bugün
- icardi190534
- psiko bal porsugu8
- galatasaray22
- sokak hayvanları uyutulacak63
- bik bik için diktiğim etek13
- türkiyedeki rusların gövde gösterisi yapması12
- geldi yine deli12
- 23 mayıs 2024 beşiktaş trabzonspor maçı8
- dünya türkiye'nin neyini kıskanıyor11
- afganistan yardımlaşma derneği başkanı16
- 22 mayıs 2024 atalanta bayer leverkusen maçı10
- gecenin şarkısı9
- age of empires'in üstüne oyun var mı13
- rusların en iyi olduğu şeyler26
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi15
- iran'ın teşekkür mesajında türk bayrağı koymaması14
- erkeklerin sözlükte durma nedeni11
- hangi sözlük erkeğiyle evlenmek istersin8
- spor salonuna gitsem erkekler popoma bakar mı26
- ismail kartal13
- unutulan ünlüler11
- işid'in bütün yaptıkları meşrudur10
- karınızla gratise gider misiniz12
- sokak köpeklerini isteyen evinde baksın9
- fazla bilinmeyen harika şeyler8
- ankarayı öven tip17
- mert hakan yandaş10
- anın görüntüsü9
- manyak olmaya karar verdim9
- kitap okumanın zararlı ve gereksiz olması14
- kaza yerinin tespiti iran ihası tarafından yapıldı8
- bugün üike olarak resmi yastayız12
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl20
- türk kızları neden gülümsemiyor8
- bir galatasaraylının kulağına fred diye fısıldamak12
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı10
- bir şarkı sözü der ki11
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz14
- icardi1905'i silip atmak20
- akpnin hala bedava kek vaadini tutmaması12
- sevgilinin kız arkadaş lobisi10
- escort ile evlenmek11
- şişmanlar ölünce nereye gider8
- ellerim bos gonlum hos9
- kilo almak için bik bikle evlenmek11
- alex de souza vs fred10
- cumhrbaşkanm sizi dünya yenemedi ben nasıl yeneyim15
- cehennemde türkçe konuşulur8
- 19 mayıs 2024 fenerbahçenin bütün oyunları bozması16
- iran'ın depremde yas ilan etmemesi8
ultra üşengeç.
Sakin sessiz bi köşede yaşıyorum öyle.
ruhumun dahi hali kalmamış gibi. öyle yorgundur.
Tarifsiz. Ben anlatayım siz anlamaya çalışın bakalım. Belki şuna benziyordur biraz:
görsel
Bu yılbaşını fransız sevgilimle geçirmeye söz vermiştim. Daha doğrusu eski sevgilimle.
Bu anlatacağım şey, "bir haftalık muhteşem bir ilişkinin içine nasıl sıçılır" rehberine ek olarak,hayatınız boyu duyacağınız en rezil yılbaşının hikayesidir. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Yalnız çok dalga geçmeyin,olay taze. Hâlâ yastayım.
Melina'ya söz vermiştim;yıl başını onun ailesiyle kutlayacaktık. Her şey çok çabuk ilerlemişti ve kendisi ailesini çok sevdiği için yılbaşını onlarla geçirmek istiyordu. Yıl içinde çok sık görüşemeyebiliriz diye benimle de geçirmek istiyordu.
Ailesinin evine yıl başı yemeğine gitmeden önce beni kenara çekti ve iyi bir izlenim bırakmamı, her şeyin mükemmel olmasını istediğini söyledi. Bu isteğine küstahça bir tavırla,sanki sözlük kızıymışım da bana mesaj atmış gibi cevapladım. ilk izlenim dediğin benden sorulurdu.
Kızın evine gittik. Annesi 40lı yaşlarında ama tam bizim kafada bir kadın(babası evde değildi). Konuştuk,sohbet ettik,güldük,eğlendik. Bir baktık saat olmuş 11:30. hassiktir dedim, fransızca'da sevişelim demekmiş. Sonra annesi gömleğin düğmele-yok yok olmadı öyle bir şey. Zaten saati fark eder etmez mutfağa koştu annesi. Dedi ki "Biftekler oldu! Haydi sofraya!"
