bugün

orijinal ismi les mots et les choses olan michel foucault'nun eseri.
rıfat şahiner’in küratörlüğünü yaptığı ve 6 genç sanatçının, fotoğraf, video ve yerleştirmelerinin yer aldığı etkinlik.

kelimeler ve şeyler’de yer alan katılımcıların isimleri şöyle:
anıl akkuş, dilek çulha, dilruba kocaışık, ipek gençosman, okay özkan ve zeynep uçma.

“kelimeler ve şeyler”, temsil politikalarını, toplumsal kabulleri, gerçeklik olarak kabul gören söylemlerin nasıl şekillendiğini tartışıyor. dil ve anlamın karşılıklı işlediği yapısalcı tezleri ve bu tezlerin yarattığı otorite fikrini kurcalıyor. böylece çoğunca derridacı bir perspektifle anlamların söküme tabi tutulmasını, dilsel verilerin izinin(trace) sürülmesini, çoğul anlamlar açığa çıkarılmasını amaçlıyor.

bu sergi, dilin otoritesini çoklu anlamlandırma haritalarıyla sarsmayı deniyor. geçmiş ve gelecek, gelenek ve süreklilik, oluş ve eyleyiş hallerinin çatışkılarını sergiliyor. kelimeler ve şeyler, kurulu anlamların soykütüğüne(geneology), nesneler sisteminin arkeolojisine bir bakış, bir kazı alanı olarak nitelendirilebilir.

sergi yıldız teknik üniversitesi'nin yıldız kampüsündeki yüksel sabancı sanat merkezi’nin yenilenen iç ve dış mekanlarında, 20 mayıs 2013, pazartesi günü saat 17.30-19.30 saatleri arasındaki kokteyl ile izleyicisiyle buluşacak olan etkinlik, 31 mayıs 2013, cuma gününe kadar, hafta içi 10.00-17.00 saatleri arasında gezilebilecek.
imge kitabevinden çıkan baskısında korkunç bir hata olduğunu düşündüğüm Foucault eseri. kitabın yapı taşını oluşturan ve ilk bölümde söz edilen las meninas tablosu meğerse kitabın kapağında basılıymış. Birkaç sayfa beynimi acıtarak sevgili foucault'u anlamaya çalıştım. sonra dedim bakayım neymiş bu tablo. öyle farkına vardım. Tablodan bahsedilmeye başladıktan sonraki sayfaya bassa oysaki o resmi,rahat rahat okusam ulan yoksa ben mi malım diye gece gece sıkıntıya girmesem... neyse bakalım anlamadan okuduğum bir bölümü tabloya bakarak tekrar okuduktan sonra ilerlemesi daha kolay olacak diye düşünüyorum. (bkz: Foucault candır)
Kitap hakkında 4 entry yazılmış olması pek şaşırtmadı açıkçası.

Okumaya yaklaşık 3 hafta önce başladım. Kitap normalde 400 sayfa. 400 sayfalık kitap normal şartlar altında 2 günümü alırken foucault sağ olsun, 3 haftada 100 sayfa ancak okuyabildim. Çeviride mi sıkıntı var yoksa bende mi sıkıntı var bilmiyorum.

Ama çoook zor bir kitap. Normalde kendimi kitap kurdu zanneder, felsefe ile ilgili bilirdim. Ama bu kitap kendimi tam bir mal gibi hissettiriyor. Büyük ihtimalle bırakacağım. Belki bir 20 yıl sonra tekrar görüşürüz foucault.
Foucault kişisinin önemli eserlerindendir. Daha sonra arkeolojik eserlere baslar hapishaneler, deliler, cinsellikler.
şey her kelimenin yerini tutabilir.
Théophile Gautier, Velazquez'in Las Menias'ını ilk kez gördüğünde, kendini "tablo nerede?" diye haykırmaktan alıkoyamamıştır.

ilk bakışta, tablo basit bir konuyu işlemektedir. Kralın beş yaşındaki kızı infante Margarita, nedimeleri (las menias) ve soytarılarıyla çevrelenmiş olarak tablonun ortasındadır. En dip tarafta, saray nazırının silueti görülmektedir, ama biraz daha yakından ve daha dikkatle bakılınca, tabloda başka kişilerin de olduğu fark edilmektedir. Dip duvarın üzerinde bir ayna vardır ve aynadan ispanya Kralı IV. Felipe ile kraliçe Avusturyalı MariaAnna'nın görüntüleri yansımaktadır. ve ressamın bizzat kendisi, üzerinde çalıştığı tuali bize ters dönmüş olarak görülmektedir. O halde, resmi yapılan kimdir, kimlerdir? Tablonun adının belirttiği gibi, nedimeler mi, küçük prenses mi, yoksa kral ve kraliçe mi? Tablonun mekanı nerededir? Ressamın çalıştığı atölyede mi, yoksa kral ile kraliçenin bulunduğu yerde mi? Acaba iki tablo mu vardır? Biri gördüğümüz, diğeri de görmediğimiz, yapıldığını anladığımız. Asıl tablo hangisidir? Öte yandan, kral ile kraliçenin durdukları yer, aynı zamanda bizim de, seyircinin de durduğu yerdir. Las Menias, bakanın bakılan olduğu ve tablonun kişilerinin arasına katıldığı tek resimdir; ayna, kral ile kraliçenin görüntüleriyle birlikte, bizimkini de yansıtmak durumundadır.

Foucault, Kelimeler ve Şeyler'i yazmaya, insan Bilimlerinin Arkeolojisi'ni oluşturmaya bu noktadan itibaren başlamaktadır.