bugün

ilkokulda kızla muhabbet kurmak için kızla ara sıra muhabbet eder ara sıra kavga ederdik. sonra birgün bozuştuk kız elimi tırmaladı bildigin kanattı amk. neyse buna dahada yakınlaştım diye sesimi çıkarmadım. evde annem tırnak izlerini görünce, kim yaptı diyerek beni köşeye sıkıştırdı, ulan anlatsam çoluk çocuga rezil olcam annesini çagırmış annesini çagırmış diye, neyse annem ögrendi, bi geldi okula, kıza çıkıştı sen benim ogluma nasıl böyle yaparsın edersin diye, ondan sonra 1 ay dalga geçtiler benle, 'git bizle kavga etme sonra anneni çagırıyorsun ehheheheh' dediler.
kabız olmuştum. tuvallette sıçarken bokum kopmuyordu. elimle koparmak zorunda kaldım.
kopardım ama bu sefer de sular akmıyormuş. çıktım tuvalleten sofraya oturdum. annem şu tavuğu parçalasana dedi. parçaladım. amına bile koydum afedersin.
Burnumdan kustuğum andır.
Kim ne beddua ettiyse, bildiğin burnumdan gelmişti, helal.
gecmis 9 yılımı unutsam iyi olacak.
bir keresinde balkondan aşağı tükürürken balgam ağzımdan sarkıp aşağı doğru uzamaştı ve o an karşı balkondaki komşu kızı ığğğğ diye bana bakıp içeri koştu. hufşşt yapıp yutcaktım ama iş işten geçti, kız gidince elimle koparıp bıraktım aşağı.
küçükken burnumu karıştırıp bokunu yerdim hep. çocukluk işte. bir gün yine mercimek büyüklüğünde koparıp ağzıma atarken öğretmenim gördü. çabuk çıkar onu dedi. çıkarıp masanın altına yapıştırdım. kızdı. gittim çöpe attım. orospu çocuğu rezil etti sınıfa.
(bkz: Başlıktaki mantık hatası)
hatırlanmak istemeyeni niye hatırlatıyorsun arkadaşım, siz niye hatırlıyonuz lan.

oooh burayı da eksile ooh.
çoktur, kötüdür, acıdır.
Hatırlayabildiğim en kötü anım, lise 1'de güzelim bir kız vardı hoşlaştığım, onun önünde düşmüştüm.
Daha beteri olmadı sanırım.
(bkz: Maşallah hocam)
(bkz: bir bardak balgam içmek)
trabzon uçuşunda kalkış hazırlıklarında, yakışıklı yolcunun önünde tepemden aşağı turşu bidonunun dökülmesi. allah lanet etsin o turşu bidonunu peşinde sürükleyene.
*9 yıllık diyaliz hayatım.
şöyle bir 10 seneyi silsek iyi olurdu.
kıza karşı çok rezil oldugum anıydı.
hastane otoparkında asgari ücrete çalışan arkadaş ziyarete gidilir.
Otoparka gelerek haksız yere bağırıp çağıran başhekime arkadaşın hatırına sabredilir.
korku filmlerinde sapık doktor rolünü rahatlıkla oynayacak olan başhekime dalmamak için tek engel, arkadaşın ekmeğinden olmamasıdır.
Medya, bir gün sonra doktora şiddet haberi yayınlamaktan mahrum kalır.
"sözlük yazarlarının hatırlamak istemediği anılar" başlığıyla küfürleri yiyen yazar. e hatırlattmıştır bu başlıkla muhtemelen.
en olmadık zamanda devrilen kamyonun sabahında gözleri açıp elin yavaşça mala dokunup ıslaklığı hissettiği andır.
kıbrısta öğrenciyiz o zamanlar, magosa orduevinde denize girdik 2 arkadaşla ben geri geri onlar da bana doğru yüzüyorlar çevrede de bizden başka kimse yok, halihazırda deniz suyu yutmuş ve denize girmeden önce 3 tane efes gömdüğüm için midede biriken gaz bir şekilde "gaaaaaaaaaaaaarrrrrrrrrrrkkkkk" diye (ama inledi resmen ortam) ağzımdan çıkıverdi. arakdaslar da duruma güldüler ve kaş göz işaretleri ile bana durumu anlatmaya çalışırken bir de yüzsüz gibi " birisi mi var lan" tepkisi eşliğinde arkamı dönmemle güzeller güzeli bir kızın suratında " nasıl bir ayısın" sen ifadesi ile bana baktığını görmem bir oldu.