Olmuşmuş. Masaya geçtik,biftekler geldi,ooo ne güzel kokuyor falan modundayım. Bıçağı bir batırdım; vıyyyç. O anda aklıma geldi, bu gavur milletinde kimileri bifteği böyle az pişmiş, çok az pişmiş falan yer. Ben de yerim aslında az pişmiş ama bu kadar az pişmişini de hiç görmedim,yenilecek gibi değil. Lady Gaga giymişti ya hani,heh içi aynen o işte. Kafamı sola çevirdim Melina hiç oralı değil,başlamış bifteği çiğnemeye. Annesine baktım o yarılamış bile ayı. Acilen bir çözüm bulmalıydım. "Yalnız ben veganım" falan da diyemezdim çünkü çoktan "Oo süper kokuyor" deme gafletinde bulundum.
görsel
Neyse ki o anda annesi kalktı ve mutfağa gitti. işe bak ki Melina da ayaklandı. Odanın köşesindeki müzik setinin önüne oturdu, alt rafta bir şeyler aramaya başladı.
işte tam o anda, o siktiğimin anında hemen sağımda,iki adım ötedeki açık pencereyi fark ettim. Üçüncü kattaydık hacı. Üçüncü kat. Bir bifteğe baktım bir pencereye. Biftek "Abi nolur at beni,bokunu yiyim at beni abi" diyordu. Annesi her an mutfaktan dönebilirdi, Melina'nın arkası dönüktü. Ne yapmam gerektiğini biliyordum.
Ve yaptım. Attım bifteği pencereden.
işte büyük sıçış da tam olarak burada gerçekleşti. Pencere açık değilmiş. Pencerenin camı, ebesini siktiğimin dünyasındaki en temiz cammış . Melina'nın babası Mr Muscle herhalde. Amına koyim ya. Offfff beee! gözümün önüne geldikçe sinir oluyorum. Biftek kayıp düşse iyi,cama yapıştı kaldı öyle zenci memesi gibi. Haliyle Melina döndü baktı. Bir cama baktı,bir bana baktı. Önce olayı anlamlandırabilmek için bildiği tüm ygs fizik konularını gözden geçiriyormuş gibi baktı. Ardından "lan yoksa? var yaa" gibi baktı. Sonunda internette hdp hakkında tartışmışız da "adres ver lan o. çocuğu. Klavye delikanlısı! Bulacam olum seni" yazmış gibi baktı. Daha bu bakışlar bana ulaşmadan bifteğin "çop" sesini duyan annesi girdi içeriye. O da bana muhtemelen fransa'da ygs dengi bir sınav olmadığı için anlam veremediğim bir bakış attı. O an izlediğim tüm bilimkurgu filmlerinden bilinç altıma işlediğini umduğum bir takım uzaylı güçlerini kullanarak Melina'nın attığı bakışları auramdan sektirip annesine çarptırmak istedim. Ama bunun yerine şöyle gayet mantıklı açıklama yaptım(türkçe aktarıyorum):
echo "Ben ee" . "bbiftek şey olunca" . "birden elim" . "özür dilerim ben şeyi o zaman camıı" . "ee kaydı çünkü" . "eee temizlerim ben" . "şey çok özür dilerim ben";
Ve bunları derken kalkıp şu yemek yerken üstlerine şey yaptıkları büyük mendille camdan bifteği aldım, camı silmeye falan çalıştım. Sonra oturduk,onlar sık sık kalkıp içerilere gittiler falan. Ben o çiğ bifteği tiksine tiksine yerken onlar da aperatif bir şeyler yediler ama kesinlikle 10 cümle konuşmadık. Ya da hadi 15 olsun. Yeni yıla geri sayım da yapmadık.
