bugün

insan çoğu zaman bir arkadaş, sevgili değil, gerçekten oturup adam akıllı konuşabileceği birini arıyor.
Polis kapıya dayanır, nezarete atar diye korkup yazamadığım şeydir. Hakkaten okuyor mu polis bunları? Belki aramızda polis bir yazar vardır kim bilir?
Gökyüzü bazen ciğerime doluyor.
bugun sahilde sevisen cifti izlerken sunu farkettim amk ben bu kadar uzun soluklu porno izlemedim lan.
Son 50 liramla kac bira kac paket sigara alabilirim diye hesapladığım günleri özledim. Cikarsiz arkadaşlıklarım vardı benim. Insanlarin imrenerek baktigi dostuklar. Hepsinden uzağım artık. Kendi halinde yasayan gece 1de yatip sabah 6da kalkan biri oldum. Ne dostluklarim kaldi ne zevklerim.

1 sene insan hayatini bu kadar değiştirebiliyor iste. Eski günleri özledim.
bi' kutum var abi benim. giriyorum içine, kapatıyorum kendimi herkese. çekingenlik diyemiyorum adına. "aman be kim uğraşcak" diyorum her seferinde. sinirlenmek için, sevmek için, her duygu için bu böyle. o kutuda sanırım bi' kaç hava deliği var. beni sinirlendirmek için o delikten parmağını sokman lazım. bir hışımla çıkıyorum ama sinirlenince o delikten. öyle bi' çıkıyorum ki küfürlerle, inanamazsın. sevilmek mi istiyosun tarafımdan ? o deliklerden elini uzatıp elimi tutman gerekiyo. acayip biliyorum, ama o kutudan çıkmaya o kadar üşeniyorum ki. çıkmaya karar verene kadar soruyorum kendime. değer mi çıkmaya o kutudan ? çıksan ne olcak, ya düşündüğün gibi olmazsa ? diye. işte o yüzden o delikten uzanan bir el görmedikçe çıkmıyorum o lanet olasıca kutudan. kim bilir belki hayatımın en güzel hikayelerini kaçırıyorum.
O yazıyı yazan elini s.keyim senin.
""Beni annem bile sevmez, sevmek istediği halde sevemez. Kendisine her türlü münasebetsizliği yapan erkek kardeşimi sever, küçük kız kardeşimi sever, fakat beni sevemez. Basit kafası böyle bir şeyi kabul edemediği için sever rolü oynar, hatta kendisine karşı bile…

Ve yalnız annem değil, hiç kimse beni sevemez.  Birçokları beni garip, hoş, tetkike değer bulurlar. Birçokları beni beğenir ve bana acırlar.  Bana karşı alaka duyarlar. Bazen bu muhtelif hisler o kadar karışır ki, beni sevdiklerini zannederler.  Fakat ben beni hiç kimsenin sevemeyeceğini bilirim. Beni niçin sevemezler? Bunu ben de kati olarak bilmiyorum. Yalnız bunun böyle olduğunu seziyorum.”
böyle önce ağzını burnunu kırmak istiyorum. içimde sana karşı biriken bütün kin, nefret, öfke, küfür kıyamet ne varsa suratına haykırmak istiyorum. Sonra bütün yaralarını tek tek sarıp seni iyileştirmek. istiyorum da istiyorum yani. ille de seni istiyorum!
insanları ayrıştıran faşist bencil o kürt bu türk bu alevi bu sünni bu ermeni diyen zihniyetlerden ve onların ölümüne sevinen kitlelerden nefret ediyorum.
Bir gerçeğim var, kimse inanmaz. bir de yalanım var, söylesem hemen inanılır cinsten.

böyle de mal dolu bir çevrem var.
facebook ta gördüğüm bir yazı...

