bugün

michel foucault'Un söylem üzerine röportajımsı (?) eseri.

Çok önceleri inceleme fırsatı bulmuştum. Foucault'nun çok önemli eseri kelimeler ve şeyler'in "kelimeler" kısmının açıklaması niteliğinde bir eser bu. Şeyleri görünenler olarak kabul edersek onların -herkesin bildiği üzere- foucault'a göre bir düzeni vardır. Nasıl ki şeylerin bir düzeni varsa söylemin de bir düzeni vardır çıkarsamasına yazılmış bir kitap.

görsel

Şahsen ben michel beyi beğenmem. Ortaya koyduğu şeylerin çok yaratıcı ve özgün olduğu söylense de bana daha çok derleme ve sentez gibi gelir.

Söylemin düzeni, söylemin toplumu nasıl etkileyip sınırladığı üzerine tahlilleri sunar. Lakin aristoteles tarafından politika adlı eserde bunların çoğu binlerce yıl önce söylenmiştir.
Pek hoşlanmadığım foucault'nun bugünlerde haklılığını ister istemez gördüğüm eseri. "Söylem"in ne değin etkili ve algıya ne tür etkileri olduğuna ilişkin yorumları bugün ziyadesiyle haklı görünüyor. Hani bir de "kelimeler ve şeyler" diye bir kitabı vardır, işte bu iki eser tek bir olaya değil de genele ilişkin anlatımıyla şu sıra yaşananları önceden yorumlamıştır.

Michel bunu okuyorsan özür öpücüğü gönderiyorum.
modern toplumlarda ki yaşamsal sınırların nasıl da iktidar tarafından söylemler yoluyla çizildiğine dair röportaj kıvamında bir eser.

(bkz: düzenin söylemi)
michel foucault'un eseri.

“Bugün yapmak zorunda olduğum konuşmada ve burada belki de yıllar boyunca
yapmak zorunda kalacağım konuşmalarda, hiç kimseye sezdirmeden eriyip
gitmeyi dilerdim. Söze başlamaktansa, sözün beni sarıp sarmalamasını ve beni
her türlü olası başlangıcın çok ötelerine taşımasını isterdim. Konuşacağım
sırada, kimliği bulunmayan bir sesin benden epey önce söze başlamış olduğunu
farkedivermek ne hoş olurdu: o zaman sözcükleri bağlamak, cümleyi sürdürmek,
kendisini, sanki bir an için, askıda tutarak bana işaret vermişçesine yarattığı
boşlukların arasında, hiç kimsenin fazlaca dikkatini çekmeksizin yerleşivermek
yeterdi bana. Böylece başlangıç olmayacaktı; ve söylemin kendisinden
kaynaklandığı kişi olacak yerde, onun uzayıp gidişinin rastlantısallığında zayıf bir
boşluk, olası eriyişindeki bitiş noktası olacaktım”.