bugün

görsel
insanlar egonuzu okşayınca nasılda mutlu oluyorsunuz ama.
dışarısı soğuk, sigaram yanıyor yine.
kalbimi ısıtan aşkın, kül ediyor ciğerimi.
yine beklesem seni o ışığın altında.
geleceğim desen de yine, beklediğime deyse keşke.
sen ki, alevler sultanı, yetmez mi içimi yaktığın?
yetmez mi beklettiğin beni, inadın yetmez mi?
kaybolan gecede ben de yitiyorum gel artık,
her sigarada ben de yanıyorum, gel..
ah sınırlı beynimin sınırlarını çiğneyen ahu ceylan!
sabrımın sınırlarını mı sınamak istersin?
hücrelerime nakşettiğin simanı mı silmek istersin?
o aşk ki şarabını dökmüş üstümden,
sarhoşluğu bir nefeste geçmez, bilmezsin.
ruhum ise şu sıralar, kor içinde erimez buzlar gibi.
buz içinde donmaz sözler...
ey sen ki tüm sözlerin sahibi, söksen artık kalbimden sevgini!
mısralar içinde akıp giden yaşlarım, şahidi olsun sensiz geçen günlerin.
izdırap çeksem de olsun, yine gülerim,
uğraşsam da, istesem de biliyorum, yine yanacak bedenim!
görsel
Aq. Sözlüğüne fazla anlam ve mana katanlar var..

Laf sokacam diye seviye diplere kadar düşüyor..

En büyük trol benim diye rezillikler rezil başlıklar..

Mesaj kısmına hakaret edip yazdığını beğenmiyenler mi dersin..

Tamam biz de asoayaliz buralarda takılıyoruz.. Serviste yanımıza bile oturan yok.. Aq.. Ama piskopatta değiliz bu nelan..
Hangi günde olduğumuzu çoğu zaman unutuyorken bazı anları, günleri, tarihleri hatırlamak için hafızaya ihtiyaç duymuyoruz. Önceden kurup unuttuğumuz çalar saat gibi, tuhaf. Ruhun hafızası beynin çok ötesinde, fazlasıyla derinde.
rüyalardan korktuğun içindir belki..

duyar gibiyim aslında, rüyalardan korkulur mu hiç diyen sesini..

bilmemezlikten mi geliyorsun yoksa unutuyormusun,
yaşamaktan ölesiye korkarken rüyaları kâbusa çeviren sessizliğinden..

sahi neden kaybettin ki düşlerini,
seni bir gün daha ayakta tutan umutlarını..

yoksa bu karşısında duramadığın zaman mı..

ey aklı karışık, kalbi karanlık benliğim..

bu ruhsuzluk bana reva mı..
kendini aileme nasıl sevdirdiysen artık herkes git kızın yanında ol diyor kimse bana söylediğin ağır lafları bilmiyor sorsan kızgınlıkla söyledim kırdım dersin ama benimde şu gurur işte anasını satayım yazmıyorum sana ama benim hala herşeyimi neden takip ediyorsun ki .
hey! Kaburgalarının içinde idare lambası değil, ateşten bir yürek taşıyan insanlar! sanatını, kalemini, emeğini okka ile satmayan asil insanlar. Yalanla ve ekmekle beslenen asil insanlar. Biz kaderimize küseriz ama türkiyemize küsmeyiz. yedi bölge, yedi iklim bu memleket bizim.
iyi niyet insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülükmüş meğer. böyle bomboş hissediyorum. kendimi avutarak geçirmeye çalıştığım bomboş, anlamsız, birbirinin aynısı günler işte.
Yaz bir yere;
Bu yıl hayatının umudu olsun.
istemekle kalma, yapış yakasına,
Senin olan ama senden çalınan her şeyin.

Yaz bir yere;
Bu yıl aşkın doruklarda olsun.
Sevilmekle kalma, sen de sevmeye çalış,
Sil göz yaşlarını ve öğren yeniden gülümsemeyi.

Yaz bir yere;
Bu yıl merhametin daha fazla, gururun ise daha az olsun.
Paylaşmakla kalma, değer vermeye de ayır zamanı,
Sevdiklerin terk edip gitmeden önce bu dünyayı.

Yaz bir yere;
Bu yıl dansın ve tutkunun yılı olsun.
izlemekle kalma, sen de katıl oyuna.
Sıfırla, geçmiş yılların senden aldıklarını.
Unutma ki; sadece yeni bir yıl değil, yeni bir hayat başlıyor.

Yeni Yılda Herkesin Hayallerini Gerçekleştirebilmesi Ümidiyle...

Atlantis köylüsü, stargate.
Kimse kimseyi ne dinliyor ne de anlıyor. Tek bildiğimiz kimselere kendimizi ispat etmek.
teşekkür etmek istiyorum.

telefondan mutsuz olduğumu farkedip iç cebine sakladığı çiçek için, mutlu olayım diye elinden ne geliyorsa yaptığı için, bütün bunları gözüme sokmadan, dillendirmeden sessiz sedasız yaptığı için ve hatta bazen yapmak isteyip de yapamadıkları için teşekkür etmek istiyorum. Ama beceremiyorum..

ben bin kez teşekkür etsem de yine benim teşekkürümü aşan bir güzellikle karşılaşıyorum muhakkak. bu yüzden şükredebiliyorum sadece.

varlığına bin şükür!
dedim bir şeyler söyleyeyim, insanlar anlasınlar beni. ama ne söylemek lazım ve nereye doğru bağırmak lazım bilemedim. hayat sanki kurallarını ben hariç herkesin bildiği bir oyun. ne kadar koşarsam koşayım kendimi yormaktan başka bir işe yaramıyor. hükmen üç sıfır mağlubum ben. bir sebep mi var benim bilmediğim? böyle olması mı lazım? orası da meçhul. inşallah nankörlük etmiyorumdur ama bir isteğim var allahım. "çok şey istemiyorum. geceleri olacakları düşünmeden uyuyabilmek mesela. ve buna benzer ufak tefek şeyler. yoksa katiyen gözüm yok öyle çok parada pulda, pahalı arabalarda ya da aşkta. gönül ferahlığı da olsun bari."
Nem var nem var dediler peki bu göt kesen soğukları ne zaman bitecek. Nem olan bir yerde eller buz tutar mı. Resmen kardan adam olduk burada
Bekletmekten hiç hoşlanmam, bu yüzden hiç bi yere geç kalamıyorum. Hep erken gittiğim için genelde bekleyen oluyorum.

Bence yukarıda özetlediğim bu durumdan baya bi karakteristik çıkarım yapılabilir.
Küçükkenki gibi hala yastık fırfırlarını seviyorum. Ya siz beni nasıl üzersiniz ya nasılll? Yastık fırfırı seven bir insan ne kadar kötü olabilir ki swh.
Güzelliğin on par'etmez
Bu bendeki aşk olmasa.
birkaç gündür bu şarkıyla kafayı bozdum. niye etkiliyor ki?
https://www.youtube.com/watch?v=nNimEUTmQy8
bugün bir diziyle tanıştım. adı şahsiyet.
hayatım ellerimden kayıp gidiyor, tutamıyorum. şu sıralar yastığım ıslak, ayakkabılarımı silmeyi uzun zamandır ihmal ediyorum. edebiyat da yapmaya çalışmasam şu dakikalarım kendi kendimi kemirmekle geçecek.

bu arada selam!
Bugün de ağzımın ayarsızlığı yüzünden kırdığım potun vicdan azabını çekiyorum çok Şükür.
Yürüyorum
Nefesin nefesime karışırken
Hiç bitmesin ister gibi dokunuyorum
Kendinden ateş dudaklarını öperek
Uzun bir yolculuğun ilk adımını atmış gibiyim
Yürüyorum
Rüzgardan yaşarıyor gözlerim
Damla damla yaş içinde
Yanaklarım sen ile yıkanıyor
Ateşler içinde ateş denizler içinde su
Sen bu alemden değilsin sanki
Ey benim gözümdeki yaş kalbimdeki kor olan
Avucumda hiçlik alnımda ter
hayallerimde tek olan kadın
ister zehrini ver bana ister nurunu
Yeter ki bitmesin ruhumun sarhoşluğu
Zehir de olsa ellerinden dökülen
içmezsem başım olsun yolunda kesilen
Nurundan yanan gözlerime acısan
Acımı merhem-i aşkın ile bastırsan
Görünmeyen istikbal'e benimle katılsan
Düşünceler içinde dolanıp yürüyorum
Yürüyorum
Nefesim tıkanıyor bazen
Bir sigarayı daha senin için yakıyorum
Duman mı yakan bu ciğerimi yoksa sen mi
Arada bir başımı kaldırıp bakıyorum
Sebebi sen olmayan bir ben var mı ki
Bir bak etrafa beni de tanı sevgili
Ruhumu delen rüyadan uyanmak istemezken
Ellerim cebimde aheste yürüyorum

görsel
Zannederek yaşıyoruz. Halbuki hiçbir an birbirinin aynısı değil.

Bu mucize devam etmeli..
Şu son 3-4 gündür yemek yerken inanılmaz sıkılıyorum ve yiyesim de gelmiyor. Karnım inanılmaz aç ama iştah sıfır. Aç karınla sigara da içilmiyor mide bulantısı direkt.

Oturdum kafede mal mal önümdeki tabağa bakıyorum. Aha şuan da bunu yazıyorum.

Sıkıntı.
hepinizden nefret ediyorum yine. Erkeklerden on kat daha fazla.