bugün

devamlı bütçe açığı veren sgk kurumlarının , sigorta primlerini yüksek tutarak kapatma çabasından kaynaklı durum.

açıkların kapanmasına çare olmuş mudur? hayır...
sigortalı işçi maliyetlerinin bu aşırılığı işverenleri kaçak işçi çalıştırmaya istmiştir.

sürümden kazanmak diye bir şey.
indir sen maliyetleri , işveren de herkesi sigortalı yapsın. rahat rahat primlerini ödesin.

hiç unutmam sgk da bir müdür ; arkadaş bu işverenler haklı bende olsam kaçak işçi çalıştırım demişti.
sadece işçi vergileri değil kdv ve öiv dahil bütün vergilerin yüksek tutulması, buna bağlı olarak kayıtdışının birtürlü önlenememesi.
değildir, değildir.

türkiyede işçiliğin maliyetteki payı. %7 ila %12 civarındadır.

ödeyen bilir diyelim ve geçelim vahim duruma.

bu kanıda olan işveren kaçak işçi çalıştırır ya da sgk primlerini asgari ücretten öder. öyleki asgari ücret alan fabrika müdürü bile vardır bu memlekette. tabiki görüntüde öyle.

bu sigorta kaçakçılığının ilk zararı devlete olur. devlet dolaylı vergilerle bu parayı sigara içen, ekmek yiyen insandan çıkarır.

bu insan o sgk primi kaçıran adamın fabrikasında çalışır. geliri yetmediğinden diyelimki şampuan üretiyor o şampuandan alamaz ya da az alır. bu sefer sgk primi kaçıran adam şatış yok der, yatırım yapmaz. haliyle büyüyemez.

o sgk primi kaçıran adam zerre umurumda değil lakin onun işletmesini büyütememesi umurumdadır. çünkü işletmeleri küçük olan ülkeler dünya pazarlarında etkin oyuncu olamazlar. bu olmayınca da devlette dünyada etkin oyuncu olamaz.

bu şampuan üretip maliyet düşürmek için sgk primi tırtıklayan işletme sahibi, bu tırtıklama ile ürün maliyetlerini %4 civarında düşürür. sgk müfettişleri yakalayıp ceza kesmezse tabi.

lakin üretimdeki verimsizliklerle ilgilenmez büyük bir ihtimalle oradaki kayıpları % 25-30 civarındadır. görmez çünkü işletme körlüğü denilen illetin pençesindedir.

ey işletme sahibi kardeşlerim ablalarım abilerim. sanayiden bıkmış, bir köşede demli çay yudumlamayı daha mantıklı bulmuş biri olarak size sesleniyorum.

kendini cidden ispat etmiş danışmanlık kurumlarından yardım alın.
gene kendini ispat etmiş kalifiye elemanlar çalıştırın. göreceksiniz ki daha iyi bir işletmeniz olacak.

danışman firma seçerken de cicili bicili giydirilmiş, prezentabl elemanlara göre değilde, yaptığı işlere ve referanslara ve çalışmaya başladıktan sonra da 6 aylık gerçekleşmelere göre karar verin.

çünkü o danışman firmalar öyle cindir ki gözünüzü boyayıverir.

not: bu entry gerçek hayattan alıntılar içerir.
(bkz: istihdam üzerindeki vergileri indirmek)
yüksek falan değildir. atıf yapılan avrupa birliği ülkeleriyle kıyasla önce.
olmadı işçileri kov, problem ortadan kalkar.
işçinin kanını bir taraftan devlet, bir taraftan işveren emer yıllardır bu ülkede hala doymadı gözünü toprak doyurasıcalar.
yüksekse yüksek. artı değer sömürüsünü yaparken bu kadar düşünmüyor o sevgili patronlar ama. bi de sanki vergi ödüyolarmış her işçilerini sigortalıyolarmış gibi davranmazlar mı..