bugün

ha unutmadan bir de şu var tabi "ülkeyi, ülküyü, canı, vatandaşı, huzuru bir kaç klavye hareketi ile kurtaran ve tartışan rahatlığınızı da -affedersiniz ama- teknolojik genlerinizden s*keyim." *
ben bi bok yedim işyerindekilere süper kazandibi yaparım hepinizin dibi düşer dedim. şimdi herkes benden pazaretsi kazandibi bekliyor. internetten tarifleri aldım uzman tvden yapılışına dair görüntüleri izledim lakin hala bir korku var yapamazsam diye. yav arkadaş ne boktan adamım ben yahu. her işi hallettik kazandibimiz kaldı.
bir hikayem var benim.

düşündükçe içimi acıtan bir hikayem var. benimkisi bir aşk hikayesi..

birini çok sevdim ben. ben onu çok sevdim, ben onu çok sevdim, ben onu çok...
o da beni sevdi allah razı olsun. o da çok sevdi.
derdik ki 1 saat ayrı kalsa yaşayamayız. 1 yıl sevgili olduk ama ne sevgili. elim eline değmedi, dokunamayacak kadar çok sevdim.
söyledik ailelerimize, her şeyin çok güzel gideceğini sanacak kadar aptaldık. ama iyi aptaldık, baya bi aptaldık..
ailesi beni istemedi. benim ailem de onu istemedi. bir kere bile oturup dinlemediler bizi.
biz birbirimizi sevdik ama ne sevmek.. ama ne sevmek.
biz kavuşamadık, çünkü kavuşmamızı istemediler. tek bir gerekçeleri vardı.
mezhebimiz farklıydı. evet o siktimin mezhebi farklıydı işte. onun ailesiyle benim ailem sadece farklı yollardan allaha inanıyorlardı.

ben sevdiğimle kavuşamadım. benim ailem pek ses etmedi önce. ama onun ailesi beni istemedi. şiddetle karşı çıktı. kapılarını çaldım babasıyla konuşmak istedim ama açmadılar kapıyı.

sevdim ama ne sevmek. erkek adam ağlar mı, ağlar.. gecelerce ağladım arkasından.

aynı üniversiteyi okuyorduk, perişan oldu.. o bıraktı gitti üniversiteyi. telefon numarasını değiştirdi, facebook, whatsapp hepsini kapattı. hiçbir arkadaşı da bilmiyor, yada bana söylemiyor.

ulaşamadım, kayboldu gitti. sevdim ama ne sevmek. intiharı düşünecek kadar sevmek. deli gibi, deli gibi.

hastaneye kaldırdılar beni hatta açlıktan, ne yesem kusuyorum, uyuyamıyorum.

yıllar geçti aradan. aynı üniversitede beni delice seven başka bir kız vardı. benim o'nu sevdiğim gibi beni seven bir kız..
bu tür delice aşık olmanın ne demek olduğunu bildiğim için kendimi onu sevmeye zorladım. benim çektiğim acıları çekmesin istedim.

lakin sevdim de.. evet ikinci kez birini sevdim. onun gibi değil ama sevdim. gülünce güldüm, ağlayınca ağladım. ona ilk seviglimden bahsettim ve ''ne olursa olsun sensiz yaşayamam'' dedi. böyle sevdi beni yani.. hala ilk sevgilimi sevdiğimi bilerek sevdi beni.

şimdi onla nişanlıyım. yaza da düğünüm var hatta. evlenmek istiyor muyum, evet. seviyorum onu.

sadece.. ıssız ve acı dolu gecelerimde sen geliyosun aklıma.. doluyor gözlerim.
evlenmeme aylar kaldı.
belki sen de evlendim. belki de öldün de haberim yok. ben nişanlımla mutluyum.

yalnızca o ıssız geceler...
Kaç parça haline geldiğimi bilmiyorum. Bölünüp azalıyorum; bölünmek normalde bir çoğalma durumunu imlese de bende tersi durum cereyan ediyor. Her bölündüğüm "ben" başka bir yokoluşa sahne oluyor. Her defasında bitimsiz, sonsuz bir yokoluşun içinde buluyorum kendimi. Bazen "belki de bizzat ben kendimin yokoluşuyumdur" diye düşünüyorum. Emin olmayı sevmiyorum, bu yüzden "belki" demek hoşuma gidiyor. Düşleyemediğim bir şeyi yaşamanın anlamı yok ki zaten...

