bugün

bugünlerde kendini daha çok hissettiren özlem. tamam külü, kovası, kömürü kürekle torbaya daldırdıktan sonra kararan ellerin yıkanması biraz zahmetliydi. fakat dibine uzanıp mis gibi uyumak için buna değerdi. hakikaten sobanın yanında oturup fokurdayan güğümün sıçrattığı suyla uyanmayı özledim arkadaş. geceleri üşüyorum. ayaklarım ısınmıyor, gündüz yorganı atıp kalkılmıyor. evde sinsi bi soğuk bir türlü kaybolmuyor, gitmiyor. şimdi yanacaktı soba gümbür gümbür, kırmızı gölgesi vuracaktı tavana, ona bakarken uyuyacaktık. uyandığımızda evin içi hamam, yanaklarımız kıpkırmızı olacaktı. vuracaktık kaşığı şehriye çorbasına. yine çaydanlık fokur fokur kaynayan sobanın üstünden taşmadan sofradan kalkacak, kar yağıyor mu diye pencereye burnumuzu dayayıp belki de havanın açıklığına kızacaktık. of arkadaş valla o günleri ve iliklerimize kadar ısıtan sobalarımızı özledim. bugün yarın eminönüne gidip bir soba alırım ben. bu iş böyle gitmez, bu özlem bu şekil bitmez.