sözlük yazarlarının itirafları

pazartesi tatarca sınavım var yaklaşık iki saattir masanın başında notlara bakıyorum ama çalışamıyorum sanki biraz biraz anlamıyo muyum nedir. (bkz: zihinsel dongunluk)

şapşal birine aşık olmak ve hiçbir şey yapamamak çok zormuş...şu an tam ortasındayım ne yazık ki bu durumun..

biraz önce çok kötü hata yaptım sözlük. anlatıyorum, dinle.

çorba yapmak için mutfağa gittim. bir tencere mercimek çorbası yaptım. sonra iki yemek kaşığı dolusu tuz koydum. tuzu koymamla birlikte çorba taştı. daha sonra çorbaları kaselere koydum. annemi çağırdım. tadına baktım gene tuz muz yok. gittim tuzluğu aldım. annemin "o tuz değil karbonat" demesi ile dünyam başıma yıkıldı sözlük. her neyse gittim tencere tuz koydum. sonra geldim kendi içtiğim çorbaya tuz koydum. daha sonra fark ettim ki zaten çorbama tuz koymuştum. yemeğim de gitti midem de. sonra gittim makarna yaptım. makarna gibisi yok be sözlük.

iş hayatım iyi gittiğinde, eşimle aram bozuluyor, eşimle iyiysem ailemle kötü oluyorum. üçü bir arada düzgün gitmez mi hiç?

demir eksikliğine bağlı kum yemek. biliyorum iğrencim.

yollarda kasisler olur hani. anlatamadığım için aşağıda resim koydum. o kasislerin kenarlarında bazen arabanın geçeceği kadar boşluk olur. hah işte! kurnazlık yapıp ordan geçen arabalar geçemesin diye her sabah o kasisin tam dibinde dolmuş bekliyorum. inadına yapıyorum. pişman değilim.

görsel

yaklaşık 1 yıldır formatlama bekleyen ve 5 aydır tek bir tuşuna bile basmadığım bilgisayarımın başına az önce oturdum. ne var ne yok dye kurcalarken. acayip fazla zipli dosya buldum. programların içine özel hayatımı zipli dosyalarla saklamışım. o zipli dosya bu zipli dosya derken 2.5 yıl önceki erkek arkadaşımla olan konuşmalarımızı resimlerimizi gördüm. ne kadar masummuşum ne kadar masum şeler söylüyormuşum. fotoğraf çekinirken utancımdan yanaklarım kızarmış böyle çekingen falan duruyorum nasıl desem 2.5 yılda ne kadar çok büyümüş meğersem. ve o an farkettim ki 2.5 yıldır hayatımda kimse yok. yüzümde ne bir sivilce ne bir göz kalemi ne bir rimel var. o günleri ve o erkek arkadaşımı özlediğimi farkettim. önce telefonumu aldım elime numarası duruyor mu diye baktım fakat kayıtlı olduğu ismi unutmuşum bulamadım :s belkide silmişimdir. bilmiyorum. daha sonra direk facebooktan arattım ve buldum profilinde bir kızla çekilmiş resmi vardı. ay o kadar üzüldüm ki. hayatına devam edebilmiş o. adına çok mutlu oldum ama aklımda geçirdim beni çok seviyordu geçen yıl bir kaç kez çarşıda karşılaşmıştık benimle görüşmek istediğini söylemişti ben umursamamıştım. ama bu gece olanlar tokat misali geldi. sanki yanındaki ben olmalıydım. öle olmalı gibi geldi bana. biz temizdik. neden ayrılmıştık ki onu bile hatırlamıyorum. şimdi yapacak birşey yok. nasıl bu kadar geç kalmıştım ona. :s 2.5 yıl nasıl bu kadar çabuk geçebilmişti. keşke kader bizi karşılaştırsa gene. ama çok zor..offf.

