insanlardan vazgeçemiyorum sözlük. nerede çokluk orada bokluk biliyorum ama yinede vazgeçemiyorum.
ya ben bir saatte 20 sayfa kadar kitap okuyabiliyorum. ben mi çok yavaşım, yoksa çok mu aptalım? çok üzülüyorum. *
eski sevgilimi özlüyorum be sözlük. yaptığımız bütün tartışmalar için özür bile dilerim yani şuan görüşsek o kadar özlemişim yani.
bugün doğup büyüdüğüm evden taşınırken tüm geçmişimi de kolilere doldurup üstüne bant çektim gibi hissettim. oturduğumuz sokaktan odama son bir defa bakarkenki hüzün, tarif edemeyeceğim derecede sarstı bünyemi. toparlanmak biraz zaman alacak belli ki buna katlanılır da ya son dakikada sevgilideki isteksizlik? sonra neden susuyorsun der bir de, sessiz kalmanın daha az acıtacağını bilmeden. ne diyeyim?
youtube' a sırf üşengeçlikten "papers" yazıp aratıyorum. karşıma usher dallaması çıkıyor.itiraf ediyorum usher' la bi 10 dakika bakışıyoruz. sonra eşşek gibi yanına portecho yazıyorum*
şu sesi merak ediyorum lan.
kendimi çok işe yaramaz, aptal hissediyorum. kısa ve net.
içim yandı resmine bakarken birden acı acı nefes aldım . resimdeki gözlerine bakarken bile tutamadım gözyaşlarımı.. neler yaşandı neler bitti kimler kimler geçti hayatlarımızdan.. senin yüzünden çok şeyimi kaybettim ben.arkadaşlarımı,güvenimi bize olan inancımı. çıkma karşıma istemiyorum artık nefes alamıyorum ismin geçtiğinde. çok güzel rol yapmayı öğrendim sayende. bambaşka iki hayatım oldu. sabah birindeyim akşamında ötekisinde. birinde yeni hayatım yeni arkdaşlıklarım yeni heycanlarım ve seni unuttuğum düşüncesi sadece kendimi kandırmadan ibaret olan bir düşünce bu sadece.. akşamında sen dolu saatler senin adını geçirebileceğim insanlar bizi bilenler bizi sevenler oysa sabahkiler varlığından bile habersiz.. ağırlığın var hala yüreğimde uzun zaman oldu sana böylesine açılmayalı. şunu anladım insan sadece kendisinden kaçamıyor ve kendine söylediği yalanlar en ummadık anında dipdiri şekilde karşında dikiliyor. doğruların arkasında kalmış. . asıl şunu bilmiyormuşum ki beni ayakta tutan doğrularımmış meğer sana olan sevgimden hala gram eksiltememmişim. bir insan ancak böyle bir şeyde bu kadar nefret ederken böylesine arzu dolu olur herhalde..
intihar etmek istiyorum ama yapamıyorum, anlamını bilmediğim, yorumlayamadığım bir korku ve çekingenlik oluyor.
uyumaya korkuyorum sozluk. cunku etrafimda akbabanin bekledigi gibi uyumami bekleyen bir sivri sinek var ve olabildigine tehditkar. kulagimin etrafinda yakin ucuslar yaparak ben uyuduktan sonra bana neler yapacagini fisildiyor adeta.
http://www.youtube.com/wa...mp;NR=1&v=8NTJTV4Y_qE

aha bu şarkıdaki gibi hep beklentiyle baktım insanlara. herkese, her şeye karşı kocaman umutlarım oldu hep. ne mi oldu? ne olabilir ki sözlük. olması gereken oldu. olmasını istemediğim oldu.
itiraf ediyorum başlık açmayı bilmiyorum.
çok da lazım değil en azından şimdilik, gerekli güzel bi başlık aklma geldiğinde öğrenecem inş. dinimiz amin.
çok fena küfür edesim var. herkese, her şeye.
ben başlangıçlardan korkuyormuşum, bunu anladım bu gece.
tavana bakma seanslarım da başladı, bu hiç iyiye alamet değil, hiç değil...
ah sözlük ah. etrafımda o kadar çok nefret ettiğim, fakat gerek vicdanımdan gerek konumumdan ötürü kavuk sallamak zorunda kaldığım o kadar insan var ki. "sizden nefret ediyorum, siktirip gidin!" demeyi o kadar çok istiyorum ki sözlük...

yapamıyorum, onlar da kalıyor bu yüzden.
Kendimi eve kapattım. Hala pek istemesem de artık güneş görmemekten rengim sarardığı için bir kaç arkadaşı aradım buluşma ayarladım. Maymuna dönmesem yaşardım bir süre daha böyle.
yıllar önce lisede iken dışarı çıkmak için babamdan izin almak istedim. (evet canım yıllar önce biz evden çıkarken günün her saati babadan izin alırdık zira kendisi diktatördü. iyi ki de öyleydi.)