Bu parçalara indirgenmişlik rahatsızlık verici; işte, arkadaş çevresinde, evde vs... Her birine farklı bir kimlik, farklı bir kişilik, farklı bir karakter üretiyormuş gibime geliyor. Belki de bir tür savunma mekanızmasıdır bu. Yani kendimi gerçekliğin ve insanların bizzat kendisinden koruyorumdur.
Sa.
itiraf falan yok. Haketmiyosunuz...
Sanırım ikimizde birbirimize haksızlık ettik. Burası biraz serin mi oldu ya? Yanına gelsem mi artık?
sarılıp uyuyabileceğim bir sevgilim olsun istiyorum.*
bu gün patronumuz geldi. ayda iki kez falan uğrar iş yerine. ve inanılmaz hızlı konuşan bi adam. birşeyler anlatıyor ama bakıyorsun onaylıyorsun ama gözlerinle.

neyse geldi masama oturdu birşeyler mırıldanıyor, sonra kafasını kaldırdı bana birşey söyledi önce aptal aptal baktım. sonra anlamadığımı anladı bi daha konuştu baktım yüzünde ufaktan bir gülümseme var ben de komik birşey var diye güldüm ve biraz sesli gülme,
meğer adam soru sormuş.
ben de aptal aptal gülüyorum.

gelmesin birdaha dengem şaşıyor.
Mesaj kutum sürekli parlasın istiyorum.
kendime söz verdim. artık gece hayatını bitiriyorum, kendime düzenli bir hayat kurmaya karar verdim. o yüzden moralim üst seviye, bıraktığım vücut geliştirmeye tekrar başlıyorum.ikinci üniversite içinde derslerimi çalışmaya karar verdim sözlük. belki benim için böylesi daha iyi olacak. hazır kızla aramız bozulmuşken kendimi böyle motive etmeyi düşünüyorum sözlük.
Halen aklımdasın. Sadece aklımdasın, kalbimde sana karşı bir his yok, hiç bir şeye karşı bir his yok. Aklımdasın, gördüğüm yerde saldırmak istiyorum sana. Kalbini söküp çıkartmak istiyorum yerinden. Seni değil duygularını öldürmek istiyorum
sevmek istiyorum ama etkilenemiyorum bile kodum bozuk.
sevgili sözlük, bir manita bulursam buralardan siktir olup giderim. haberin olsun.
türk kürt kardeştir başlığında yazdığım entrymden dolayı, can ciğer olduğum, bitanesin sen diyen tüm yavşaklar ortaya çıkmıştır. Dediğim gibi düşman bile değiliz, değildik de. Sen hep bir hiçtin türk.
konuşkan kızlardan hoşlanıyorum.
platoniğime geçen sene değil ondan önceki sene dayanamayıp face'den istek atmıştım. kabul etmedi. bitti ben gideyim artık.
Yaz ve kış saati uygulamasını hep karıştırırım şimdi biz ileri mi geri mi alıyorduk?

Zaten saatleri ve ayları çok geç ve zor öğrenmiştim, canım anam elini yumruk şeklinde yaparak o teknikle zor bela kafama vura vura öğretmişti..
ciğerim yanıyor sözlük. içim kan ağlıyor, kan.
birden müslüm baba geliyor kulağıma başlıyorum söylemeye; ''nereden sevdim o zalimi...''
böyle bir duygu seli yok ulan, yaşamadım ben daha önce. lanet karı. ömrümü çürüttü, oyalıyor beni. hayatımı sikti hayatımı. ama hala seviyor muyum? elbette ulan elbette.
Mesaj atip taşak geçilcek elle tutulur bi itiraf bile yok. Ne aci.
ne bileyim amk, hayallerim vardı. çoook büyük hayallerim.. aynı dövmeden yaptıracaktık mesela, kahvelerimizden yudumlarken dövmelerimizi tokuşturacaktık. birbirimizin fallarına bakacaktık sonra. tavla oynardık belki de. bi sen yenerdin bi ben, ne olacak. okuyacaktık aynı kitabı mesela. anlatacaktık birbirimize. herkes bize bakıp ne güzel anlasıyolar diyecekti. olmadi be güzellik. olmadi

suclu ben miyim sen mi bilemem, sorun bu değil zaten. ben seni çok sevmiştim be. sen de sevmemis miydin? sevmiş gibi mi davraniyodun yoksa sadece. dusundukçe koyuyo bu bana be.. ben daha once bi kız icin aglamadim. sana da aglamam saniyodum zaten, her sey guzel giderken ne oldu birden be güzellik. niye boyle olduk birden. sadece biraz sevgi istedim, cok mu? haketmiyo muyum azicik bile?

neyse güzellik. "sen bilirsin".
hayatımda yapmadığım bir şeyi yapmama az bir vakit kaldı.
edit: yaptım.
Martılara attığım simit, önüne süt bıraktığım yavru kediler Ve sana verdiğim değer, hayvan severlik bu olsa gerek.
günaydın takım elbiseli, idealist, güzel adamlar.

proaktif çalışma hayatı + 26.10.2014 Pazar.
belki benim için uykusuz bi geceydi

olsun be sözlük, o rahat rahat uyudu en azından. bunu bilmek de yeter bana. uyumasam da olur, onun rahat olduğunu bilmek de yeter.

Hem saatleri geri aldık, 2 değil 3 saat uyumuşum bak ne güzel!
Milletin yazdıklarını okuyup, beterin de beteri varmış diye düşünüp moral topluyorum, helal et sözlük sakini. Teşekkürlerimi sunarım sana
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar