bugün

yeni çıkan yasayla, iş yerinizden alamadığınız mesai ücretlerini talep edebilirsiz.
geçmişe dönük tüm mesai ücretlerini şirketler en son şubat ayına kadar ödemek zorunda.

bayram ve resmi tatil günlerinde çalıştığınızda eksra ücret ödemek zorundalar.
noterden tebligat göndererek bunu şirketinizden talep edebilirsiniz.

bende özel şirkette çalışıyorum ve maaşım kadar mesai ücretim birikmiş, bugün itibarıyla hesabıma yatırıldı.
böyle bildirim yapmama gerek kalmadı.

yatırılmayan arkadaşlar bu yolu deneyebilir. şirket yatırmadığı taktirde yükümlülük altında ceza ödemek zorunda. hiçbir şirket bunu göze alamaz, öder.

hakkınızı arayın, 1 liranızı yedirmeyin.

dipnot: bilgi içerikli entry istiyorum grubu
Hani soruyorsunuz ya, ingilizceyi ne kadar sürede öğrenebilirim? diye.

Size dürüst olayım mı?
Gerçekten ingilizce öğrenmek istiyorsanız. Amacınız gerçekten dil edinmekse o ülkeye gidin...

imkanınız yoksa da şunu iyi bilin. Dilin sınırı yoktur. Sürekli gelişir. Öğrendim bitti asla diyemezsiniz. sadece derdinizi anlatacak kadar öğrenebilirsiniz. *

Diknot: Bilgi içerikli entry istiyorum grubu
yapacam, bu sefer yapacam.
bir bardak kahve için kettle'ı maksimum doldurup 1 saat bekliyorum. bu angutluğu her seferinde yapıyorum.

ergenlik dönemimin şimdi ki "mc-fan boy" dönemine denk gelmediği için şükürler ediyorum.

bazı günler sürekli "Adam Olamadın Gitti Zevzek Beni Bilemedin Zevzek" "hamam tası gümüşten" "la bize her yer angara" şarkıları çalıyor kafamın içinde bilinç altım sanırım pavyon işletiyor.

burger king kuryesini beklerken duyduğum heyecanı bana yaşatacak bir kız bulmuş olsaydım çoktan evlenmiştim.

Vedat Milor'u kıskandığım kadar hiç bir sevgilimi kıskanmadım.

hayatında bir kere bile gerçekten kavga etmemiş erkeğin yaptığı atarı çok feminen buluyorum.

ilk öpüşme için puslu bakarak böyle boynu yana yatırım götün götün yaklaşma faslı var ya ona ayar oluyorum.

hayat felsefem "minimum hareket maksimum hayat."

"yok olm çıktım evden arabadayım" dediğim anların hepsinde evde hazırlanıyor oluyorum.

daha önce dediğim gibi sıkılınca itiraf yazıyorum.
bu gün ofisteki yalçın'la öğle yemeği için yakınlarda bi restauranta gitmiştik. bu arada ofisin yanınına yeni bir cast ajansı açılmış, aynı zamanda da organizasyon şirketi.. bi tane müdürleri var tam anlamıyla afet-ül taş bir şey. Bir tane de yardımcısı var, o da az kalsın fıstık doğuyomuş da vazgeçmiş bebek bir insan dişisi olmuş.. sevinçten ölebiliriz, gidip tanıştık hemen.. gerçi pek bi beklentimiz yok ama artık orhan abinin göbeğini görmekten, nuri abinin kulağına leblebi fırlatmaktan bıktık.

neyse gittik restaurant'ta oturuyoruz.. cast müdürü ve asistanı geldi.. restaurant dediğim de öyle lüks bi yer degil self servis yapılan çeşitli yemeklerin olduğu bir yer... Siparişlerini alıp tam benim arkamdaki masaya oturdular.

bir dakika bile geçmedi, kız omzuma dokunup "pardon" dedi, hüypt diye çektim spagettiyi, nobel nezaket ödüllü bir centilmen gibi peçeteyle pıt pıt yaparak ağzımı temizledim ve kıza döndüm.. kız gülümseyerek bana bakıyor.. "kamışınızı alabilir miyim?" dedi. dingg! diye kalktı çüküm, nobel nezaket ödüllü centilmen şeysi falan kalmadı tabi.. bir an kızı yanıma alıp restaurant'a öpücükler atarak çıkacağız sandım. "eveeet, alabilir miyim" deyip elini uzattı kız gülümseyerek.. "pipet demek istiyor pipet" dedi diğer taraftaki ajansın müdürü afet-ül taş-ül milf..

"ahah tabi ki buyrun" deyip uzattım... sonra da çıktık restauranttan. çıtır çerez alıp ofise gittik.

bir saat sonra..

yalçın'la azerbaycan tv'de dövüş klubünü izliyoruz. çünkü başka kanal yok.

Tyler Durden kollarını bağlamış.

"centilmene.. döyüş klubune xoş gelmişsiniz.. döyüş klubunün ilk qaydası, kulüp haqqında danışmamaktır."

dedi.