-baba dışarı çıkıyorum arkdaşlarla akşama gelirim.
-kimle çıkıyon
-foku ve denizle (foku lakaptır fok balığından gelir: 140 kiloluk arkadaşa)
-lan sen hep bunlarla çıkıyon dışarı
-arkadaşım baba onlar
-ibne misiniz lan siz, hiç kız arkadaşınız yok mu sizin?
-mavi ekran..........

o gün bugündür sayılı erkek arkadaşım, sayısız kız arkadaşım oldu..

-baba ben dışarı çıktım.. (yıllar demokrasiyi getirdi)
-kimle çıkıyorsun
-selda ve tuğçeyle..
-la her hafta farklı biriyle çıkıyorsun. (demokrasi lan'daki n'yi de attırır)
-arkadaşım çok baba
-kaşar mı oldun la başımıza. erkek kaşarı mısın la sen?
-dııııııııtttttt...

seviyorum bu adamı.
Hasta oldum. Disari cikamiyorum butun gun oksurup yatiyorum insanlar yoldan kahkahalar atarak geciyorlar adalet mi bu dunya.
iki gündür evrakta sahtecilik yapıyorum resmen önce kuzenimin okula vermesi gereken kağıtlardan birine onun imzasını taklit ettim dün de fener trabzon maçı için iki kere kimlik fotokopisi verdim ve 6 bilet aldım ve hiçbirini kendim için yapmadım.
sms diyen insanlara çok gıcık oluyorum.hayır mesaj da diyebilecekken neden smsi tercih ediyorsun anlamadım.
(bkz: sms de mi atamadın, sms atsana, sms attım, sms geldi vb.) tdkdan rica edicem sms sözcüğü kullanımdan kalksın hatta ceza falan gelsin.
kişiliksiz bir insanım. her manada. yediğim bokları şuraya saysam sözlükten şutlarsınız beni.

iş bu entry işe alınmamda karşıma çıkarsa çok üzülürüm o da ayrı konu.

o kadar uzun yaşayacağımı sanmıyorum o da apayrı konu.
uludağ değil de ekşi yazarı olsaydım mesela. ne bileyim ekşi iyi be abi.
zamanında apache diye mail adresi almıştım bu apaciler çıkmadan önce.
Arkadaşımın playstation'unu bilerek bozmuştum. Küçüktük daha. Bi benim ps1'im vardı bi de diğer arkadaşımda var. Sınıfta başka kimsenin yoktu. Arkadaş gel oyunları takas edelim bir haftalığına,tamam dedim. Arkadaşım tuvalete gittiğinde hemen kablolarını söküp ordan uzaklaştığımı hatırlıyorum. Sonra arkadaşım yakama yapıştı ve kavga ettik. Galip gelen bendim ve onunla hiç konuşmadım. Kıskançlık krizi geçirdim herhalde bilmiyorum.
geçen hafta bir mevzudan dolayı arkadaşımın tanıdığı bir adamın yanına gittik.

arkadaşım gitmeden önce anlatmıştı bu adamı;

''eskiden bildiğin pezevenklik yapıyordu, parayı vurunca balık restaurantı açtı''

izmirin balık restaurantlarıyla meşhur sahilevlerinde bu yer. içeriye bir girdim inanılmaz nezih. aile yeri ve gayette lüks. adam kendine harika bir mekan açmıştı pezevenklikten kazandığı paralarla.

biz geçtik bir masaya oturduk, adamı uzaktan gördüm, çevresinde insanlar kendisiyle muhabbet ediyorlar. benim yaşlarda birisi, 30 civarı.

az sonra müsaade istedi yanındakilerden ve yanımıza geldi. hoşgeldiniz beşgittiniz faslından sonra ''ofisime geçelim'' dedi, arka tarafta lüks bir ofis yapmış kendine geçtik oturduk.

kahveler söylendi, hesapta 40 yıllık hatırlar sağlandı. bu pezevenkle ne hatrım olacaktı. neyse, konuştuk mevzumuzu çözdük.

arkadaşım dedi sonra;

''ulen naci daha düne kadar basmanede ki otellerde pezevenklik yapıyordun, insanlar sana pezevenk naci derdi, şimdi naci bey oldun''

eleman yanında duran yazıcıdan bir kağıt aldı, üzerine kocaman harflerle ''pezevenk'' yazdı. sonra gömlek cebinden bir tomar dolar çıkardı, dolarları pezevenk yazısının üzerine tek tek koyup yazıyı kapattı ve ekledi sonra;

''gördün mü? para herşeyi örter'' pis pis gülüyordu.

laf dilimin ucuna kadar geldi, yutamadım o lafı, dayanamadım ve konuştum;

''para dediğin rezillerin elinde, çengilerin zilindedir''

bozulmuştu pezevenk bu lafıma, cevap veremedi öylece baktı tip tip. kalktık bizde bu laftan sonra.

arabada arkadaşım ''çok ağır konuştun be bakardi'' dedi.

''olum bunların ruhu it, itle çuvala girersen nereni ısırır bilinmez, uzak dur bunlardan'' dedim.

duramamış uzak. öğrendim ki arkadaşım dün gece naci denilen elemanın yanındayken polis bunları cümbür cemaat toparlayıp göz altına almış.

su testisi hesabı bu işler.
itiraf ediyorum; ilk kez ask. fmi duyduğumda radyo sanıyordum.