bugün

soğuk bir noel günüydü. thames nehri kenarında, ihtiyar, beli bükük bir kör, soğuktan morarmış parmaklarıyla keman çalıyordu. az öteden geçen, şık giyimli iki adam, ihtiyarı seyre koyulmuştu.
adamlardan zayıfı, ihtiyarın paltosuna dokundu:

+kötü bir gün, kimse para vermeye yanaşmıyor, değil mi?

-noel her şeye yeter evlat. ama soğuktan kimse penceresini açmayı akıl etmiyor.

şık giyimli zayıf adam, heyecanlı bir sesle:

+pencereler açılıncaya kadar devam et, dedi.

ihtiyar tevekkül içinde ellerini yukarı kaldırdı:

-imkan olsa tanrı'ya duyurmak isterdim.

zayıf adam birden kemanı onun elinden aldı:

+ben çalsam ne dersin? belki birileri pencerelerini açar?

sonra eldivenini çıkarttı ve sokağa dönerek çalmaya başladı. bu sıradan keman, birden yepyeni bir ruha büründü. dilsiz cansız notalar dile gelmişti sanki. o sırada bir pencere açıldı, ardından bir tane daha. sokak boyunca sıralanan evlerin pencereleri bir bir açılıyor ve paralar yağıyordu. sonra zayıf adam kemanı elinden bıraktı ve ihtiyara dönerek:

+bereketli bir gün! artık evine gidebilirsin. ne istersen al. istediğin gibi ye iç, dedi.

şaşkın haldeki ihtiyar, ayrılmak üzere bulunan zayıf adamın arkasından sordu:

-isminiz? isminiz lütfen?

+paganini.

(bkz: niccolo paganini)