Bunu duydum ya... işte bu amk dedim. o an filmle ilgili aklımda hiç bir soru işareti kalmadı.

ulan sen öyle söylersen olmaz tabii.. adamlar sagda solda klüpten bahsederler hep. küçücük yasadışı bi klup ülke çapında infiale yol açtı iyi mi..

hele o marla yok mu? hayat siken lanet karı.. bi dogru duzgun vermedin şu adama, adam yukarda seninle sevişiyo, aklı başka oda da şınav çekiyo..

valla şimdi şurdaki balık krakeri fırlatcam televizyona..

böyle manyaklık var mı ya?
eski sevgilimi özlemedim ama napıyor cidden merak ediyorum, iyi ki ediyorum, eskiden hiç etmezdim. swh
lisedeyken, hormonlarım doru bir at gibiyken. ve ben dizginlemek nedir bilmezken. yine sıradan bir gündü. biyoloji hocamız mayoz bölünmeyi anlatıyordu. ve ben yine anlamıyordum. tam bir gerizekalıydım o zamanlar. hoca tepegözden metafaz evresini anlatıyordu. gömleğimin altında tişört vardı, tam bir aykırıydım. arkamdaki esmer kız çevik bir hareketle tişörtümün ense kısmından markasına baktı ve yüzünde ne bok olduğunu 5 senedir çözemediğim bir ifade vardı. sonra hayatlarımıza devam ettik. ikimiz de.
bundan birkaç itiraf önce,
şifresini yıllardır bildiğim eski sevgilimin
aktif kullanmadığı twitter hesabına girip biyografi kısmına "pasif gay" yazdığımı söylemiştim.
tabi o aylardır açmadığı hesabında yazan bu pasif gay yazısını görmedi.
aradan birkaç gün geçti,
içime sinmedi, dedim ki ulan küflü peynir, sevmiyor musun lan bu ibneyi?
pirelenmiş kediler gibi seviyorsun hem de.
tuttum, yazdığımı sildim.
bu şanslı piç, benim o yazıyı silmemin hemen akabinde aklına geliyor, açıyor hesabını, bi' fotoğraf koyuyor, ben görüyorum...
hayat bazen iki kelime;
kısmet değilmiş.
bu coğrafyada, bu ülkede doğmuş olmak istemezdim. beyni yok fikri var insanlardan bıktım usandım. ayrıca müslüman olmayan insanların dışlanmasından, kendilerini edep timsali zannedenlerin bekaretimizi ne zaman ve kiminle kaybetmemizi belirleyebilecek kadar kendilerini önemli zannetmelerinden, araplaşmanın alıp başını gitmesinden ve bu durumdan memnun olunmasından, terörden teröristlerden ve onların sempatizanlarından, nankörlüklerden, atatürk düşmanlığından, her allah diyene biat edilmesinden, cahil cühela takımından, adaletsizlikten, kimisi aşırı lüks yaşarken diğerinin yiyecek ekmek bulamamasından, zamlardan, vatandaşın hakkını aramaktan aciz olmasından ve kötü bir durumu değiştirmek yerine onu kabul etmeyi seçen insan topluluğundan tiksiniyorum.
içkiden nefret ediyorum . içenden iğreniyorum, üzülüyorum da . satandan tiksiniyorum. ortamında bunalıyorum nefesim daralıyor.
geçenlerde üst üste iki gece yatağımda sağ tarafıma yatmış halde tam uyuyacam, akıma içkiye dair her şey gelmişti ve iki gece de çocuklar gibi ağlamıştım. "allahım " demiştim, " içkiyi yeryüzünden sil allahım "
çok üzülüyorum çok. amcalarımdan çok sevdiğim, teyzemin eşi olan eniştemin alkolün tesiri yüzünden çoluk çocuk önünde oynadığını madara olduğunu gözlerimle gördüğümden beri şiddetlenerek daha da arttı alkole olan nefretim.
hayatımda ilk kez seni seviyorum dediğim kızın da alkol bağımlısı olması ve ona faydam dokunamadan yollarımızın ayrılması alkolün adına bile tahammül edemememe yol açtı .
yine yalvarıyorum ki "allahım ! içkiyi ; gözümün gördüğü kulağımın işittiği el ayaklarımın değip gittiği her yerden uzak tut , yok et yarabbim ! "
edit: tahammülsüzler okumasın lütfen.
atlar midelerinin tek kompartımanlı olmasından dolayı kusamazlar..
sığırlar ayak yapılarından dolayı geri doğru değil yana doğru çifte atarlar..
köpeklerin zaptıraptı sadece durmaktır, ısırma ihtimali olan cinselere ise üstünüzde kalın ne varsa kolunuza sarmak suretiyle zaptedebilirsiniz...
atlar 3 gün ayakta uyuyabilirler..
koca bir boğayı burnundaki sinirleri sıkıştırarak zaptedebilirsiniz..

kadınlar kulaklarının yalanmasından genel kanının aksine hoşlanmazlar..
olgun bir kadın cinsel münasebet sırasında 8-9 kez orgazm olabilir..
erişkin bir dişi cins günde yaklaşık 20 defa osurabilir..
bir kadının vajen ile anal çukuru arasında yaklaşık 2 cm 15 mm mesafe bulunur..
bir erkek ard arda 5-6 kez orgazm olabilir..
bir erkek günde 6544356234625 kez seks düşünür..
bir kadının erkekte ilk baktığı yer genel olarak elleridir..
venüs gezegeninde 1 yıl 225 gündür..

