bugün

sevgilisine bebek taklidi yaparak konuşan ve nutellayla depresyonu ilişkilendirip , twittera ,instagrama vb yerlere bununla ilgili şeyler paylaşan hemcinslerimi öldürmek istiyorum.
her gün traş olmaktan, sabah erkenden uyanıp işe gitmekten, uykusuzluktan feci şekilde hoşlanıyorum.
Bayramlık şekerler tatlandırdı çocukların ağzını. Peki ya çocukluğunu özleyenler? Şekeri az çocuk gözlerdeki mutluluğu çok görenler? O ilk heyecanını o ilk sevdasını özleyenler? Sizin şekerleriniz yeter mi onlara? Çünkü şeker çok çünkü şeker her yerde. Peki şekeri verecek, elleriyle? O nerde. Özledin değil mi? Ben de özledim işte.
şovenist pkk'lı kürt bozmalarından nefret ediyorum, sikesim geliyor hepsini.
artık erken yatıp erken kalkmaya başladım. itiraf edecek dahi bir şeyim yok sözlük. evet.
içindeki yerini unutuyorsun bir zaman sonra. nereye koyduğunu bilmediğin ama orada olduğundan emin olduğun bir şey. bir yara izi gibi. keşke olmasaymış ama olmuş, canını da yakmış bir zamanlar. sanki hep seninleymiş, seni seyretmiş, gücü ancak ona yetmiş gibi. çıkamamış önüne. çelişkiler içindesin, hem var ne yok. artık şarkıları duyunca düğümlenmiyor boğazında bir şeyler. ağlamıyorsun. çok hafif bir burukluk giriyor yüreğine. hemen kendi içinde konuyu değiştirip kurtuluyorsun o hâlden, susuyorsun. artık eskisi gibi de kızmıyorsun. bir zamanlar 'asla' diyordun, şimdi yavaş yavaş bitiriyorsun.

edit: çok iyi insanlarsınız ya, hemen teselli falan ama bu aşk değil ki.* yani öyle ezberlediğiniz gibi karşı cinsten birine duyulan arabesk bir şey değil. başka bir şey. bir hissiyat, bir yoğunluk işte.
Sınavlardan çok pis korkuyorumm.
"Altimda 250 milyarlık jipim var, cebimde 20 tl param var."

Dün gece yaşamış olduğum durum. Siz buna Ayranı yok içmeye atla gidiyor sıçmaya. da diyebilirsiniz.
bu gece çok uzun bir süre sonra rahat uyudum.
bişiler taşımadan yük olmadan omuzlarımda.
ruhumun hafifliğini hissettim. ağlamadım yada gözlerim şişmedi, üzülmedim. gözümün önüne sahneler gelmedi.
hayatımda yalan olduğunda her şeyin iğrenç olduğunu gördüm. ne yaparsam yapayım yalan söyleyemeyeceğimi gördüm. yalanın bana yakışmadığını gördüm.
hırçın sinirli agresif ve karmaşık değildim bu gece.
içimden en sevdiğim şiiri okuyarak uyudum.
içimden hep iyilik geliyor yaşadığımız dünyayı seviyorum kin tutmak benim harcım değil çektiğim tüm sıkıntıları unuttum parasız pulsuzum ne yazar gelecek güzel günlere inanıyorum.
benim küçücük ellerim var ve kalbimizin yumruğumuz büyüklüğünde olduğunu düşününce küçükte bi kalbim var.
o yüzden birilerini hayatıma kolay kolay dahil edemiyorum.
bana dokunulduğunda aslında kötü hissediyorum ama bu anlaşılmasın diye cömert davranmaya çalısıyorum.
uzaktan sevmeyi öğrettim kendime ben dokunmadan sadece gözlerinle. öyle olunca kalbine işliyor çünkü. bedenine değil.
garip bi insan oldum hep anlamlandırılamayan bunu farklı olmak için yapmadım o an içimden geldi ve ben engel olmadım.
şimdi çok sakinim öyle gelsen sakinliğime uyuyakalırsın.
gülüyorum her yere gülücükler saçıyorum bu sabah üstelik.
çünkü kaybettim kaybolduğum beni buldum ve bugün ona sıkı sıkı sarıldım.
ve söz verdim ona bir daha seni üzecek bir şey yapmayacağım diye.
saçlarımı sevdim,yanaklarımı sıktım. ve aynada kendime göz kırptım.
hayatta sen ne istersen neyin olmasına izin verirsen o olur ne istediğini artık biliyorsun dedim.
kalbini kırdığım insanlar olabilir yada kalbimi kıranlar ama şuan hepsine sıkı sıkı sarılıp kocaman bi buse kondurup şebnem ferahın dediği gibi büyüyorum sizinle diyebilirim.
ve bundan sonraki hayatımın en güzel bölümünü planlayacağım.
lacivert kalem etegim beyaz gömleğim ayakllabılarım uçları dalgalı sarı saçlarım elimde cübbem kendinden emin ve etrafındakilere gülücükler saçarak müvekkilimin ailesine iyi haberi verdikten sonra telefonu açıp hayatımın insanının sesini duyacağım. ve ona '' denizcim hadi hazırlan seni almaya geliyoruz oğlummmm'' diyip kapının önünde beni bekleyen eşime kocaman sarılacağım. sonra hayatmın iki müthiş erkeği ile gülerek şarkılar söylerken arabamızda, bugünleri hatırlayıp kendime teşekkür edeceğim.
ve hayatımı tüm insaların gülümsemesine, deniz adlı küçücük bir meleğin mutluluğuna adayacağım ve içinde kaybolup bana en değerli hediyeyi veren gözlerinde dünyayı görebildiğim erkeğe.
işte bu yüzden şimdi bir serçe kadar hafif ve en sevdiği oyuncakla oynayan bi çocuk kadar mutluyum...
Eski kız arkadaşım facebookta eklemiş az önce kabul ettim, silmiş gerizekali. Ulan madem sileceksin neden ekliyorsun? Neyin kafasını yaşıyor bunlar?

