bugün

özellikle işin teknik kısmından anlamayan
gazetecilik
halkla ilişkiler
uluslararası ilişkiler
kamu yönetimi gibi bölümünde okuyan/mezun olanlarının dünyayı algılama şekli.
yok dünyada petrol yokmuşta nerden biliyosun da yorum yapıyorsun dedirtir adama.
ayrıca küresel ısınmayı tartışmak sana mı kaldı çevre mühendisi dururken.
(bkz: sayısalcı sözelci savaşları)
(bkz: episode v rektör strikes back)
sözelcilere yönlendirilen, haksızca sarfedilen bir sözdür. sözel bölümlerde okuyan insanları bir şeyden çakmaz diye algılayan, zekayı sadece belli bir tabana oturtan kişinin yaklaşımıdır. objektif değildir.
herkesin kendine göre zorlukları bulunsa da doğrudur. efendim yıllar boyu fizik-kimya-biyoloji-matematik gibi sayısal derslerinde formül ezberlememişlerdir. hepsinden ayrı ayrı özel ders almak zorunda kalmamışlardır. karşılarındaki öğrenci sayısı hiç bu kadar fazla olmamıştır. matematik2 denen lanet şeyi yapmak zorunda değillerdir. bunun yerine okuyacaklardır bol bol, daha mantıklı dersler göreceklerdir. gibi. gibi.
(bkz: ayrımcılıkta sınır tanımamak)
(bkz: böle böle kaç parça olduk lan)

(bkz: sözelsen siktir sayısalsan diktir)*
çoklu zeka kuramından haberi olmayan * şahısların insanları modelleme adına yaptıkları zavallı bir saptamadır.bu saptamayı yapan kişiler hayata 90 yıl geriden bakan klasik insan tavrıyla "hımmm denklem çözüyor,karekök filan diyor, üstelik kosinüsü cümle içinde kullanıyor daha ne olsun zeki canım bu basbayağı zeki maşallah" diye yorum yapan, üstelik sözelciler derken hiçbir spesifik açıklamada bulunmayan(bilmeyenler için: sözelciler kendi içinde dallara ayrılırlar:)yıllarca sözelcilerin yatarak üniversite kazandığını,sınavlar için hiç kasmadıklarını düşünen insanlardır.haliyle bu kadar beleş! yaşayan bir topluluğun da hayata toz pembe gözlerle bakması beklenir! aslında yadırganacak bir durum yok ortada bu ülkede ne zaman,şiir,roman,öykü yazana, felsefe üzerine derin düşünceler üretene,müzik parçaları besteleyene,bedensel aktivitelerde inanılmaz yetenekler sergileyene,harika karikatürler çizenlere saygı duyulmuş ki şimdi duyulsun?yukarda yazdığım yeteneklerin hepsi sayısal zeka olmadan da diğer zeka alanlarında yetenekli olanların yapabileceği şeylerdir.ama hayata toz pembe gözlerle bakmak ayrıca bir yetenek gerektirir ki eğer bu yetenek sözelcilerde varsa helal olsun diyorum!çoklu zeka kuramını merak edenler için http://tr.wikipedia.org/w...3%87oklu_Zeka_Kuram%C4%B1
Hiç görmeyenlere oranla yine de iyi olan davranıştır. toz pmbe kötü bir renk de değilken üstelik. Yarını tamamen karanlık görüp dünya için bir şeyler yapmayı kenara bırakmaktansa hala umutla dünyayı toz pembe görmek, ve her şeyin tartışılabilir olduğuna, mutlak doğrunun olmadığına inanmak daha iyidir. Herkese tavsiye edilir. Tarihinizi bilin, yer kürenin ne olduğunu, kaynaklarımızın bizi daha ne kadar idare edeceğini, yer kürenin daha önce de defalarca ısınıp soğuduğunu bilin ki, siz de toz pembe bakabilin dünyaya. Hayatınızı sayıların arasında karartmayın. Siyahın içindeki pembe ışıkları farkedin.
efendim malumu aliniz sayisalin temeli 2 carpi iki, sözelin temeli 'ali topu at'tir. simdi 2 carpi iki esittir dört oldugunu hepimiz biliyoruz ama iki kere iki bes olamaz değil mi?

iste bu hakikati bilen sayisalcilar hiç bir şeyi değistiremeyecklerini bildiklerinden ötürü, yahutta her şeyi matematiksel bir kesinlikle tasavvur ettiklerinden kasvetli olurlar.

ya sözelciler, onlarin temeli 'ali topu at' cümlesidir. ali topu atar sonra sen ona topu atarsin olur biter gecer gider.

hatta cumleyi bile değistirirsin. 'at topu ali', 'atsana ulan topu ali', 'sahsi oynama psa versene gebes', 'al topunu sok gözüne ali' gibi cümleler kurulabilir. anlam değismez aynidir.

sayisalcilarin bu luksu yoktur en fazla bir kaç bir formulle isi götürürler.

şimdi sözelciler iyimser olmasinda ne yapsin. adamlar kelimelerle istedikleri gibi caca yapabiliyorlar. ama sayisalcilar en fazla sayilarla celik comak oynuyorlar ve kasvetli olmali için sebebleri var.

mesela 2-1*:0.4555*567+1555,56 formulunde belki ikiyi bulurlar. ama gam kahir hep kahirdir hayatlari. soyut seylerle ugrasirlar. keske herkes sözelci olsa.

bu arada yukardaki formulu bilen varsa caktirmasin çünkü ben matemetiğin m'sinden anlamam. millet haldir tigonometrimidir zrigonemetrimidir nedir onla ugrasirken ben bir bahar sabahi günesle uyanip, cilginlar gibi kosarak kırlara uzaniyordum.

la la la hayat ne güzel,
la la la herşey dolce vita.
bir sözelci olarak zerre kadar sallamadığım durumdur. evet sözel okudum. oradan da güzel sanatlar sinema - tv okuma şansını yakaladım. şimdi de fotoğrafçılık master öğrenciliği için eylül ayını bekliyorum.
sen sayısalını oku, problem falan çöz. sonra kafa dağıtmak için benim çektiğim filmi afm'de 20 ytl'ye seyret. bak o kadar da sayı bilmez değiliz di mi?
(bkz: hay allahım ya)
(bkz: sayısalcının kendini sözelciden zeki sanması)
hesap işleri ile pek alakadar olmadıklarından olsa gerek. sözelcinin hayal alanı sınırsızken, sayısalcının elinde olan kadardır.
sayısalcıların veya bu tezi ortaya atanların acınacak durumda olduğunun ispatıdır. saçmalıktan öteye gidemez. ayrıca;

ne sözelciler tanıdım, çok idealisttiler.

daha ayrıca;

ne sayısalcılar tanıdım, zaten yoktular.
Mezun olana kadar öyledir. Mezun olup iş bulamayınca hayattan soğur.