ÖZÜR DiLiYORUZ... Aidiyet
duygusundan yoksun biz vefasız
Kürtler, yü...ce Türk devletine ve
aziz Türk halkına verdiğimiz
rahatsızlıktan dolayı özür dileriz....
Yüzlerce kez katliamdan, soykırım
deneyimlerinden geçtik; ne
1839da ne 1843te ne 1878`de
ne 1921de, ne 1925te ne
1926da ne 1927de, ne 1930`da,
ne 1937`de öl öl bitemedik; hala
30 milyonuz, özür dileriz....
1071`de aynı dindeniz diye,
Bizans`a karşı savaştık. Size kucak
açıp yeni bir yurt edinmenizi
sağladık, özür dileriz.Haçlı
Ordusu`nu, bir daha bu toprakları
ancak rüyasında ya da turistik
gezilerde göreceği şekilde
Kudüs`ten attık, büyük yanlış
yaptık özür dileriz.Silistre`de,
destanlarınıza konu olacak Kara
Fatma`ları çıkarttık, özür
dileriz.Çanakkale`de "Yedi Düvel"e
karşı oluk oluk kan akıttık,
Çanakkale`yi geçilmez kıldık, özür
dileriz.Urfada, Maraşta,
Antep`te tarihin gördüğü en büyük
cesaret ve kahramanlık örneklerini
sergileyerek Emperyalistleri bu
coğrafyadan defettik, özür
dileriz.Lozan`da iki devlete gerek
yok, iki kardeş halk beraberce yaşar
dedik, halt ettik, özür dileriz.Ki ne
asıl kurucu nimetlerinden ne de
azınlık haklarından yararlanabildik;
Bu şarkı böyle değildi diye itiraz
edip ukalalık yaptık özür
dileriz.Herzaman emek ve özgürlük
taleplerinizin yanında olduk, aynı
hücrelerde çürüdük, aynı iplerde
sallandık özür dileriz.Tüm
yasaklamalara rağmen anamızın ak
sütü gibi ak olan dilimizi
konuşmaya devam ettik, çok yanlıs
ettik özür dileriz.Ülkemizin,
şehirlerimizin, ilçelerimizin,
köylerimizin, mezralarımızın,
dağlarımızın, ovalarımızın,
nehirlerimizin, taşlarımızın,
ağaçlarımızın, çocuklarımızın ismini
değiştiniz, o kadar emek harcadınız,
biz yine de kendi isimlerimizi
kullandık, affedin, özür
dileriz.Alfabenizde olmayan, Q,X,W
harflerini kullandık, alfabenizin
huzurunu kaçırdık, özür
dileriz.Onbinlerce eserimizi çalıp
türkü diye millete yutturdunuz,
müzik zevkinizi bozduk özür
dileriz.Faili-meçhul denen
cinayetlerle binlerce evladımızı
kaybedip, bir dönem gündeminizi
faili-meçhullerle işgal ettik, özür
dileriz.12 yaşındaki Uğur Kaymaz
ve babası, devleti 39 kurşun zarara
uğrattı, özür dileriz.5 bin
köyümüzü yerle bir ettiniz.
Yüzbinlerce ton bombanızı heder
ettik, özür dileriz.8 kere
kapattığınız, seçimlere koymamak
için nice dümenler çevirdiğiniz,
milletvekillerini yıllarca cezaevine
kapattığınız partimiz bölgede
birinci, Türkiye`de dördüncü parti
oldu, sinirlerinizi bozduk özür
dileriz.Tek taraflı aşkımıza yanıt
vermediğiniz halde yine de yaşasın
kardeşlik, türküsünü dilimizden
düşürmüyoruz, özür diliyoruz..
Bana baslik acilip nick altima yazilmadigi icin hafiften uzgun oldugum dogrudur.
bana yaptığının aynısını yapacağım. biraz sabret. elbet yaşattıklarının bedelini ödeyeceksin.

