bugün

yaşamaması gereken insandır. bir kuşu bir kelebeği sevemeyen insanın ne işi var bu dünyada amk. siktirsin gitsin piç.
(bkz: sevmeyi bilmeyen adam)
(bkz: 4 s kuralı)nın varlığına inanan, en son sevdiği zaman nasıl sikildiğini hala ilk günkü gibi hatırlayan insandır. kadınların kendilerine gerçekten değer veren düzgün erkeklerdense, serseri, it, kopuk tipleri beğendiği bilimsel olarak da kanıtlanmış bir gerçektir. seversin sıkıcı olursun, sevmez köpek yerine koyar süründürürsün değere binersin. olay budur. asla şaşmaz.
becereksiz ama bir o kadarda çaresiz insandır. sevgi duygusuna yabancı kalmıştır ve hiç bir zaman tanışma fırsatı elde edememiştir. sevgi tomurcuklarını yeşertecek tek bir su damlasına bakıyordur hep..
yaşam amaçları tamamen maddeye ve maddiyata bağlı insandır.
ama gerçekten acınası yazık insandır.
herkesin karşısına mutlaka bir kez çıkar.
sevmeyi bilmemek değildir her zaman. yanlış kişiyi sevmek veya sevilmeyeceğini bildiğin halde sevmek. işte buna sevmeyi bilmemek deniyor.
dünyanın en güçlü insanı olduğunu hissettiren kutsal olguyu bilmeyen insandır. *
düz adamdır üstüne çok gitmeyin.
insanlıktan nasibini almayandır.
zaman durur, o devam eder öyle. etsin bahaaalım. *
yalnızlığı elbet bir gün iliklerine kadar işleyecek olan insandır.
insan takliti yapandır.
kaybedendir, kaybetmiştir muhtemelen henüz farkında değildir.
aşinası olduğumuz bir insan tipolojisidir. bir de bunların sevmeyi öğrenmeye çalışanları vardır ki evlere şenlik... ammavelakin, sevmeyi bilen insan, işte onu buldunuz mu bırakmayın, öpün, koklayın, sevin, sevinin, topluma kazandırın vs. ama bu gibisini bulmak için maalesef çok iyi biri olmak lazım, çooookkkk...
güzel nick olurmuş efendim.
(bkz: sevemezsin)
yetinmeyi bilmeyen insan müsveddesi. 'ben'cil yaşarlar genelde. kendi doğruları kendi istekleri vardır hep. sen hiçbir yerindesindir hayatının. uzak durulası, uzak tutulası insanlardır. zarardır, ziyandır, yazıktır.
kendini su an için kral gören ama bı gun ne olacak benım sonum dıye dusunecek ınsandır.
bu tip insanların, karşısındaki insanı güç duruma düşürecek zayıf bahaneleri vardır.

bunlardan birini açmak istiyorum.
hatta cümle içinde dahi kullanayım kulağımla işittiğimi:
"bana çok karışıyorsun, buna müsade edemem."

ah be güzel...
karışmak. ne kötü anlamışsın. hatta ne kötü anlamışsınız...
insan karıştığıyla bir olur. karışır işte, içine girer, yoğrulur onunla. daha da kıvamı olsun diye karışır insan ötekine. sevmediğine, önemsemediğine ne dokunsun... hem müşterek bir hayatın getirdiği haktır bu. insan biçim değiştirerek sever. biçim değiştirerek sevişir, dudakları yaralanarak... sizi siz yapan her ne olursa olsun, yüreğinize başka bir yüreği almak ona benimle at demektir. gerçekten insan kendini bırakmadıkça, gerçekten olmuyor işte...

öyle işte sayın bayan, sen beni herkes gibi sanıyorsun. o yüzden herkes gibi bırakıp gidebiliyorsun. ve herkes gibi gidip, herkes gibi olabiliyorsun.
mevlana güzel söylüyor yine, fedakarlık yapamayacağın sevgiyi yüreğinde taşıyıp da yük etme kendine.

aylar sonra gelen edip: ne dertlenmişim be arkadaş... al işte, gelip geçti işte. 'gelip geçti.'
ya bencildir ya da sevilmemiştir
öğrenememiştir.
sizi düşünmez, nasıl olduğunuzu merak etmez.
hep kendisi vardır, önemlidir.
geri kalanların hayatı, yaşadıkları önemsiz ve küçük.
dünyanın kendi etrafında döndüğünü sanır.
ya da bir ailesi olmamıştır, onu seven dost, sevgili...
önemsenmek nasıl bir duygudur.
birine içten sarılmak nasıl bir şeydir bilememiştir.
işi zordur.
her iki durumda da mutsuzluğa mahkumdur sevmeyi bilmeyen insan.
haline acınmalıdır.
öğrenir ne olacak.....
ben anlamam tipsizim.
sevmeyi bilmeyen değil, sevmeyen olabilir bu bence.

ama bazı insanların sevgi göstergesi farklı oluyor. onu da tanıyarak anlayabilirsin.