bugün

Acı çekmekten korkmayın! insan ruhunu yücelten acı, ucuz mutluluklardan kesinlikle daha değerli.
aids değilim.
onunla evlilik hayalleri kuruyorum.
sigara beni bıraktı.
buraya entry yazcaktım üşendim, yazmıyorum uyuyorum hiç enerjim yok hiiiiiiç hayır aç değilim enerji benim için karın tokluğuyla olmuyor beni hayata bağlayan mutluluk sebebi yok, çok mutsuzum çok yorgunum depresyondayım ve delirdiğimi düşünüyorum gerçekten babam bile oğlum sen delimisin dedi bilmem doktora götürdünmüki bu çocuk akıllımı delimi diye dedim adam az daha doktora götürcekti o derece ve şu lanet olası eksiğimi tamamlamadan hiç bir şey bana tat vermiyor, varmı acaba bu insan parçasını sevebilecek bir sevgili mutlaka vardır yalnızlık allaha mahsus ama neredesin be kadın nerede? nerede? nerede? çok şeymi istiyorum ya sadece sevilmeyi istiyorum sosyallik cahilliğinin allah belasını versin sosyal ortam önerileri alınır hepsi kabul olur.
bi arkadaş ayrıldığı sevgilisini benim telden aradı sesini dinledi ve kapattı geri ararsa yanlışlıkla olmuş falan dersin dedi aradığında acaba şeytanlık yapıp bu kız deli gibi seviyor seni desem mi diye düşünmüyor da değilim. Edit:jet hızıyla barışmışlar.
gece gece ne yazsam diye düşündüm bişey bulamadım. sarhoş falan da değilim ha.sadece canım sıkkın. is everything ok.
Geçen gün kan verdim 12.5 un üstünde olması gerekiyormuş benimki altındaydı verdikten sonra baya kötü oldum itiraf ediyim vermesemiydim acaba dedim .
ilerde Tunalı Hilmi caddesinde gitarını alıp Akdeniz akşamlarını söyleyen birisini görürseniz o benim. Nerede ateş demeyin ona gore
oyumu sarıgül'e veriyorum diyen teyzenin o reklamdan ne kadar para aldığı konusunu bir saniye olsun irdelemedim.
hayatımı sikmeye durdurak bilmeden devam ediyorum sözlük nerde bu yazara bi alkış...
arkadaşıma bi olduğumu söylediğimden beri kızın davranışları değişti. yaklaşık 2 haftadır fiziksel temasta bulunuyodu zaten ama bugün saatler boyunca didişmek ayağına fingirdeştik resmen.muhabbet arasında bi şeyler ima etti aşık mı oldu noldu saçma sapan yanıp sönüyo. napcağım konusunda çelişkideyim ve karşılık vermek istemiyorum.**
hiçbir zaman bir elmadan daha fazlasını beklemedim.
Hayatımı ya dört sene öncesine ya da dört sene sonrasına alınmasını istiyorum. Arafta kalmaktan bıktım artık. Ne olacaksa olsun istiyorum.
sözlük silme ezik kaynıyor.

kamu spotu tadında cinsel bilgiler verdikçe eksileniyorum. sokak çağında abilerimizle, internet çağında yani forumların forum olduğu zamanlarda cankuşlarımızla fikir alışverişi yapıp geliştirdiğimiz tecrübelere kimsenin saygısı yok. aynı götler shameless izleyip izleyip bayılıyor ya ona da ayrıntı tavım amınakoyim. aynı sik, aynı tecrübe, aynı hayat var ama soyadımız gallagher değil ya ondan beğenilmiyoruz. samimiyetsiz sürtükler.

not: samimiyetsiz sürtüklerle sevişmenin artı ve eksilerini başka bir zaman maddeleyeceğim.
bazen okuduğumu anlayamıyorum. beş dakikadır üç satırlık bir tanımı ezberlemeye çalışıyorum, olmadı. bu günlük bu kadar yeter diyip bilgisayarı açtım ben de.
uyumak zor bazen.
Hep o asker uğurlamalara hayran kalmışımdır.benim o kadar arkadaşım olmadı hiç.havaya atıp tutmadılar, seni bekleyeceğim diye yalan söyleyen bir sevgilim bile yoktu.üniversiteye giderken bile bir babam uğurladı biraz da ağladı haliyle.sonraki günlerde yediğim parayla orantılı olrak küfüre dönüştü tabi o gözyaşları.

