bugün

arapland dır.
ayasofya katedralinin süslediği meydan.
Tarihi yarımadanın en önemli bölgesidir. Semtte Sultanahmet Camii başta olmak üzere Sultanahmet Meydanı içinde Bizans'tan kalma Hipodroma ait dikilitaş, yılanlı sütun ve örme sütun kalmıştır. Ayrıca Alman imparatoru ikinci wilhelm'in istanbul ziyareti anısına yapılmış olan çeşme bulunmaktadır. meydanın karşısında ibrahim paşadan kalma saray bulunmaktadır. saray günümüzde türk-islam eserleri müzesi olarak kullanılmaktadır. müzenin içinde ayrıca hipodroma ait kalıntı vardır. sultanahmet'in çevresinde ayasofya, yerebatan sarnıcı, küçük ayasofya camii gibi önemli tarihi eserler yer almaktadır.
istanbul'un belkide en sevdiğim yeridir. Haftada 2 gün oradayım. insanları, ortamı, binaları herşeyi hoşuma gidiyor. ileride anlatırım belki oralarda geçti hayatımın biraz diye.
görsel

Sultanahmet, 1957.
maskesiz altı polis, üç asker gördüm maskelerini takmalarını söylesem güreş tutarlar mı benimle??

edit: +2 polis ve +3 maskesiz asker daha.
Ayasofya cami olduktan sonra insan kalitesi düşmüştür. Eskiden Almanlarla tanışırdık şimdi pakistanlılarla çat pat ingilizceyle konuşur olduk. ayasofya’nın karşısında şarap içen ingilizlerle karşılıklı gülümserdik, şimdiki arap tiplerinden çekinir olduk. Önceden turistler yanımızdaki banka otururken kibarca müsade isterdi şimdi fatihliler ailecek dibimize oturur oldular. Ayasofya müzeyken her hafta müze kartımla ziyaret ederim. Turistlerin hayran bakışlarını incelemek çok hoşuma giderdi. Hangi tipten turist ne oranda geliyor, nasıl giyiniyor, etrafa nasıl bakıyor bunları gözlemleyeme bayılırdım. Turistlerin sarılması, öpüşmesi buraya canlılık katıyordu. Ben gece giderken etek giymiyorum ve çantamdan biber gazını eksik etmiyorum artık. insan potansiyeli belli çünkü.Şimdi cami olduktan sonra ne gittim ne de meydanda doğru düzgün oturdum.
eminönü'nde bulunan turistik semt.
bir zamanlar "puddin shop"ta, da katmanduya gidecek olan hippiler tahtaya mesaj bırakırlardı.
görsel
istanbul'un en bilinen turistik semtlerinden biri. eminönü ile beyazıt arasında bulunur.
Meydanı, Hipodrom’un üzerindedir.. yakınlarındaki arkeoloji müzesi’nin bahçesinde roma imparator mezarlarını görmüştüm.. crispus caesar gibi tipini bildiğim figürlerin lahitlerini görmek beni çok şaşırtmıştı..

ibrahim paşa sarayı’nda ise, yine buradadır, hayatımda gördüğüm en büyük selçuklu halı koleksiyonunu görmüştüm.

Ne severim bu selçuklu halılarını da.. desen kusurları üzerine deli gibi araştırma yapmıştım, bir zamanlar.
köftecisi ile ünlü semt. bir şubesi de göztepe/selamiçeşme'de bulunur.