bugün

yeni bir heyecan arıyorum. yani hani böyle olur ya, saçınızı kestirirsiniz bir değişiklik olur ve daha da mutlu olursunuz o sıralar. ya da evinide koltukların yerini değiştirirsiniz mutlu olursunuz. ya da ne bileyim yeni bir tişört alırınız falan. yine bu şekilde mutlu olmak istiyorum. ama nasıl?
hiç itiraf yazmayıp itiraf okumaktan inanılmaz büyük büyük zevk alıyorum.
otobüse binmekten nefret ediyorum, çünkü inmekten nefret ediyorum. otobüsten inmeme ramak kaldığında dur düğmesine basmak için kalkmak üzereyken her seferinde sertleşme yaşıyorum. neden anlamıyorum sözlük. belki de herkesin bakışları üzerimde olduğundandır, ya da öyle olacağını düşündüğümdendir. bu fikir beni strese sokuyor, stres de ereksiyona..küçük oğlana söz geçiremediğim tek an o an.*
(bkz: otobüs)

ama sonunda sakinleşmenin yöntemini buldum sözlük. sandalye düşününce geçiyor. neden mi? belki de çok gayrierotik bir öğe olduğundandır kim bilir..
(bkz: sandalye)
hayır hayır aşık değilim sözlük aşık olsam bu kadar iyi yazamıyorum.
itiraf ediyorum ; televizyon izlerken kendimi kaybedebiliyorum. * biraz önce ütü yaparken aynı ayna televizyon seyrediyordum, baya dalmış olmalıyım ki ütü fişte olmasına rağmen ısındı mı bu diye ütüye 3 parmağımı birden değdirdim.* *
facebook' ta "beni ne kadar tanıyorsun" testi hazırlayıp çok sansasyonel sorular sormayı planlıyorum ama tepkilerden korkuyorum.
kokusuna dayanamıyorum...yanımdayken uzunca bir nefes çekip içimde tutuyorum. nefes almamaya çalışıyorum. kokusu tüm hücrelerime yerleşene kadar bekliyorum... dokunduğunda; kalbim atmaya başlıyor, sanki içerde organlarım yer değiştiriyor, garip bir şeyler oluyor. ve ben tüm bu gariplikler geçmesin istiyorum.
zekiyim ama çaktırmıyorum.
her sabah ilk iş karmama bakıyorum.**
itiraf ediyorum; taksimde yakalandığım trafik polisine meramımı anlatırken, yanıma yaklaşan ve su aldığım ufak velet, 5 liranın üstünü vermedin biliyorum, gözümden kaçmadı. eğer seni orada yakalarsam tekrar 9 tane daha su alacam senden haberin olsun.

edit: aradan yaklaşık bir hafta geçmiştir. yol yine taksime düşmüş aynı yerde siması hatırlanmayan bir sucu velet görülmüştür.
Laciwert :kendisine usulca sen hep burada mı duruyorsun.
sucu çocuk: evet abi
Laciwert :geçen hafta ben 5 lira verip su aldım paranın üstünü almadım.
sucu çocuk: polisle konuşan abi sen misin?
Laciwert : evet evet

çocuğun dürüstlüğünden etkilenip

Laciwert : şimdi bana bir tane soğuk su ver ödeşelim tamam mı
sucu çocuk: tamam abi.
evet ben ultrakıskanç bi insanım,şu an seni bile kıskanıyo olabilirim.

(bkz: nesin lan sen)
rüyamda çaylak olmuştum. *
genelde karşısındakini görmezden gelen, işi düştükçe konuşan ve bunlara alınan kişiye hiçbir şey olmamış gibi "neden uzak duruyorsun?" diyen insanları boğasım var.
sözluk ıtıraf edıyorum ıkı saate kadar antalya dan ızmıre yola cıkıcagım hemde sevdıgım ınsankları gormek ıcın sadece bır gunlugune ve suanda da 50 lık tekırdag yas uzum rakımı actım antalya nın o hafıf ahmak ıslatan yagmurunun ınsanın nefesını kesen nemının altında balkonda ıcıyorum.bu şehırle ilgili herseyı sevıyorum.
zall'ı tanımamama ve hiç görmememe rağmen, sözlükte zall hakkında yazılanlardan dolayı, kendisine değişik duygular beslemeye başladım. zall'a tapan bir din mensubu olmaktan korkuyorum.
bugün eski sevgilimin de dahil olduğu büyük bir grup öss'ye girecek.

saati kurup 04:30'da uyanmamın tek sebebi, "girerseniz girin amına koyim, benim tek derdim öğlen alacağım ekmeğim, hazırlayacağım kahvaltım!" diye gece vakti höykürebilmek. böyle bir katliamı gündoğumuyla birlikte izleyebilmek.

kardeşler pide salonu öss'ye girecek hırtolara başarılar diler. ama sen eski sevgili, oturduğun sıradaki çivi kalçana saplansın.

edit: saplanmış olacak ki yok ortalıkta.
benim de katkım olmasına rağmen yiğit özgür esprileri başlığındaki tüm entry'leri 'entry alinti ve kaynak belirtilmeden c alinmis' ibaresiyle gammazlama isteğiyle yanıyorum sözlük.
öss sonrası öss ile programları çok seviyorum. neden ben de bilmiyorum ama kendimi bildim bileli sürekli izlerim bu programları. bu sene össye girmememe rağmen tavsiyeleri dikkatle dinliyorum. manyak mıyım neyim?
dönülmez akşamın ufkundayız'ı dinlerken boyut değiştirdiğimi farkettim ben! evet evet kesinlikle hemde.. olağanüstü bi eser olağanüstü...

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz böyle bir teselli ile,

şu sözlere bakar mısınız ya! mükemmel mükemmel!
öss'ye girenleri gördükçe yaşlandık mınakoyum deyip duruyorum.

son ek: lan öss'nin adı bile değişmiş iyi mi..!?
ben 13 yaşına kadar sevgilisi olmamış bir insanım sözlük. "e ne var?" diyeceksin de, benim çevremdeki adamlar pezevenk gibiydiler. özgüven eksikliğimin en önemli sebebi buydu, herkesin sevgilisi olurdu ama ben sap gibi gezerdim. sonra açıldım. multi kill yaptım, 3 kişiyle çıktım. çıktım lafından nefret ediyorum da, ne diyeceğimi bilemedim. 3 kişiyi sevdim diyeyim.

tek aşkım, terk etmeyen sevgilim her zaman rammstein olmuştu. fakat sevgililerimle dinlediğim tüm şarkılar yine bu übermensch topluluğuna ait olduğundan ötürü, onlardan ayrıldıktan sonra dinleyemez oldum. şimdi fark ettim, şarkılarımızın isimleri bile sakatmış. çok ilginç. hele ki ikincisi, ne alaka bilmiyorum.

morgenstern, zwitter, feuer und wasser. dinleyemiyorum artık, 3 yıl bile geçmiş olsa, o zamanı hatırlamak istemiyorum.

soğuyorum.

soğuyorum.

soğuyorum.

beni bırakma till amca. du bist mein führer. ehehe.
alp er tunga öldi mü? biz zamanlar kişisel iletimdi itiraf ediyorum.
ilk defa kendimi bu kadar aptal hissediyorum.
sanırım ilk defa kendim hakkında düşünürken bu kadar tarafsızım..lanet olsun!
entrylerimi eksileyecek birini arıyorum. çünkü karması eksilerde olan yazarlar hep gözüme daha karizmatik görünür. bok mu var ne artı veriyorsunuz?

edit: eksi veren arkadaşım kralsın. (:
bu akşam markette kasada sıra beklerken bir arkadaşımı gördüm. aramızda şöyle bir diyalog geçti.

+ meraba, nerelerdesin? metrodan beri seni takip ediyorum. seslendim duymadın.

- kulaklıktandır, ee sen nerelerdesin?

+ evdeyim finalere çalışıyorum.

- bik bik?

+ bik! bik, bik bik!

şeklinde selamlaşıp ayrıldık. eve gittiğimde telefonumda bir mesaj gördüm metroya binmeden önce ayrıldığımız arkadaşımdan geliyordu.

- ortak, bengü' yü gördüm senin arkandan metroya bindi. çok güzel bir kız ya. ona baktığımı gördü ayıp oldu galiba.

olayın bu noktasında bu arkadaşımın bunalımda olduğunu anlatmam gerekli. kızların onu çok itici bulduklarını sanıyor. ben de fırsat bu fırsat biraz gaz vereyim dedim.

+ hassiktir! o çocuk sen miydin? biz de markette karşılaştık, o da markete gelmiş. beni görünce metroya binerken bir çocuk gördüm çok güzel gözleri vardı. senin arkdaşın mı diye sordu. ben de bir anlam veremedim. demek bizi vedalaşırken falan görmüş.

- hadi ya, gerçekten böyle mi dedi?

sevgili sözlük, şu anda arkadaşım kızla tanışmak istiyor. ne yapacağım bilemiyorum. ben ne yaptım sözlük? sadece biraz kendine güveni yerine gelsin istedim.