şimdilik bu kadar bilgiyse bilgi amk bizde veririz yani. bilgi dediğimiz şey sınırsız nihayetinde..

he son aklıma geldi, dişi sinekler üremek için kadın kanı alıp rutubetli ortam isterler..

(bkz: bilgi içerikli entry istiyorum grubu).
ilk dönemin sona ermesiyle ygs çalışmalarımın da artması gerekiyor değil mi ? kesinlikle gram değişme yok. nedenini neye bağladığımı bende bilmiyorum. fazla rahat davranıyorum ama bu tam anlamıyla saçmalık gerçekten. zamanımı şiir okuyarak ve yazarak geçiriyorum. çok rahatlatıcı ama benim rahatlamaya değil kendimi daha çok sıkmaya ihtiyacım var. kendini bilmekte güzel diyerek avunmaya devam ediyorum. son gülen olmak dileğiyle...
Sanki sevgilim varmış gibi evlilik hazırlıkları yapıyorum, eski sevgilim dikkatli ol son ihtimal seni kaçırırım.
Sevgilim Dün benim için bittin.
Senden nefret ediyorum, yukarı sürsen bıyık reklamı varya tvde gördüğüm an çıldırıyorum, senin ben a. Koyim hala saf güzelliğin üzerinde, o orospu çocuğu ile neler yaptın, seviştin mi yıl başında, ev kimindi, yalanlarını sikeyim senin. Hayatında kimseyi istemiyorsun ya hani ben senin o hayatını sikeyim. Orospu çocuğu diyorum sana ama orospulardan özür diliyorum.
bu gece hiç tanımadığım bir erkeğe, sırf sana benziyor diye merhaba dedim. evet böyle söyleyince daha şiirsel oluyor tabii.
Son zamanlarda psikolojik düzenim ve uyku düzenim çok bozuldu . Bi de şu kodumun bilgisayarıyla son zamanlarda çok içli dışlıyım , her an pencereden sallaya bilirim . Kısaca iyi değilim la ben .
Mahallenin emeklisi gibi, buraya her yazılan entryi okuyorum.
Meraklı mıyım neyim?*
Yaşamıyorum sadece nefes alıyorum..
Serdar ortac sarkilari gibiyim be sozluk. Oylesine anlamsiz oylesine sacma oylesine gereksiz hareketlilik...
Serdar ortac sarkilari gibiyim be sozluk. Oylesine anlamsiz oylesine sacma oylesine gereksiz hareketlilik...
çok dertliyim sözlük. ulan yılbaşından önce götümü sıktım kuru ekmek yedim gittim hoşlandığım kıza hediye aldım, hiçbir kıza göstermediğim ilgi ve sadakati gösterdim ama bu yaptıklarım onda göt kalkıklığı ve değişim gösterdi. ızdırabını siktiğimin hayatında şu yüzüm gülmeyecek mi amk.
Gülüşü gamzelim...
Ne zaman sesini duymak istesem bir slim duman yetişiyor imdadıma.
Sonra gözlerim doluyor, dumanından,
Ya da oyle olduguna inanmak istiyorum.

Özledim,
gülümsemeni,
seninle gülümsemeyi özledim...
Öyle işte...
hayatıma seni bana unutturacak biri girsin istiyorum. düzenim bozuldu sanki aptal aptal takılmaktan sıkıldım artık.
bu sabah 16,13 te uyandım. sabah dediğime bakmayın, uyandıran bi kimsem bile yok ki ölü uykusuna yatmışım.
uzun zamandır yataktan fırlayıp gittiğim biri olmamıştı, o da kuaförüm oldu.
o bile yeni uyandığımı anladı, her halinden belli dedi,nasıl da hatırlıyordu sabah hallerimi?
bir iki çekişmeden sonra onunla, saçlarımı yıkarken her yerimi ıslattın dememe, daha her yerin ıslanmadı demesi de manidardı ama, mesafeli bile davranamamıştım lan.
aç karnına içtiğim 2.sigaradan sonra saçlarımı boyadım, yine turuncuyu beceremedim.
rutin evdeki kavgalarımı yaptıktan sonra, kendimi filme verdim.
aramam gereken insanları yine aramadım.
yine gece uyuyamadım.
yarın bildiğin, annemle kadınlar gününe gidip, dedikodu yapıcam.
akşam da arkadaşlarımla çıkıp içicem.
bildik düzen yani.
yine şarkılar dinleyip kendi kendime depresyona girmeye devam edicem.
en iyisi ben bi sigara içeyim.