görsel
Mozart dinlerken şiir okuyup şarap içen yılların fransızı Melina,bıraktığım bu harika izlenim sayesinde ertesi gün adeta bir rabia, bir şükran oldu çıktı. Nasılsın diye mesaj attım, "iyiyim sn" yazdı. Ben de iyiyim napıyorsun falan dedim,görüldü yaptı cevap atmadı. Keşke zall'ın entrylerini sildiği gibi silebilseydim bu olayları tarihten. Bir iki kere daha denedim şansımı,"bliyor msun bnce çok ii brisin ama bu şey olmayacak üzgnüm" temalı kısa bir mesajla gitti. Ben ise "meme elledikçe büyür mü" temalı başlıklar platformuna döndüm. Büyümez kardeşim, büyümez.
Özet: yeterince türkseniz her kız eninde sonunda kezbana dönüşür.
görsel
Bu yılbaşını fransız sevgilimle geçirmeye söz vermiştim. Daha doğrusu eski sevgilimle.
Bu anlatacağım şey, "bir haftalık muhteşem bir ilişkinin içine nasıl sıçılır" rehberine ek olarak,hayatınız boyu duyacağınız en rezil yılbaşının hikayesidir. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Yalnız çok dalga geçmeyin,olay taze. Hâlâ yastayım.
Melina'ya söz vermiştim;yıl başını onun ailesiyle kutlayacaktık. Her şey çok çabuk ilerlemişti ve kendisi ailesini çok sevdiği için yılbaşını onlarla geçirmek istiyordu. Yıl içinde çok sık görüşemeyebiliriz diye benimle de geçirmek istiyordu.
Ailesinin evine yıl başı yemeğine gitmeden önce beni kenara çekti ve iyi bir izlenim bırakmamı, her şeyin mükemmel olmasını istediğini söyledi. Bu isteğine küstahça bir tavırla,sanki sözlük kızıymışım da bana mesaj atmış gibi cevapladım. ilk izlenim dediğin benden sorulurdu.
Kızın evine gittik. Annesi 40lı yaşlarında ama tam bizim kafada bir kadın(babası evde değildi). Konuştuk,sohbet ettik,güldük,eğlendik. Bir baktık saat olmuş 11:30. hassiktir dedim, fransızca'da sevişelim demekmiş. Sonra annesi gömleğin düğmele-yok yok olmadı öyle bir şey. Zaten saati fark eder etmez mutfağa koştu annesi. Dedi ki "Biftekler oldu! Haydi sofraya!"
Olmuşmuş. Masaya geçtik,biftekler geldi,ooo ne güzel kokuyor falan modundayım. Bıçağı bir batırdım; vıyyyç. O anda aklıma geldi, bu gavur milletinde kimileri bifteği böyle az pişmiş, çok az pişmiş falan yer. Ben de yerim aslında az pişmiş ama bu kadar az pişmişini de hiç görmedim,yenilecek gibi değil. Lady Gaga giymişti ya hani,heh içi aynen o işte. Kafamı sola çevirdim Melina hiç oralı değil,başlamış bifteği çiğnemeye. Annesine baktım o yarılamış bile ayı. Acilen bir çözüm bulmalıydım. "Yalnız ben veganım" falan da diyemezdim çünkü çoktan "Oo süper kokuyor" deme gafletinde bulundum.
görsel
Neyse ki o anda annesi kalktı ve mutfağa gitti. işe bak ki Melina da ayaklandı. Odanın köşesindeki müzik setinin önüne oturdu, alt rafta bir şeyler aramaya başladı.
işte tam o anda, o siktiğimin anında hemen sağımda,iki adım ötedeki açık pencereyi fark ettim. Üçüncü kattaydık hacı. Üçüncü kat. Bir bifteğe baktım bir pencereye. Biftek "Abi nolur at beni,bokunu yiyim at beni abi" diyordu. Annesi her an mutfaktan dönebilirdi, Melina'nın arkası dönüktü. Ne yapmam gerektiğini biliyordum.
