bugün

hayatın renklerinden..
bide eskiden bakkaldan helva alırdık bakkal onu gazeteye sarardı bütün yazılar helvay gecerdi.helvayı hem yer hemde üstünden gazeteyi okurduk.
insan beyninin, midesi gibi açlıktan ağrıyıp-sızlama alışkanlığı olmadığından kişi, çoğu zaman duyduğu zihinsel açlığın farkına bile varmaz. istemdışı gerçekleşen bu tip eylemler ise gerçekte bu açlığın belirtileridir.

simide-poğaçaya ambalaj, çekirdeğe, yer fıstığına küllah, üzüme, muza, incire kesekağıdı olan gazete sayfaları iştahla okunup adeta yutuldukça, daha çok açlık hissedilmesi ve asla doyulamaması ise yemek açlığı ile zihinsel açlık arasındaki en belirgin farktır.
çok eskiden kalan bir yöntem; buralarda simidi kese kağıdına sarıyorlar.
babaannem de yer sofrasında balık yediğimiz zamanlarda tepsinin içine gazete yayardı, canım benim, toplamak kolay oluyor derdi.
iboyla mahsun barıştı !!
eurovision da birinciyiz !
popun kralını kaybettik
yine şehit haberi ... *

gibi manşetleri tekrar okumaktır bazen . çünkü bazı simitçiler eski gazeteleri biriktirmiş olan bakkallardan alırlar bu iş için.. çok nostalji yaptık sayelerinde.
yıllar öncesinin gazetesidir genelde. geçenlerde "derya tuna bacağından vuruldu" manşetini gördüm. Bir diğerinde de Reyting hamdi'de gazman ve yarmagül reyting rekoru kırmış. Levent oran da a takımı'nda ortalığı birbirine katmış. Gerçi ben üçüncü sayfa haberlerini daha çok seviyorum; gerçek kesit tadında.

Geriden gelen adam nickli yazar görse sevindirik olurdu, o derece.

O değil de, 90'larda ve 2000'lerin başlarında ne badireler atlatmışız lan hakikaten.
görsel