bugün

sırat köprüsünden geçerken insanın aklından geçen düşüncelerdir.
çoğunlukla ''ya düşersem nolcak benim halim'' gibi ''cehenneme gitmek istemiyorum'' ''dengemi iyi sağlamam lazım'' gibi düşünceler geçebilir.
tabi kişiye göre değişebilir. kimisi arkasına bakmak isteyebilir. aşağıya bakmak cidden tehlikelidir. ayrıyetten tanıdık eş dosta rastlanırsa muhabbete koyulmamak gerekir.
(bkz: sirat koprusunde halay cekmek)
kıldan ince, kılıçtan keskin olduğu rivayet edilen sırat köprüsünü: 15 bin yılda, kurban bayramında kestiği hayvanın üzerinde (deve veya koyun-boğa olabilir) geçenlere el sallamak.
bir inşaat mühendisi nasıl tasarlandığını düşünebilir. bir sokak çocuğu köprü altını düşünebilir. leylasını bulamayan mecnun aşık intihar etmek için uygun olup olmadığını düşünebilir. yani neler geçer akıldan neler.
"ama bende acrophobia var" ve "keşke zamanında köprüyle dalga geçmeseydim". dahası keşke ile başlayan bütün cümleler bu kapsamda değerlendirilebilir.
geçsen aşşağıyı, düşsen karşıyı merak edeceksindir. *
tövbe etsem imana gelsem kabul olur mu ki acaba.
- ya aşağı düşersem... kahretsin... çakıcaktım o rus'a... lanet olsun, öyle de düşcez böyle de. * *
-cambaz olmak vardı.
hiç de sandığım gibi değilmiş.
düşsem bişe olmaz lan, zaten ölüyüm.
sağlam olsun diye at kestim ama o bana biniyor..
üzerinde binlerce sayfa geyik yapılsa da bütün bünyelerin aklından geçen aynı düşüncelerdir.