Ve yaptım. Attım bifteği pencereden.
işte büyük sıçış da tam olarak burada gerçekleşti. Pencere açık değilmiş. Pencerenin camı, ebesini siktiğimin dünyasındaki en temiz cammış . Melina'nın babası Mr Muscle herhalde. Amına koyim ya. Offfff beee! gözümün önüne geldikçe sinir oluyorum. Biftek kayıp düşse iyi,cama yapıştı kaldı öyle zenci memesi gibi. Haliyle Melina döndü baktı. Bir cama baktı,bir bana baktı. Önce olayı anlamlandırabilmek için bildiği tüm ygs fizik konularını gözden geçiriyormuş gibi baktı. Ardından "lan yoksa? var yaa" gibi baktı. Sonunda internette hdp hakkında tartışmışız da "adres ver lan o. çocuğu. Klavye delikanlısı! Bulacam olum seni" yazmış gibi baktı. Daha bu bakışlar bana ulaşmadan bifteğin "çop" sesini duyan annesi girdi içeriye. O da bana muhtemelen fransa'da ygs dengi bir sınav olmadığı için anlam veremediğim bir bakış attı. O an izlediğim tüm bilimkurgu filmlerinden bilinç altıma işlediğini umduğum bir takım uzaylı güçlerini kullanarak Melina'nın attığı bakışları auramdan sektirip annesine çarptırmak istedim. Ama bunun yerine şöyle gayet mantıklı açıklama yaptım(türkçe aktarıyorum):
echo "Ben ee" . "bbiftek şey olunca" . "birden elim" . "özür dilerim ben şeyi o zaman camıı" . "ee kaydı çünkü" . "eee temizlerim ben" . "şey çok özür dilerim ben";
Ve bunları derken kalkıp şu yemek yerken üstlerine şey yaptıkları büyük mendille camdan bifteği aldım, camı silmeye falan çalıştım. Sonra oturduk,onlar sık sık kalkıp içerilere gittiler falan. Ben o çiğ bifteği tiksine tiksine yerken onlar da aperatif bir şeyler yediler ama kesinlikle 10 cümle konuşmadık. Ya da hadi 15 olsun. Yeni yıla geri sayım da yapmadık.
görsel
Mozart dinlerken şiir okuyup şarap içen yılların fransızı Melina,bıraktığım bu harika izlenim sayesinde ertesi gün adeta bir rabia, bir şükran oldu çıktı. Nasılsın diye mesaj attım, "iyiyim sn" yazdı. Ben de iyiyim napıyorsun falan dedim,görüldü yaptı cevap atmadı. Keşke zall'ın entrylerini sildiği gibi silebilseydim bu olayları tarihten. Bir iki kere daha denedim şansımı,"bliyor msun bnce çok ii brisin ama bu şey olmayacak üzgnüm" temalı kısa bir mesajla gitti. Ben ise "meme elledikçe büyür mü" temalı başlıklar platformuna döndüm. Büyümez kardeşim, büyümez.
Özet: yeterince türkseniz her kız eninde sonunda kezbana dönüşür.
Hayat ne tuhaf böyle, talep esneklikleri,marjinal ürünler falan tadında. Yani ruh halim iktisat dersi oldu kısaca.
kader var,keder yok.ey can ses etme ya nasip de rabbine bırak.
Biri, hiç yoktan şarabını kırmış gibi..
Somewhere in purgatory.
kısır döngü.
insanın her hali farklıdır.
bazen mutlu, bazen endişeli, Üzgün ya da umursamaz.
ama hep değişken hep değişken.
ama hep kısır döngü.
mesela şu an kaygılı ve pişman. ama iki saat sonra ne olacağı belli olmayan.
harcadığım zamana üzülüyorum şu an.
sevdiklerimden ayrı geçirdiğim zamana.
hayat kısayken her anını sevdiklerinle geçirmekten daha önemli ya da değerli ne olabilir ki diye sorguluyorum şu an.
söyleyemediklerimi ya da kırdıklarımı.
ne için ne uğruna?
kocaman bir hiçlik.
