ne ara malını elinden almak için babasının ölümünü bekleyen yetişkinler (!) olduk?
içten bir gülümseme, samimi bir sohbet. yıllardır bir tiyatro'nun içinde sahte, yapay tavırlarla hayatımızdan gün çaldığımızı düşünüyorum. eski yardımseverliğimizi kaybetmiş birbirimizin kuyusunu kazıyorcasına yaşıyoruz hayatı ya ben çok karamsarım, yada karşımdakiler iyi oyuncu değil...
Geçmiş.
yeniden bir yolculuğa çıkmak. çok kısa bir sürede gidiyorum kısmet olursa.
müge.
yazmamaya söz vermistim kabul ama bilirsin ki mevzu sen olunca ben benden gidiyorum. özledim ama bi farkla, kendimi paralarcasina değil artık. ülkemiz şartlarında terkedilen bi erkek hâlâ seviyo olduğu kızı ne kadar özlerse o kadar.
galiba mahvoldum ben inci çiçeği. az sonra okuluna öğrencilerine gitmeden önce , uyuduğumu sanıp yanıma sokulmuş baygın baygın bana bakarak dünyanın en karizmatik ve şanslı erkeği gibi hissettirmiştin de beni , bir anda kalkıp nasıl da sapsarılmıştım sana.. hatırlıyo musun ? işte o an ölene kadar sarılmalı ve birakmamalıydım seni.
gittin, çok özlettin .
pokemon izlemek.
özledim.

ne kadar küfür de etsem ayaklarım koparmışçasına gezmeyi özledim.

otobüse binerken uğurlayan kimsenin olmayışını, inince kimsenin karşılamayışını özledim.

hiç bilmediğim bir şehrin, dilini hiç bilmediğim insanları arasında, hiç bilmediğim sokaklarda elimde bir küçük haritayla yönümü bulamayışımı özledim.

sırtımda çantamla bilinmeze olan yolculuğumu özledim.

parklarda sereserpe yatmayı özledim.

cheddar peynirli sandviçle geçirilen öğünleri özledim.

ve en çok da herşeyi özledim.

ben bu gece özledim.
Senin küçük ellerin.
ben bu gece sustuklarımı içime attıklarımı özledim.
görsel
sevmek.
evet, uzun zamandır kendim dahil kimseyi sevmiyorum.
on yıldır surekli ama surekli irtibat halinde oldugum, oz abimden farksiz kisinin universiteye baslamasiyla beni yasiyo mu diye yoklamayi dahi birakmis olmasindan oturudur, abim. abimi ozledim.
Üniversite bahar şenlikleri. Benim icin oldukça uzak bir geçmiş zira.
(bkz: kendim)
Anneanne, anne, teyze.
gerçek bir uyku.