çorapçıdan iyi bir para almıştım. baya küçüktüm.

herkes çalıştığı kadar para alıyordu. bana iş yerinde herkes ee az kazanmışsın bir daha ki aya daha çok kazan derken ben ilk defa bu kadar çok parayı cebime doldurmanın keyfini yaşıyordu.

her halde, vayy amına koyim çok para demişimdir. biraz edepsiz bir çocuktum.
"bu ne amk çük kadar."
iki yeni mezun olacak arkadaşın arasında geçen diyalogtakine benzer tepkilerdir.
+sana ne kadar verdiler?
-880
+bana da. az değil mi?
-sen kendini ne sanıyorsun?!*
Yazın küçükken pazarda esnafa soğuk su yapıp satıyordum, bardağı şimdinin sakız parası, 1kuruş mu 100kuruş mu neyse ondandı. Sonra o parayla gidip annemlere yemek ısmarlıyordum, yemek de gözleme filandı. Valla ilk ve son maaşımdı o, güzeldi yetiyordu çünkü istekler de küçüktü o zaman.
- bu ne lan! anan...zengin oldum lan hemen bi şu kredi kartının asgarisini ödeyeyim..
sabah 9da gidip gecenin bi yarısı 2de tbmm'den saydam olmayan kanunlar geçirilirken işten çıkıp aldığım maaşın tepkisi:
"yanlış saatte gelirsem bile günde en az iki kere mınıza koyarım ben sizin"
bozdur bozdur harca.
1900 yeni türk lirasıydı o zamanlar.
bu ney lan bu kadarcık mı !
ilk maaşım devletin Bursuydu. 350 TL. Tabi hakkımla kazandığım için sevinçliydim. Çok mutlu olmuştum.
12 yaşına yeni girmiştim ve ilk çalıştığım yerde mobilya imalathanesiydi,bedenim ufacık ve kupkuruydum en az 10 saat çalışıyordum ve haftalığım 1 dondurma parasıydı.