Ortaokuldaki sınıf öğretmenim hediye ettikten sonra odama astığım, her sabah karşımda görmekten mutluluk duyduğum ve sık sık okuduğum nasihattir aynı zamanda:

Oğul;
insan vardır, şafak vaktinde doğar, gün batarken ölür!
Unutma ki dünya sanığın kadar büyük değildir!
iki parlak güneşe aldanıp, sonra da karda, ayazdan kavrulup gitme!
Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin!
Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen,
Sabah rüzgarında savrulur gidersin!
Öfken ve benliğin bir olup aklını yener!
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın! Azminden dönme!
Çıktığın yolu, taşıyacağın yükü iyi bil!
Her işin gereğini vaktinde yap!
Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma!
Gördüğünü söyleme, bildiğini bilme!
Sözünü unutma, sözü söz olsun diye söyleme!
Ananı atanı say, bereket büyüklerle beraberdir!
Sevildiğin yere sık gidip gelme, öuhabbetin kalkar, itibarın kalmaz!
Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki alime, zenginlikten fakir düşene, hatırlı iken itibar kaybedene!
Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir!
Ulularla, düşmanı hor görme!
Düşmanını çoğaltma, düşmanlığın başını da, sonunu da sen belirle!
Haklı olduğunda kavgadan korkma!
Bilesin ki: Atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
insanlar vardır, şafak vaktinde doğar akşam ezanında ölürler.
Avun oğlum avun. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın.
Ama; Bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen, sabah rüzgarlarında savrulur gidersin. Öfken ve nefsin bir olup aklını yener.
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir.
Bütün fethedilememiş gizemler, bilinmeyenler, görülmeyenler ancak senin fazilet ve erdemlerinle gün ışığına çıkacaktır.
Ananı, Atanı say, bereket büyüklerle beraberdir.
Bu dünyada inancını kaybedersen yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.
Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma. Gördün söyleme, bildin bilme
sevildiğin yere sık gidip gelme, kalkar muhabbetin itibar olmaz.
Üç kişiye acı:
Cahiller arasındaki alime,
Zenginken fakir düşene,
Hatırlı iken itibarını kaybedene,
Unutma ki! yüksekte yer tutanlar, Aşağıdakiler kadar emniyetli değildir.
Haklı olduğunda mücadeleden korkma. Bilesin ki! atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler...
ey oğul !

beysin ! bundan sonra öfke bize; uysallık sana. gücenlik bize; gönül almak sana.. suçlamak bize; katlanmak sana.. acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adâlet sana.. kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..

ey oğul!

yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, allah tealâ yardımcın olsun. beyliğini mübarek kılsın. hak yoluna yararlı etsin. işığını parıldatsın. uzaklara iletsin. sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve duâlarla bize vâad edilenin önünü açmalıyız. tıkanıklığı temizlemeliyiz.

oğul!

güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelâmlısın. ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin.. öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. bunun için dâima sabırlı, sebatkâr ve irâdene sahip olasın !.. sabır çok önemlidir. bir bey sabretmesini bilmelidir. vaktinden önce çiçek açmaz. ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. milletin, kendi irfânın içinde yaşasın. ona sırt çevirme. her zaman duy varlığını. toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.

insanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. ananı ve atanı say ! bil ki, bereket büyüklerle beraberdir. bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. açık sözlü ol ! her sözü üstüne alma ! gördün, söyleme; bildin deme ! sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir...

şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı ! unutma ki , yüksekte yer tutanlar , aşağıdakiler kadar emniyette değildir.

haklı olduğun mücadeleden korkma ! bilesin ki atın iyisine doru yiğidin iyisine deli derler.*

en büyük zafer nefsini tanımaktır. düşman insanın kendisidir. dost ise , nefsi tanıyanın kendisidir. ülke, idâre edenin , oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. ülke sadece idâre edene aittir. ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idâresi onun olur. vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. bunun içindir ki, yaşayamadılar.. (bu nasihat osmanlıyı 600 sene yaşatmıştır.) insan bir kere oturdu
mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. kişi kıpırdamayınca uyuşur. uyuşunca laflamaya başlar. lâf dedikoduya dönüşür. dedikodu başlayınca da gayrı iflâh etmez. dost, düşman olur ; düşman, canavar kesilir !..

kişinin gücü, günün birinde tükenir , ama bilgi yaşar. bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. hayvan ölür semeri kalır insan ölür eseri kalır. gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı... bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. savaşı sevmem. kan akıtmaktan hoşlanmam. yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinâyettir. bey memleketten öte değildir. bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. çünkü, zaman yok, süre az!..

yalnızlık korkanadır. toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. yalnız başına kalsa da! yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. sevgi davanın esası olmalıdır. sevmek
ise, sessizliktedir. bağırarak sevilmez. görünerek de sevilmez!.. geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.

osman ! geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.

nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...

hâmiş :

osman bey, vefâtında 68 yaşında idi. tarih ise, ağustos 1326'yı gösteriyordu..
vefât ettiğinde geriye bıraktığı mal varlığı şunlardı :

bir at zırhı, bir çift çizme, birkaç tane sancak, bir kılıç, bir mızrak, bir tirkeş, birkaç at, üç sürü koyun, tuzluk ve kaşıklık ..
(bkz: kayınpeder)