''intikam soğuk yenen bir yemektir.''
Bu gece de çok açım.
küçükken kaka yapmaktan çok korkardım. yani yapamamaktan. bir gün dayanamıyorum artık ucuna geldi herhalde tuvaletin mermerine dönerek yaptım spiral gibi şekli köpek kakasına ve facebooktaki bokun şekline benzedi.
biradan nefret ediyorum.
kolay olmayacak.
Hiç bir şekilde hiçbir kimseye bir şey hissedemiyorum.
Evet sözlük, yine tek bi mesaja bütün dengem yerle bir oldu. Alismistim oysa. Aynen de bi büyügümüzün dedigi gibi. Aylarca aramaz sormaz, ve bi selamina yenilirsin.
Bugün ikinci çocuğunu bekleyen 32 yaşında bir kadın gibi hissettim.
arabanın arka koltuğunda oturuyordum, elimde virginia woolftan bir roman , hızlı hızlı satırları kovalıyordu gözlerim , derin cümlelere ve aklımdaki düşüncelere aynı anda yetişemiyordu beynim , kafamı kaldırdığımda iki katlı evlerin bahçelerinde gördüğüm zakkum çiçeklerinin zehriydi kanımda dolaşan , iki genç yürüyordu biri kırmızı biri kot şortlu sadece bacakları gözüken , Virginia woolf gene betimlemelerini uçuruyordu bir kitaba bir yola bakıyordum otelin önünde bir adam bir kadına bakıp güldü , beyaz dişleri vardı , bisiklet süren beli açık kızlar bizi geçtilerdi .. aklımı kitapla ve çevreyle dolduruyordum ki geldik, arabadan indim . Artık soğuk çayı şeftalili içmeye başladı idim tadına alışamadığım için alkol etkisi yapıyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. 500 ml soğuk çayımı alıp kendimi sıcak kumlara attım amacım içimdekileri beni doğuran kadına paslayıp rahatlamaktı .. her gece beni yıkan ve gündüz her şeye melankolik bir derecede olumlu yaklaşmaya iten bu nedeni söyleyecek ve kurtulacaktım ki o başladı "neden bu kadar iyisin? Sana denilen her şeyi ikiletmeden yapıyor ve sesini hiç yükseltmiyorsun?" Dedi (normalde tanıdığım en sinirli insan benim.) "Sebebi yok. Daha iyi değil mi ?"dedim. Nasıl yaptığımı sordu , nasıl başardın dedi. Sinir krizleri geçiren bir insanım çünkü oysa şimdi tanıdık tanımadık herkese iyiyim. Bu hayatta en çok istediği şey olmayan ve olamayacak biriyim ve bu yüzden değeri hak eden kimseden esirgemeyecek biri oldum , ufak şeyler için büyük kalp kırıklarını yuttum içimdeki cam kırıkları sayesinde parlak biri oldum ve birine kırıcı söz söyleyemez .
Hayat planlamamın başka insanlar tarafından değiştirildiği olaylar yaşadım ve beni planlarımdan koparan insanların gülerken dişlerinin konumlanmasını aklıma kazıyacak kadar çok baktım ..

iki yazdır sevdiğim adam yanımda yok. Ve bu yaz Çok farklı yollardayım yanımda oyalandığım insanlar yok yalnız değil bu yaz biraz daha olgunum.

26 temmuzda , 26 yaşında ve plakasının 26 olduğu bir şehirde evlenecek bir adamı seviyorum .. ve bunun hiç değişmeyecek olmasından çok korkuyorum.

Ve bu gece 32 yaşında ikinci çocuğunu bekleyen bir kadın gibi hissediyorum Hâla.
Çok canım sıkkın ya hu.
öyle bir ağlama var ki içimde, gece gece mahvetti beni.
öyle çok ağladım ki bugün. öyle çok acıdı ki canım, hıçkırdım, hıçkırdım, sustum sonunda. çocukluğumdaki gibi, ağlayıp ağlayıp susmayı öğretmişti bize acımasız insanlar. ve başını ellerinin arasına aldığında senden başka kimsenin olmadığını hatırlatıyordu. bedenindeki acı kalbinin acına karışıyordu. ve bir kere daha küfrediyordun kadere, bir kere daha sikiyordun gelmişini geçmişini, doğduğuna pişman oluyordun, her geçen gün.
Yer: izmir Atatürk Lisesi

Lisede 4-5 kişilik bir arkadaş grubumuz vardı. Beşinci kişi ile öyle pek yakın değildik ama diğer dördümüz "ölümüne kankayız" kafasındaydık. Liseden sonra ikisi farklı şehirlere gitti ama ben ve birazdan anlatacağım minik maceranın kahramanı aradan 5 yıl geçmesine rağmen haftada 3-4 kere görüşüyoruz.

Lise boyunca dediğim bu 4 kişilik arkadaş grubumuzla paylaşmadığımız pek bir şey kalmamıştı. Öyle ki ailevi sorunlarımızdan çiğ köfteyi acılı mı yediğimize kadar her ayrıntıyı bilirdik. 4 yıllık dostluğun en doğal getirisi.

Yine bir gün lise sondayız. izmir atatürk lisesinin (izmirin en iyi anadolu lisesidir bu arada. Hehe) dışarıdan yemek alınmasın diye önlem olarak yaptırdığı iki kademeli duvar ve tel örgülerinin üzerinden aşırttırarak satın aldığımız çiğ köfteleri yiyeceğiz. içimizden biri, brad pit artı Johnny Depp tipli yakışıklı arkadaşımız bir bok yedi. Çiğ köfteyi yiyecekken ayağı takıldı, öne sendeledi, düşmedi ama çiğ köfteyi suratına gömdü biraz.

Hepimiz kahkaha atarken diğer arkadaş bu brad pit tipli arkadaşa şöyle bir şey dedi:

-ÖHÖHEHE OĞLUM DÜZGÜN YE LAN KÜRT MÜSÜN HÖHÖHÖHÖ

Çiğ köfteyi suratına gömen yakışıklı arkadaş:

-Evet.

Sonraki diyaloğu tahmin edebilirsiniz:

-Eh. Ehehe.. Ee. Nasıl lan? Kürt müsün lan sen?
+E evet abi, baba tarafı kürt benim.
-Aaa

Pot kırmış bu arkadaş birkaç saniyelik bir sessizliğe gömüldü. Belli ki kafasında birkaç sağlam taş yerinden oynamıştı. Suratından anlayabildim o an: hem "böyle kürt mü olur lan. Benim kafamdaki kürt tanımına uymuyor bu. Acaba yanlışım nerede" diye hem de "acaba ne hissetti şimdi, hakaret ettim gibi mi oldu, ne dicem lan feci sıçtım" diye düşünüyordu.

Kürt arkadaşın aklından ne gectiği hakkında ise hiçbir fikrim yok. Tek bildiğim şu: Lisede okuduğumuz 4 yıl boyunca her şeyini öğrendiğimiz bu arkadaş kürt olduğunu 4 yıl bizden sakladığına göre ailesi zamanında küçücük çocuğa "aman bak evladım, okula başlayacaksın, sakın kimseye söyleme kürt oldugunu, bizden nefret ediyorlar" diye nasihat vermek zorunda kalmış.

izmir "Atatürk" lisesinde okumaktan onur duyan bu arkadaşın yerinde ben olsam, "en iyi kürt ölü kürttür" diyen on milyonlarca insanla birlikte yaşamak istemem.

Bugün bu patlama olayının ardından instagrama bilmem neye bakıyorum da, "keşke daha çok kürt ölseydi" , "tüm kürtlerin kellesini kessek de kurtulsak" , "kürtler bunların hepsini hak etti, bu o. çocuklarının hepsinin çocuklarını s....ceğiz" diyenleri görüyorum. Gördükçe aklıma liseden tanıdığım, pkk ile, bölücülük ile zerre alakası olmayan arkadaş geliyor aklıma. Nasıl oluyor da bu ülkede bu insanlarla yaşamak istiyor, nasıl oluyor da doğuda %80 kürt olan sehirlerin kürtler tarafından yönetilmesini istemiyor, nasıl oluyor da özerklik istemiyor, tüm bu hakaretlere nasıl kulak asmıyor anlayamıyorum.

Lisede pot kıran diğer arkadaşa gelirsek... Önce yaşadığı şokun etkisiyle klasik "demek her kürt hain değil, arada tek tük iyiler var" aşamasına geçti. Zamanla o da "kürtlükle, ırkla, hainliğin bir alakası yok." mertebesine yükseldi.

Umarım sizlere de şifa bulunur.
güncel Önemli Başlıklar