bugün

babamın neden bana kandil mesajı attığını hala anlamıyorum, be adam aynı evdeyiz gel yüzüme söyle ne mesaj atıyorsun ki.
bir gün bu itiraf başlığına sözlük ile alakalı tüm gerçekleri yazacağım işte o zaman ne yapacağım.
itiraf ediyorum lan! Sıçmıyorum ben. Atıkları içimde özümseyip terleme ve soluk verme yoluyla atıyorum.

Evet anti-perspirant deodorant kullanamıyorum çok sıkışıyom.
hey sen... okuyosun bunu.. ben öyle bi moddayım ki şu an sana bunları yanındaymışım gibi yazıyorum... şu an yanındaymışım gibi... farkındayım boğulduğunun, farkındayım söylemek isteyipte söylemediklerinin... ben hepsini söyledim kurtuldum.. o hissi ben de yaşadım çok... benim durumum da senden farklı değildi aslında... aynı şeyin içindeyiz... ben daha hatalıyım bu hususta.. sen daha iyi niyetli... sen olmadığında başkasına gidip avunabiliyorum ben... senin böyle bi lüksün yok... ama senle olmadıktan sonra kimle olduğumun önemi de yok biliyosun.. ne yapalım sen söyle? benim için çok zor olduğunu söylemeliyim, yıktın çünkü bunu sen, olamıcağna sen inandırdın maalesef, ben olabilire inandırmaya çalışırken aslında sen galip geldin... kabahati sana yüklemiyorum bu konu da ama inanç en önemli nokta, şimdi bana çıkıp olabilirdi deme, hey sen demeyeceksin değil mi böyle? işte hep geç kaldık hep. sonra yaşanamayan şeyler yüzünden birbirimizi hırpaladık durduk, kah sen bana kızdın kah ben sana, elimizde değildi belki, olamadık işte... benim gücüm yetmez bundan sonrası için.. sana veda da edemiyorum, beraberde olamıyorum...ne yapalım sen söyle ne?
uzun zamandan sonra pcden entry girdim. cidden uzuldum. mobildende gitmiyo be kardeşim. 250 mb internet paketi yapiyoruz 5 günde bitiyo. paraya yazik.
Cocukken albert einstein'la frenkenstayn'i ayni kisi saniyordum.daha dogrusu albert frank einstein isimli tek bir kisi. Bazi yerlerde albert bazi yerlerde frank kullaniliyor saniyordum
çay içerken dondurma yemeyi seviyorum. dışarıda sipariş verdiğimde garsonlar biraz garipsiyor ama napiyim seviyorum.
Düğünüme babamın gelmemesi gerek. En güzel günümün onun yüzünden kötüleşmesini, onun yüzünü görmeyi ve ona dair şeyleri hatırlamayı istemiyorum. Hiç istemiyorum.
dün fizik dersinde bugün olacağımız sınavın soruları hocanın masasının üstünde duruyordu. bende kitap okuyorum millet o ara hocayı biri oyalasın biri de soruların fotoğrafını çeksin diye tartışıyor. dedim ben çekerim ne korkaksınız. arkadaş hocayı çağırdı soru sorma ayağına. bende hemen gittim arkadaş dosyanın kapağını kaldırdı tam çekicem fotoğrafı hoca bir döndü arkasını ben tutuştum hoca bağırdı delirdi hemen geçtim sırama. hoca bağırdı çağırdı kızdı sonra bana dedi senden hiç beklemezdim ele başı. nasıl üzüldüm utandım sözlük anlatamam vicdan azabı çekiyorum. kesin fizikten kalacağım.
facebooku o kadar uzun zamandır kullanmamışım ki biraz önce on dakika kadar profil resmini nasıl değiştircem diye yana yakıla aradım. sonunda buldum allahtan.

(bkz: mutlu son)
fotoğraf çekilirken nasıl güleceğimi nasıl tebessüm edeceğimi daha yeni öğrendim.
artık çok datlu çıkıyorum fotoğraflarda.
sana sorarım sözlük: bir insanın canı aynı anda hem börek, hem pirzola, hem karpuz, hem de cips isteyebilir mi? isteyebilirse bu insan nasıl bir insandır?
bir başlığa sadece bakınız verince karşıma çıkan : '' bu entry sadece bakınızdan oluşuyor. başlıkla alakalı bir başka başlığa bakınız verdiğinizden emin misiniz? '' yazısını her okuyuşum da '' eminim amına koyim! '' diyorum.
Sağ taraftaki zaman göstergesi az önce gözüme çarptı. 3 saattir sözlükteymişim lan. Sözlük, sanırım ben internet bağımlısı oldum. * Neyse şimdi çıkıyorum, daha fazla takılmayayım yeter bu kadar.

Edit: 3 saat 1 dakika.
nick altıma ancak böyle 20 30 tane güzel güzel entry girilse ancak keyfim yerine gelir yani.
bileğimi kulağıma getirdim damar dinliyorum beyler.
hayatına, kendine yenilikler getirmeyen, aynı çizgide ilerleyen insanlar var. gözlerimi kaçırıyorum böylelerinden. dünya bu kadar dar olmamalı diyorum. kelimelerini çoğaltamayan, aynı bakışların düzleminde yitip giden insanları duyuyorum, yollarımı değiştiriyorum. bir zihin bu kadar kör olmamalı diyorum. bir ressamın fırçasında her rengi taşımaktır bir tablo gibi yaşamaktır benim için önemli olan. bu yüzden üzülüyorum ve çaba harcıyorum böyle insanlara değişebilsinler diye. nafile! herkesin bir rolü var.
Saçımı yamuk kesen, kafasına göre bana sormadan ara makas atan, saçımı rezil bir hale sokan o şerefsiz kuaföre gidip, bu ne biçim saç kesmek demedim içime dert oldu. Saç kesimi bitince fönü nasıl çektiyse yamukluğu belli olmuyordu. Çok da dikkatli incelemedim. Keşke dikkat etseyim. Ertesi gün farkettim rezaleti. Öküz herif bir de ben böyle böyle kesim istiyorum diye anlatınca artistlik taslıyordu, yok ben şöyle iyi kuaförüm, böyle iyiyim falan. De get.

Üstünden de epey zaman geçti. Bu saatten sonra da gidilmez ki oraya. içime dert oldu. Gidip saçlarımı gözüne sokmak istiyorum. Saç bu yahu, değerli bir şey. Öyle 2 günde uzamıyor ki. Aklıma gelen tüm küfürleri ediyorum ilgili kişiye.
bazen boğazıma öyle bir yumru gelip oturuyor ki, öyle anlarda dayanamayıp sormak istiyorum kimi kimden korumak için bunca duvar diye... sonra biraz toygar dinliyorum, biraz başka bir şey. tutuyorum kendimi.
hasta oldum sözlük. Yatıp dinlenmem lazım ama ders çalışmak zorundayım. Bir sıcak çorba olsaydı iyiydi. Unutmadan tüm sözlük yazar arkadaşlarımın regaip kandilini de buradan kutluyorum.
yeni bir güne girmemizle beraber doğum günüm de bitti sözlük. şu anda zulamda baya bir Benim'o oldu, çok mutluyum sözlük. sözlüktende mesaj atan yazar arkadaşlarımla henüz tanışmamış olsam da onlardan gelen mesajlar beni çok mutlu etti, teşekkür ediyorum kendilerine. benim'o üstünde mum yakmayı pastaya değişmem sözlük ve değişmedim de. çoğu arkadaşımdan uzak olsamda bugün attıkları mesajlarla yüzümü güldürdüler onları da çok seviyorum ama iki kişiden mesaj gelmedi onlarla artık ne yapacağımı sonra düşüneceğim. şimdi benim'olarımla birlikteyim ve keyfimi onlar için bozamam. bir de hasta oldum sözlük yeni yaşıma girerken, pek iyi olmadı. ayrıca izmir'deki arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum, benim için toplanıp 3g'den aradılar. utanmasam ağlayacaktım. çok değişik bir gündü ve bitti malesef ama çok güzeldi. emeği geçen herkese teşekkür ediyorum ve hepinizi çok seviyorum.
edit: o iki kişi hariç ama.
edit 2: o iki kişi halledildi.
babamın hızlı yaşadığı gençlik fotolarına bakıyorum bi de şimdiki haline, hayatla ilgili herşeyi anlatıyo lan.. bu arada dediğine göre daha dün gibiymiş.. asıl vuran nokta da o.
"yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik." cümlesindeki yüzmenin deri yüzmek olduğunu 29 yaşında fark ettim, artık hayata daha farklı bakıyorum. vay arkadaş!

edit: yalnız olmadığımı anlamış oldum sayenizde *
hiç tanımadığı bir insanla nasıl arkadaş dost falan oluyo bu insanlar anlayamadığım konudur. Merak da etmiyorum değil hani.
aslında beni kimse sevmez. gıcığın tekiyim.