Eski sevgilime, kurban bayramında, yaşıyor musun? diye mesaj attım ve gelen mesajda sen bana inek mi dedin yazıyordu.

Eski sevgililerimle uğraşmayı, herşeyden çok seviyorum.

Şuan çok aşığım, eski sevgililerim iyiki gitmişler.
iyice çıldıracam.
Amınakodumun sondası
başıma bela oldu. Sürekli
borusu çıkıyor, idrar kaçırtıyor.
Sonunda söküp attım.
Adam gibi seven kalbimi öyle çok kırdın ki sen...
gerçekler acıdır. Hayat gerçekler üzerine kuruludur. Öyleyse hayat acılar üzerine kuruludur.
Onunla herşey çok güzel. bayramları bile seviyorum artık.
yeni insanlarla tanışmaya bayılıyorum.
aptal itirafları hiç okumuoorum. evet. itiraf ettim.
Eve geldim kimse yok ve kanepemde moda dergisi buldum okuyalim bakalim.
duştan çıkmıştım şarkı söylüyordum banyoda. bağıra bağıra firuzeyi çığırıyor, içimdeki tarkan'ı meydana çıkarıyordum. *

banyonun kapısından annemin sesi geldi :

+çocukluğumda komşunun boz eşşeği vardı, onun bile sesi daha güzeldi.
-yüz karası yüze vurulmaz be anne.
+sus o zaman.

açık sözlü olmak her zaman iyi birşey değil sanırım. *
Butun bayram boyunca evde pinekledim okul zamani gelmek uzere annemler bilmiyoki ben butun parayi eve gelmeden once yedim gitme zamanim geldiginde babamdan nasil para istiycem hala dusunmekteyim.
Spora gitmek istiyorum ama yorgunum anliyomusun?
atlatıyorum gibi, ehe.
yıllardır görmediğim amcama rastladım kızılayda, harçlık verdi almadım ısrar etse alırdım; etmedi serseri.
tanımadığım bir dedeyle karşılıklı sigara içerek muhabbet ettim, yalnızlığımı dindirdi uzun zamandır böylesine keyifli bir sohbet etmemiştim.
kış gelmiş ugglar piyasada ama ben artık giymekten utanıyorum nedendir bilinmez.
hem sinüzitimin mevsimi geldi yine hem de yirmilik dişlerim sıkıştırıyor beynimi. sarhoş gibi geziyorum tepki veremiyorum başımın ağrısı bir türlü geçmiyor.
çok çok çok mutsuzum her şeyim yerli yerinde ama çok mutsuzum galiba konularımı tekrar etmediğimden ve sınavı kazanamayacağım yönünde geliştirdiğim tutum yüzünden böyleyim.
artık hayatımda çok az insan istiyorum. bencilmiş gibi gözükebilirim ama bu çok fedakar yönümü saklamak için geliştirdiğim bir savunma mekanizması, insanların beni kullanmasından nefret ediyorum.
aklımda söylenmemiş sözler edilmemiş yeminler dillendirilmemiş vaatler var. dudaklarımdaysa büsbütün sessizlik. ve biliyorum. ne suskunluğum asaletimden ne de konuştuğumda yer yerinden oynar. Öyle bir başına öyle sereserpe öylesine plansız patavatsız had bilmez ruhum.
hayatımda 3 kadın var şuan daha doğrusu flört ettiğim ama bir türlü ilişki aşamasına geçmeyen 3 kişi var diyebilirim. kararsızlıklarım, gitgellerim ve ne istediğimi bilmemem elimi kolumu bağlıyor. kimseyi üzmek kırmak istemiyorum hatta ciddi bir ilişki istediğimden de şüpheliyim. nasıl çıkacam bu işin içinden? hiçbir planım yok nasıl çözeceğime dair.

not: bu arada sen ne biçim adamsın 3 kızı idare etmeye çalışıyorsun diyenler çıkabilir ama olaylar genel olarak spontane gelişti kimseyi idare etmem gibi bir durum yok.
SONRA diyor ki "yemezsen geberirsin canın cehenneme".

Sanıyor ki keyfimden yemiyorum.