Şu an değişmeye başladı mesela ruh halim.
kararlı oldu.
yarından tezi yok hepsini arayacağım ve birlikte zaman geçirmek için elimden gelenin fazlasını yapacağım.
en değerli varlığımın yanında olacağım.
iyi değilim galiba.
ama iyi hissedeceğim ve hissettireceğim.
Böyle işte...
insanın her hali farklıdır.
bazen mutlu, bazen endişeli, Üzgün ya da umursamaz.
ama hep değişken hep değişken.
ama hep kısır döngü.
mesela şu an kaygılı ve pişman. ama iki saat sonra ne olacağı belli olmayan.
harcadığım zamana üzülüyorum şu an.
sevdiklerimden ayrı geçirdiğim zamana.
hayat kısayken her anını sevdiklerinle geçirmekten daha önemli ya da değerli ne olabilir ki diye sorguluyorum şu an.
söyleyemediklerimi ya da kırdıklarımı.
ne için ne uğruna?
kocaman bir hiçlik.
Şu an değişmeye başladı mesela ruh halim.
kararlı oldu.
yarından tezi yok hepsini arayacağım ve birlikte zaman geçirmek için elimden gelenin fazlasını yapacağım.
en değerli varlığımın yanında olacağım.
iyi değilim galiba.
ama iyi hissedeceğim ve hissettireceğim.
Böyle işte...
(img:#935644)
az once disim kirildi asiri iyiyim. su an en olmasi gereken sey disimin kirilmasiydi cunku.
Solup gidecek bir hal.
Sönüp gitmesinden yeğ mi bilmiyorum.
ikisi farklı şeyler mi bilmiyorum.
Boğulup gitmeyi düşlüyorum.
Sönüp gitmesinden yeğ mi bilmiyorum.
ikisi farklı şeyler mi bilmiyorum.
Boğulup gitmeyi düşlüyorum.
Nedeni bilmediğim bir huzursuzluk, sinir, gerginlik.
Beddua mı aldım oğlum ben
Ne olur birşey yapın lan hiç birşey yapamaz mısınız lan.
Ne olur birşey yapın lan hiç birşey yapamaz mısınız lan.
kaynak makinesiyle sigara yakan sanayi ustası.
şunun gibi:
"insanın, kendisinde temiz, başkasında pis gördüğü, her iş bende tersine dönmüştür. Gözümde, başkalarının bütün pisleri temiz, benim bütün temizlerim pis oldu. Düşünün; acınamaz olmakta nerelere ulaştım ben! Benim böyle olmam, acımanın değerini düşürmez; yalnız bana acımanın değerini düşürür. Bana kimse acımasın! Sonra ona acımazlar; hali ne olur?
Bir hale geldim ki, bütün mantık ve nispet hesaplarını kaybettim. Hapishanede, Berduş diye anılan bir Âdem Baba, hocalık etti bana. Evet, Amerika'da bir cinayet işlense dünya çapında bir ses bütün insanlığa sorsa: Katil kim? Benim diye bağırabilirim."
Reis Bey
"insanın, kendisinde temiz, başkasında pis gördüğü, her iş bende tersine dönmüştür. Gözümde, başkalarının bütün pisleri temiz, benim bütün temizlerim pis oldu. Düşünün; acınamaz olmakta nerelere ulaştım ben! Benim böyle olmam, acımanın değerini düşürmez; yalnız bana acımanın değerini düşürür. Bana kimse acımasın! Sonra ona acımazlar; hali ne olur?
Bir hale geldim ki, bütün mantık ve nispet hesaplarını kaybettim. Hapishanede, Berduş diye anılan bir Âdem Baba, hocalık etti bana. Evet, Amerika'da bir cinayet işlense dünya çapında bir ses bütün insanlığa sorsa: Katil kim? Benim diye bağırabilirim."
Reis Bey
Kopekbalığını kovalayan çılgın hamsi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar