bugün

ah be olum. sen terkedilcek adammıydın? düşünüyorumda belkide terkedilcek adamdın. sende biliyordun onunlayken ne kadar çocuksu davrandığını. sende biliyordun ona karşı hiç hata yapmadığın halde, çekilmez dayanılmaz biri olduğunu. neydi o senin çocuksu tavırların? herşeye trip atar halde oluşun. çok sevdin haklısın. bir anda onu herşeyin önüne koydun. o da bunları inkar etmediki zaten. hani sana giderken söylemişti ya "bu ilişkinin geleceği yok" diye. haklıydı be aslanım. geleceği yoktuki sizin ilişkinizin. ha diceksin hata tamamen bende değil onunda çok hatası vardı. evet çok büyük hatalar yaptı oda. affedilmezdi belki çoğu. ama sen affetmiştin ya hani. yanlış yapmışsın demekki. restini çekemedinki sen ona karşı en başında. o ilk taviz verdiğin günü hatırlıyor musun? işte o günden sonra sen bile engel olamadın daha fazla taviz vermeye. çorap söküğü gibi gerisi geldi. hala unutamıyorsun değil mi onu? unutamıcaksında aylar geçsede. yanlız 6 ay öncesine göre daha bi olgun olmuşsun. bu terkedilişin belkide en iyi tarafı bu olmuş senin için. çok merak ediyorum ders çıkarabildin mi yaptığın hatalardan? umarım bunu başarmışsındır. yoksa bir dahaki hayal kırıklığının senin üzerinde yaratacağı hasarın boyutunu hayal bile edemiyorum. baksana gözlerinin altına. nasılda çizgiler oluşmuş. peki ya o saçlarına düşen ilk beyazın hali nedir? bence karşına çıkan ilk dala sıkıca tutunmanın vakti gelmiş senin adına. bu sefer sıkıca tutunabilecek misin o dala?
dilekçe yazdıktan sonra, bugünün tarihini mi yazıcam diye soran insanları harbi anlamıyorum. şimdi yazdığın dilekçeye hangi tarihi uygun görüyorsun ey insan?
goruntuvarsesyok adlı kullanıcının ismini götüm var ses yok şeklinde okudum. nasıl bir itirafsa artık...
sözlüğe işemenin yasak olduğunu bilmiyordum.
özel bir partide tanıştığım 20 - 22 yaşlarında tatlı bir gotik kızla muhabbeti koyulaştırıp verme niyetini de öğrenince parti sonu evime davet ettim. evime geleceğini ancak kendi evine uğrayıp bir şey alması gerektiğini söyledi, bende diş fırçası falandır diyip kabul ettim ancak evinden aldığı şeyin cam kavanozun içindeki bir kurbağa olduğunu görünce ne kadar şaşırsam da evcil hayvanıdır diyip neyse dedim sonuçta kız güzeldi ve boa yılanı bile getirse tahammül edebilirdim. evime geçtikten sonra ilerleyen saatlerde kurbağayı cam kavanozdan çıkarıp yalamasıyla bir hayvan bu kadarmı sevilir, yoksa kurbağa birden prense dönüşüp üçlümü yapacağız diye düşünürken kurbağayı bana uzatıp sende denemek ister misin diyince; psikopat bakışlarımdan çok şaşırdığımı ve birazdan onu kovacağımı anlamış olacak ki gerçeği anlattı. söz konusu cins kurbağaların derilerindeki bir kimyasal nedeni ile yalandığı zaman kadın ve erkeğe sonsuz bir afrodizyak etkisi veriyormuş. denedim mi? denedim sabaha kadar cinler periler hayaller gördüm mü? gördüm. ben o kadar hayalle boğuşurken ereksiyon olamadım mı? olamadım. kız gitti mi? gitti. tek başıma perilerle cinlerle kaldım mı? kaldım. bir daha tanımadığın kızları eve davet etmeye tövbe mi? hayır.
konuşma yetisi olduğu için kendini doğuştan haklı sanıp, dinlemeden konuştuğu için konuşup hakkını arayan vatandaş olduğunu sanan dallama, senin yaptığına hak arama değil öküzlük denir. anlamadan dinlemeden bodoslama konuşup hakkını bu şekilde aradığını sanarak ülkeyi kurtaracağını sanan öküzler benden uzak durun. bir gün öyle bir kusucam ki beni yaka paça hapse tıkacaklar. hakkını aradığın için, sesini çıkarman gerektiği yerde konuştuğun için mi ülke böyle ey salak. kes sesini otur aşşa. devletin sana maliyeden ordan burdan geçirdiği yüzde yüzlük gecikme faizleri iflahını kesecek kadar s*ktiği için mi sesin çıkmaz. tabi az geçirirsen zırlayan olur. konuşmaya mecalin kalır a.kodumun insanı. bi siktir git lan, sesini soluğunu kesecek insafsızların deryasına. bsg dallama,öküz. biz ancak bu kadar s*kebiliyoruz, geri kalanını devlet sokacak size.
cool adam isimli yazarın entry'lerinin müptelası oldum. müptelası dediysek aynı zamanda seovi görevi üstlenmiş olamaz mıyım yani?
çaylak olduğum için leadman isimli yazara geçmiş olsun mesajı atamadım. cıss dediler bana. çaylaklığın gözü kör olsun!
aşk, izlediğim 2,5 saatlik filmdi.. bitti, tozlu raflara kaldırdım..

yıllar sonra yeniden sevebilirdim.. elime geçen fırsatı tepmede üstüme yoktur. ilk buluşmamızda çok heyecan yaptım, elim ayağım durmadı, o ise tam tersine çok sakindi.. bu bile benim kalp atışımı hızlandırdı. şarabımız bitmişti.. gitmek istedi, bıraktım evine.. onun evine doğru giderken içimden 'son 100 metre, son 50 metre' diye saydım saydım saydım..
içinde bulunduğun anın tadını yaşamak en güzeliymiş aslında..

en zor kısmı, onu bıraktıktan bok gibi ortada kalmam. 'ulan evdede yalnızım şimdi, nasıl sabah olur' diye düşüne düşüne eve yürüdüm.. yakında bi tekel buldum 3 extra aldım..
eve girdim, sebepsiz bi ağlama isteği geldi.. evdede kimse yok, ağladım. daha 15 dakika önce oturduğu yer bomboştu..

herşeyi açık açık söyledi, konştum.. ancak 'seviyorum' diyemedim birtürlü.. ya anlamsız konularda bile çok dürüst davrandım, belki heyecanımı örtmüş olabilir ancak en önemli kelimeyi diyemedim.
'ben gittikten sonra diyemediğin için pişman olmayacakmısın dedi' ben cevabını bile bile söyleyemedim. yapamadım, diyemedim..
evet köpek gibi pişmanım!

sanırım bir daha görüşemeyeceğiz.. dediğim gibi 2,5 saatlik bir aşk filmi izledim, çok gerçekçiydi.. iliklerime kadar hissettim, yeri geldi gözlerim doldu. film bittikten sonra çok etkilendiğimden olsa gerek, ağladım..
bitti, tozlu raflara kaldırdım..

hep kafama vurdum, her konuda geç kaldım.. şimdi yine geç kaldım ama söylüyorum; yıllar sonra sevebildim birini, gitme..
mutluyum niye bilmiyorum ama anlamsız bir sırıtış var yüzümde şimdi bunun neresi itiraf diyeceksin itiraf değil yazasım geldi.
bütün okullardaki öğrenci işleri çalışanlarından nefret ediyorum sözlük. adam mı seçiyolar tipimizi mi beğenmiyolar anlamıyorum. ama oturup gazete okumak için ordalar sanırım. çemkirince de suçlu oluyoruz of be sözlük bıktım bunlardan valla gençliğimi bitirdiler 2 gündür ya.
2 yılı aşan yazarlık hayatımda, ilk defa çaylak olmanın verdiği hüzünle heyecan arası duyguyu hissettim. artık hiç çaylak olmadım beeenn diye şımaramıyorum kötü oldu.
ne yapacağını bilmemek kadar berbat bir duygu olmadığına inanıyorum.

an itibariyle bir hışımla geldiğim okulumun bilgisayar laboratuvarında pinekliyor, babamdan haber bekliyorum. öğrenci işlerinin işlerini savsaklıyor olmasından ötürü %10'a girdiğime dair belgeyi alamıyorum ve bugün alamazsam bir daha alamam (s.ksen gelmem çünkü), alamazsam ytü'nün yatay geçiş başvurularını kaçırırım. babam telefon diplomasisi yoluyla rektörlüğü sıkıştırmış ben daha ağzımı açamadan ve benden haber bekle diyor. ben de olacak mı olmayacak mı, oydu buydu derken öyle sap gibi kaldım, bekliyorum. allah insanın işini devlet dairesine ve öğrenci işlerine düşürmesin, bunu bilir bunu söylerim. düşmanımın başına gelsin istemem lan!

bilecik cehenneminden kurtulabilme şansım varken, ben bu şansı kaçıramam. asla olmaz.

çok az kaldı... sadece her şeyin yolunda gitmesi yeterli... çok şey mi istiyorum, siz söyleyin.

ve bu aralar hayvan gibi zayıfladım. sonisphere benden çok şey alıp götürmüş. sanırım şu an 64.5-65 kilo kadarım. ben bir ay önce 69 kiloydum lan (kıssadan hisse: zayıflamak istiyorsanız, bir festivale gidin, tepinin, bağırın, çağırın.)!..

duygusal anlamda da zayıflıyor gibiyim... yine bir şeyler oluyor bende, hayırlısı.
senden veteriner olmaz. hayvanlardan korkuyosun hödük.!
seri eksi oy veren ibne bana da dadandı sözlük. öldürsem doymam göt ağızlıyı. yani bi de o kadar masun o kadar sorunsuz entry lerimi eksilemiş ki piç! neyse devam etsin ibneliği götünde patlasın inşallah!
itiraf ediyorum çaylaklıktan sıkıldım artık.
ben sözlükte sadece şirkette bissürü işim varken yazabiliyorum..bütün gün bomboş oturdum ne yazasım geldi ne de okuyasım..bu da böyle bir anımdır.
bugün hayatımda ilk defa bir bayanla dışarı eğlenmeye çıkacaktım. ve akşama dinç olmak için 2 adet snickers ve 335 ml'lik redbull almıştım ve redbull eşliğinde snikersları yemiştim. fakat 10 dakika sonra eve gelen ve durumu arkadşımdan öğrendiğini sandığım teyzem eve geldi ve sarma, cevizli avokado ezmesi, cevizli baklava yedirdi akşama dinç olayım diye * ve bunların üzerine tarçınlı ballı süt içirdi. ve çıkıp gitti. ve sözlük ben akşam bir şey olur diye randevuyu iptal ettim ve yine makus talihime yenildim. şu anda kosarken bir anda kendini uçurumdan 2 metre ilerde havada bulan looney tunes karekteri gibi hissediyorum. *
gamzedeyim deva bulamıyorum sözlük...
garden state izlediğimden beri söylemek istiyorum ki yaklaşık 5 yıl oluyor. Filmde Natalie Portman'ın canlandırdığı karaktere benzeyen bir noktam var. Sam farkında olmadan yalan söylüyor, bu olağan bir şeymiş gibi konuşmalarına devam edebiliyor. Bazen ben de bunu yaşıyorum, ama abartılı konularda değil. Örneğin bir sanatçıdan bahsediyorsak, onu gördüğümü söylüyorum. Bir kitaptan, filmden bahsediyorsak bilmediğim önermeler uyduruyorum. Çoğu yalanım fark edilmiyor bile, bazılarında saçmaladığım anlaşılıyor tabii ama bunlar çok nadir. Çocukken indigoluk meseleleri yüzünden yeterince psikoloğa gittim, bunun için de biraz uğrayacağım herhalde.
ıssız adam da öpüsmekten ağlayamamıstım ama babam ve oğlumda o son sahnelere doğru cocuk cantasını yola atıp kostu ya orada ağlamıstım sözlük. Napayım çok dolmustum lan. Simdi hatırlayınca da icim burkuldu.
öyle yalnız kalmak istiyorum ki;ıssız bir adaya gitsem,yanıma üç şey bile almayacağım.
hala hazırlayamadım şöyle etraflıca bir itiraf. ama size itiraf ediyorum ve söz veriyorum. elimden gelen en iyi itiraf yazısını yazıp saat 00:00'da buraya yazıcam ve sizleri çok güldürcem. haftanın en beğenilenlerine gircem ilk kez. biliyorum ya, inanıyorum. oyhş.
survivorı ihsanın kazanmış olmasına sevindim sözlük. hayır bence hakediyodu yani.
sirf sevgilim burda diye geldim.

ha bir de prim yapmak icin ukte doldurayim dedim , götümde patladi. saglik olsun. *