bugün

Sözlükten 3 kızla yattım ama adları da nickleri de ömrümün sonuna dek ben de kalıcak.
Kıymet bilmeyen aklıma sıçayım.
hoşlandığım kız ak partili çıktı.
hani bazen durup dururken "sevdicekkk" diye bağırıyorsun ya, azğını burnunu yoğurasım geliyorrr... *
bir gün evlenirsem kocama çeşit çeşit parfümler alacağım. çünkü koku fetişistiyim. *

bir an önce doktorayı bitirip düzenli bir hayat kurmam şart.

insanların benim belirlediğim mesafede durmalarını isterim. yapışkanlıktan nefret ediyorum. bunu yapana itinayla haddini bildiririm ve mesafeyi daha da açarım. gerekirse de "benimle muhatap olma!" derim ve o kişiyi yok sayarım.

çok sevdiğim insanlara bunu açıkça ifade ederim. sevdiklerim yanımda olsun olmasın her durumda yere göğe sığdıramam, överim, karşılaştığımızda gözlerimin içi güler, kendim sohbet etmek isterim. ama değer görmediğimi farkedersem asla geri dönüşü yoktur. o kişiyi silip atarım.

genel olarak detaycı ve mükemmeliyetçi olduğum için her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünürüm ve kalp kırmamaya çalışırım.

adil olmak benim için çok önemlidir. her şeyi emeğimin hakkıyla yaparım. hak etmediğim şeye talip olmam. kul hakkı konusunda titiz olduğum için de hak yiyeni böcek gibi ezebilirim. bu nedenle sevmeyenim çoktur ve bundan gurur duyuyorum.

bir gün türk milletine çektirilen bütün acıların intikamını en ağır şekilde alacağımıza inanıyorum. türk düşmanlarına asla acıma duygum yok. Türk düşmanlarına "onlar da insan" deyip yumuşatanlara asla tahammülüm yok.
Yıl olmuş 2017 hala yarın sabahın köründe güngören e gideceğim.
her yil dogum gününde kücük bir pasta ve hediyeyle kedimin dogum gününü kutluyorum diye cevremdeki bircok insan bana deli gözüyle bakiyor.
25 yasina gelince bunlarla ugrasmami tuhaf ve komik buluyorlar.
evet o sadece bir kedi ama bazen cocugum gibi bazen arkadasim gibi.
bugün 4. yasiydi. seneye yine elimde yeni bir papyon tasma ve minik tek mumlu pastayla eve gelecegim. ruhum cocuk degil ama birazcik kedi galiba.
Şu hayattaki en güzel şey yalnız yaşamak. Harika olay yahu bu iş kendi evin kendi düzenin kendi hayatın var yahu resmen.
Bu yıl benim yılım olacak demiştim. iş değiştirdim yurtdışına çıkma hayallerimi iş sayesinde yavaş yavaş başarıyorum. ilerliyorum. Kaçma saklanma hissinden kurtuluyorum. En azından deniyorum. Olmuyorsa gidiyorum. Kırıyor kırılıyorum ama en azından artık hissedebiliyorum. Yaşıyorum tekrar.. nefes alıyorum tekrar.
Bu saati beklemiş gibi geldim.
Ne anlamsız bir yer.
üç günden fazla çalışacağım her ofiste türk kahvesi makinası bulundurmayı şart koşuyorum.
itiraf edecek bir şeyim yok. Polyanna'nın gerçek hayattaki haliyim.
Her gece saat 3'te aynanın karşısına oturup bekliyorum.
Sadece bekliyorum.
Tek yaptığım bu.
Olması gereken de bu.
Tamam her sey guzel derken hayat hayir tam tersi diyor sanki. Biri varken oburu yok oburu yokken biri yok. Tam saglikliyim diyosun pat aile bozuluyo tam aile iyi diyosun bu sefer hayatim sikilmis oluyo. Anasini sikeyim yeter ya. Yeter vallahi yeter. Ben mi cok dusunceliyim insanlar mi dusuncesiz. Cok birikti icimde her sey. Ne gulebiliyorum ne aglayabiliyorum ne tepki gosterebiliyorum ne sevgi.. huzur istiyorum ya huzur huzur. Ulan halime de sukreden biriyim neden bunlar beni buluyor amk. Patlicam bi gun bi olaya ama hadi neyse.
Çok düşündüm hayatımı gözden geçiriyorum 3-5 günden beri şunu fark ettim; sevgili olarak düşündüğüm, sevgili olduğum, birlikte olduğum o kadar kadından hiçbirini sevmemişim. Yanlarında ortamın tadını kaçırmamak için şakalar, romantiklikler, sevgi belirten hareketleri insanlar sorgulamasın diye yapıyormuşum.

Sevgililik, evlilik ayakbağı gibi geliyor, zaten sevemedim o muhteşem insanları, hepsinde bir kusur çıkıyor; hoşlanıyorum bana ilgi duyulmasından fakat gösterdiğim ilgiliyi borçlu gibi gösteriyorum.

Gözünü seveyim fuckbuddy müessesesinin.
Zamanımın olmamasını fırsat bilerek iyi bir sebebim olduğu için seviniyorum artık.

görsel
Yıldırma politikaları oynayan birini ısrarla terketmiyorum. Adam gibi çıkıp ''git'' diyecek..
Kendimi ifşa etmek zorunda kalacağım. Evet bugün yine mutsuz günlerimden birisi. Ne yalan söyleyeyim, insanların menfaat uğruna bir çok haksızlık yaptığını görüyorum. Bunu yıllarca gördüm ve yine görüyorum. Kendisini ilah sanan kişiliklerin bir çoğundan nefret ediyorum. Dünyayı ben yarattım havasında takılan cahil, egoist ve sapık kişilikleri gördükçe kendimi daha çok seviyorum. Sevginin kavramını bilmeyen insanları gördükçe olgunlaşmanın verdiği tecrübeyi daha çok seviyorum. Kısacası kendi doğrularını kabul ettirmeye çalışan bütün insanlardan nefret ediyorum. Böyle kişiliklerin insan sevgisinden ve saygısından fazlasıyla şüphem var. Düşünmeye zorlayan gecelerden birisini yaşıyorum.
Yaptığım işi sevmiyorum.
Ama sevdiğim işi yapabilmek için çaba sarfediyorum.
Ne bir diş ağrısı, ne de karın ağrısı tutar reddedilme acısının yerini.
tüm itirafların bir arada toplandığı bir platform olup gayet güzel bir alandır. okudukça insan hayret duyuyor dediğim bir kaç entry olmadı değil.

tüm itirafları papaz zall efendiye yaptığınız için günahlarınız affolmadı.
geleceğim konusunda endişe duymaya başladım. sanki bu hep böyle gidecekmiş ve ben ölene kadar burada kalıp çürüyecekmişim gibi hissediyorum. her günüm aynı geçecek, kendime acıyarak monoton giden hayatımı daha iyi hale getirmek için yine hiç bir çaba sarf etmeyecekmişim gibi. melankoliye olan yatkınlığım beni bu ruh haline sokuyor. bunu aşmak kolay olmayacak. belki de bu şekilde yaşamaya alışmam gerek. çünkü bu durum hiç bir zaman değişmeyebilir. kimbilir..
dün akşam itibariyle insanların olmadığı bir yere gitmek istiyorum tek başıma ve sessiz sakin.
Rüyalarımda daha güzelsin.
Dün akşam içtiğim ceviz votkası müthişti.