bugün

hadi elleran elvis'in bayrak mağduru adlı rap parçasını bir hatırlayalım.

bu günlerde elzem çünkü !

şehitler ölmeyecek ve bende haykırdım
bu ülkenin vatandaşısın tepende ayyıldız
sizi bitirene kadar emin ol istikrar arşımız
sike sike ezberlicen lan istiklal marşını

bak mal biz 70 milyonuz eğer siz buysanız
sikik terörün solunu kapatsakta sağ açıkmış
daha açıklı tepeye kerhane mi actılar biz duymadık
annesini arayan tüm babasız piçler dağa çıkmış

hepimizin sonu bu omuzda pek tüfek olanaksız
terorist, kaşlarına özenerek tek yürek olamazsın
bayraktan vazgeçmezz biz türküz tanı !
burası Türkiye lan bak sikerim kürdüstanı

tamamen salak karşı cıkanın sonu kötektir
bizi kim bitircek lan öyle dağa çıkan köpek mi?
evine gömülüp derine dünümü kazıdım özünde güldün
veledi sömürüp namluda teror götünde süngü

yarın bugünde dündür, vatanın yaması dechul
aponun anası belli olabilir ama babası meçhul
vatana hizmet 30 bini ver sırtında da kaba kürkün
rabbim yüce Allah örnek aldığım topraktaki atatürk'üm !
bunalıyorum sözlük.
Beklentiler sadece üzer. * *
bir anda baktım ve saat 00:00 neyse sözlük galiba hayatımda birşeyler düzelmeye başlıyor. en azından öyle umut ediyorum. seviyorum lan onu.
Yirca'da 6000 zeytin agaci katledilmis. Bilin istedim.
sırf şu mal ilk entryi almasın diye ugrasacaktım, unuttum amk.

ayrıca böyle adamları sözlükte tuttugu için modlara teşekkür ediyorum.
bugün günlerden cumartesi.
Eminönündeki topal leyleği... neyse gerisini yazmayayım.
entry girilmekten bıkılmamış başlık.
Çok duygusalım anasını satayım.
biraz aradan sonra tekrar yazmak istedim. içime kapanığım biraz, arkadaşlarım her şeyimi bilmezler. hatta iç dünyamı neredeyse hiç bilmezler. candan erçetin'in bir şarkısı var ya "gamsız hayat" diye, işte tam beni anlatıyor sözleri. şu an üniversitedeyim, hayatım boyunca hep birilerine yardım ettim, dertlerini dinledim -dinleyip de önemli bir şey yapmışlığım pek yoktur orası ayrı- onlardan da bir şey beklemedim. pişman mıyım? hayır. neyse ne diyordum, heh gamsız hayat... benim kadar duygusal olup da benim kadar duygusuz görünen de var mıdır bilmiyorum. olmayanlara söyleyeyim hiç merak edilecek bir şey değil. bir süre sonra duygularını ifade edince sen bile şaşırıyorsun "ben nasıl bunu hissedebiliyorum" diye. üzülüyorsun ağlayamıyorsun, kızıyorsun ağlayamıyorsun, pişman oluyorsun ağlayamıyorsun, yalnız kalıyorsun ağlayamıyorsun, seviyorsun ağlayamıyorsun... itiraf ediyorum, kendime bir şeyler itiraf etmem lazım - yine candan erçetin'den gelsin: "ben böyleyim".
Zeytinburnu sokakları gece bir buçukta kulakta kulaklık, Sol el cepte, sağ elde sigara ergen ergen, yavaş yavaş yürümek için hiç uygun yerler değilmiş. iti var kopuğu var. Ne acısı çekiyorsan evinde çekeceksin.
Anne ben aşık oldum galiba.
birbirlerine el sallayan insanlara imreniyorum. el sallayanlar genellikle çocuklar ama bunu yaparlarken hani yüzlerinde bir gülümseme, bir masumluk oluyor ya, işte o gülümsemeye, o masumluğa bile imreniyorum. çocukluğumdan beridir çok az el salladım. büyüyünce hiç kimseye el sallanılmıyor. sadece şehirler arası bir yolculuk yapacak bir kişiye el sallamak var, ve son bir senede bunu iki kez yaptım. o iki seferde de yolcunun hemen gitmemesini dilemiştim, çünkü o giderse el sallamaya devam edemem. aslında el sallamak değilde ona benzer bir şey daha var. yolda uzaktan bir tanıdık görünce el kaldırmak. ama bu el sallamanın yerini tutmuyor. küçükken ne güzeldi herkese el sallardım, herkes de bana el sallardı. kimsede yanlış Anlamazdı. şimdi yolda giderken birisine el sallasam yanlış anlaşılır ve küçük esnaf peşime düşer. çocukluğumu özledim.
bazen hos bir sohbeti ozluyormus insan.
5 vakit namazını kılan bir anne baba tarafından büyütüldüm. benim için ezan sesi de her zaman dünay üzerindeki en huzur verici rahatlatıcı seslerden biri olmuştur. kısacası ezan sesiyle ilgili sorunu olan tiplerden değilim.

fakat,

evimizin hemen yanında bir cami var ve eskiden olmayan bir şey olmaya başladı. abi böyle bir ezan okumak yok. 9 10 kere detone oluyor adam. ya ben hayatımda bir işi bu kadar kötü yapan bir insan görmedim arkadaş. eskiden böyle değildi. sanırsam imam değişti yerine geçici süreliğine bi adam bakıyor olabilir ama kelimelerle ifade edemiyorum o kadar kötü.
Her insanda dogustan gelen bi yasama, hayatta kalma ic gudusu olur ya, o artik bende yok. Surekli etrafimdaki dallara tutunmaya calisiyorum, asagiya dogru cekiliyorum durmaksizin. Peki kolum yorulmaya basladigi zaman ne olacak?
yalnızım lan sözlük.
Beni üzdüler, işime devam ettim.
Her gece saat 3'te ötmeye başlayan horoza ne yapsam diye düşünüyorum.
bulunduğum şehirden çok uzakta sevdiğim biri var. tam olarak sevip sevmediğimi bilmesem de sempati duyduğum biri işte. kendisi oldukça iyi bir insan, çok temiz, ve hayallerimde ki gibi biri diyebilirim. yalnız kendisine umut vermek istemiyorum, yarın öbür gün neden bana umut verdin demesinden de çekiniyorum açıkçası.. dünya da insanın karşısına ne çıkacağı, nelerin olabileceği belli olmuyor..

ikimiz içinde en hayırlı şeyin bir daha görüşmememiz olduğunu düşünüyorum. en hayırlısı bu gerçekten bu.

acı çekip üzülmektense, yol yakınken ayrılalım.

umarım bir gün karşısına en az senin kadar temiz biri çıkar, buna inanıyorum.

eğer bu satırlarımı okuyorsan, sana olan saygımın sonsuz olduğunu bil..

allaha emanetsin güzel insan.. belki bir gün karşılaşabiliriz.
bugün bi' arkadaş anlattı
çok hoşuma gitti
bi' laz fıkrası anlattı
hiç kimse gülmedi
çünkü sik gibiydi.
itiraf ediyorum, sözlüğe her gün girip yazıları okumak, yeni entryler girmek istiyorum ama vakit bulamıyorum. meşgul müyüm? aslında o kadar da meşgul değilim ama bunu başaramıyorum işte. itiraflarımın devamı gelecek.
kimse için ibnelik düşünmüyorum lakin tüm ibnelikler beni buluyor.
bir ibnelik var bu işte ama ben anlayamıyorum.
ben çok ılığım ya. tüh.