Yalnızlık alnıma sanki siyah italik puntolarla yazılmışçasına ilk senem böyle geçecek belli ki.bir iki başarısız ilişki.hatırlanmayacak kadar kötü anılar.bir kaç dost oturduğum çevreden.sabaha karşı bir dal kalmış sigara.

Salak saçma konuşmalar eşliğinde bankta oturuyorum gene.kendimle konuşuyorum.
Artık kendimle monologdan diyalağo geçmişim gibi hissediyorum.sanki karşımda biri varda kahvedeki dayılar gibi döktürüyorum.kendime biraz daha yalnızlık empoze ettikten sonra etraftaki ‘deli midir ne’ bakışlarından kaçmak için evin yolunu tutuyorum.

Kapıda karşılaştığım aç kedi bile eve girmiyor.bu kadar yalnızlığa kedi bile dayanamaz.90 lardan kalma 18 inç tüplü monitör bana bakıyor ben ona..

Ve ölüm ansızın çalmayacak kapımı.yavaş ve sinsice yaklaşırken ben bir daire soğukluğunda gözlerim kapıya çakılı gideceğim.biliyorum.bilmek insana o kdar acı verirken medyumlar hala kol gözüyor turistik şehirlerde.bense kırık sandalyede hala birileri tarafından okunmayı bekleyecek kadar acizim.
öyle deli deli sevdalar yaşamayalı yıllar oldu sanıyorum, ruhumda bir dinginlik, sorma gitsin. gözyaşı dökmüyor değilim, ama onlar bile sakin, usul usul akıyorlar, bazen ben bile anlamıyorum, bir bakıyorum gelmişler, gitmişler bile.
Hiç huyum değil kin beslemek ama şu orospunun * kafasını ortadan ikiye ayırasım var, tutmayın beni.
Bazen sever gibi yapiyorum.
Serviste fark ettim her sabah aynı yerde aynı araba ile karşılaşıyoruz.
Şöför selektör yaparak selam veriyor.
Hangi günde olduğunu unutuyor insan.
Sabah sabah bu kısır döngüyü yüzüme vuran şöföre en derin ve samimi duygularla selam söylüyorum.
bir zamanlar sevdiğim uğruna canımı verecek kadar sevdiğim insanların bana yabancılaşmasına hala alışamadım.
Tam 43 gün kalmış sözlük. içimdeki kıpırtının, hayallerimin gitmesine 43 gün kalmış..
Artık her sokağı döndüğümde belki görürüm diye umut etmicem. her zaman olan tesadüflerimiz olmicak artık. Boş otoparkta olcak gözlerim belki gelirsin diye. O köşede beklicem, sesini duyup mutlu olurum belki diye.
Gelmiceksin ama bilirim.
Ne farkettim biliyomusun, ağlayamıyorum artık.. Hazırım o güne.
kendimi bu aralar etkisiz eleman gibi hissediyorum. iş yerinde, masamda olmasam kimse sormayacak, eve gitmesem nerde olduğumu kimse merak etmeyecek, faturaları yatırmasam, kimse "neden yatırmadın" demeyip, ceza kesmeyecek gibi bir durum var sanki. kısacası ölsem kimsenin umurunda bile olmayacak gibi.
neden böyle oldu bilmiyorum açıkçası. havalar mıdır, 30 mart sonrası insanlardaki boşvermişlik midir ya da yaşantımdaki tekdüzelik midir sebebi, çözemedim. nasıl düzeleceğini ya da nasıl düzeltebileceğimi de bilmiyorum.