şuanda türkiye turundayım ve tura çıkmadan önce tanıdığım herkese 'turdan bişi istiyor musun ' diye sordum herkeste 'yok abi istediğin bir şeyi al getir' tarzında cevaplar verdi.

peki ben naptım?? tüm arkadaşlarım için obsidyen topladım, çok mu beleşçiyim ne sözlük...

ben öyle bir bok yedirdim ki sözlük, sorma.

her durum için kafamda ayrı bir mekan tasviri var hangi durumu yaşasam o tasvirim geliyo' aklıma.mesela huzursuz muyum körüklü kırmızı otobüsteyim saat geç dışarıda korkunç yağmur var otobüsün bazı yerleri ıslanmış tıngır mıngır ilerliyoruz.allahım nasıl bir karışıklık yine içim sıkıldı.

sevdim,sevildim. keşke sevme ve sevilme hakkımı tek bi kişi için kullanabilseydim.

cahilim efendim. evet hemde zır cahil. hatta 4 işlemi bile yapmayı bilemeyecek kadar. bana sorsanız iki iki daha kaç eder diye ben yirmiiki derim. ilkokulu bile zor bitirdim ben. gerçi bizim öğretmenler dandikti de neyse okuyacak öğrenci okur her şeye rağmen, benden bişey olmadı nitekim.

aslında bunu çevremdekiler biliyor, hatta sözlüğe kayıt olurken de belirttim cehaletimi, lakin sözlük yazarlarına itiraf olsun dedim. burda bilgiç bilgiç yazıyoruz, aslında bu fakirin bir halttan çaktığı yok. bunu bilin istedim. dinlediğiz içinde teşekkür ederim.

saat 00:00'da entry girmenin tadına doyum olmuyor, ehe.

eğitim sisteminize, ahlak anlayışınıza, yasaklarınıza, zihniyetinize ve topyekün diğer her şeyinize kafam girsin. bu da böyle bir itiraf işte.

demli çay içiyorum kimse beni anlamıyor, sanırım açık çay içecek bir insan potansiyeline sahibim.

hiçbir neden yokken moralim bozuluyor, keyfim kaçıyor acaba...

yanlış insanı denemişsin o zaman balım ne diyim ben kendine çok güvenen insanlardan değilim.* *
ama dikkat et denerken denenme. * *

edit:yalnış-yanlış

duygu sömürüsüyle rant elde etmeye çalışan yazarları eksilemeyi alışkanlık haline getirmişim sözlük.
not:eksileyelim efenim.

o diil de, iyi ki ales'te yazım yanlışı sormuyorlar ha. sorsalar işin zor.

neyse, asıl konuya geleyim. sayemde sosyal medyayı sevdin be. insan bir teşekkür eder. sözlük kelimesinden nefret ederdin, şimdi sözlükten kankalar yapıyormuşsun. ha bir de zirvelere katılmak istiyormuşsun.

asıl bunu itiraf et bence. *

çok keşke var hayatımda sözlük. Ya çok geç ya imkansız hepsi.

yanlışlar konusunda haklısın bak bu konuda saygım sonsuz. düzeltiyim hemen şunu. ama ales i yaparken insanların sınava girmesinde üslupları kıstas alınmıyor iyi ki. * * *
neyse uzatmıyım lafı şu kanka edinme ve zirveler konusunda idolümsün sen. *

ama 2000 ile 2 arasında ciddi bir fark var sen de fark etmişsindir. baktım bu kadar heveslisin bunlara vardır bi hikmeti herhalde dedim.
* * * *
hem ben bu takibin bu kadar eskiye dayandığını bilmiyordum. bunu da bir itiraf olarak kabul ettim gitti. *

çevremdeki her insanın içimi okuduğunu hissediyorum, hatta bu yüzden içimden almanca konuşma yeteneğim gelişti. paranoyağım galiba.

bilirsin benim pek zamanım yok. eksik olmasın arkadaşlar ilgileniyorlar bu konuyla. entrylerin inceleniyor, benimle ilgili bir şey varsa özel mesaj kutuma düşüyor. ha bir de senin özel mesajlarında da benimle ilgili bir şey varsa, o da geliyor bana.

şaka şaka korkma hemen. takıl sen. *

2005 yılında ki bir ölüm hayatımın içine etti sözlük!

çişimi yaparken titreme geldiğinde klozeti ıskalamak... neyse daha fazla konuşamicam.