bugün

bir canlıyı veya cansızı hiçbir nedene bağlanmadan arzulamak.

bıri güzel diye
onu sevmene gerek yok
seviyorsun diye
güzel olmasınada
seviyorum diye ölmenede
seviyorsan yaşayacaksın asıl
işte o zaman direneceksin
hırslanacaksın isteyeceksin
bu kadar basit
güzel olmak sevmek.
insan sevmek istediğinde bir garip bulutlar solur...
korku, heyecan, mutluluk, umut, kararsızlık duygularını bir çırpıda yaşar; beyni içinde sözler uçuşmaya başlar. yarım dizeler sanki kadermişcesine dolaşır, arapsaçından hallice düğümlenir zihne. "Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur, insan bir akşam üstü ansızın yorulur" diyor attila* ve ekliyor, "o korku değil artık bu yaşadığım telefon zillerine dolaşarak". sonra asaf* sazı eline alıyor, "Gecelerinizi karıştıracak gitgide Olmayanlarınızın çoğalması" diyor ve ekliyor, "Hepsinin gelmesini bekleme, Bir kişi gelmeyecek; Sen alışmayasın diye.".

insan akşam üstü, ortalarda bir gece olmayanlarımızı anımsayıp yoruluyor. oturup aklıselim düşünmeye başlıyor: öncelikle içten sevdik diyelim, sonra karşımızdaki de içten sevdi, daha sonra birbirimize uyduk diyelim; yetmez ki.
gecenin sonuna doğru, garip bulutlar çoğalıyor. zehirli bulutlar dört bir yanı sarıyor; bir yanı çocuk saflığı, diğer yanı yaralı asker çığlığı, öbür yanı yaşanmışlıkların özü, en öteki yanı şiir kitabının adı: "imkansız aşk"
her şeyi göze almak istemek, değer vermek istemek, değer görmek istemek.
hayatın tüm yorgunluğunu, insanların tüm çakallığını kenara atıp bir çift kolun arasında hayat bulmayı istemek demek.
birinin yüzünde mutluluğu bulmak istemek, birinin yüzüne baktıkça hayranlık duymak istemek, güzelliğe dair bir hayranlık değil ama bu, o olduğu için, sadece o olduğu için hayranlık duymak istemek, birini olduğu gibi herşeyiyle kabullenmek istemek...
güzel şey sevmek işte.
nasıl istemeyelim?
şöyle küçük bir adam ol istiyorum
iri yarı , taşaklı , egolu herifler onların olsun,
küçücük adamlardan ol istiyorum.
gözlerin her şeyi anlatıp dilin sussun, kıvırcık saçların yer yer seyrelmiş olsun.
önemseme çok fazla, koy götüne rahvan gitsin hayatın.
için sıkıldıkça utanmadan ağla, sonra yıldızlı bir günde kendi küçüklüğümüze bakıp kahkahalar atalım istiyorum.
sevmek istiyorum seni ufaklık, gözlerinin ardında düşlerini ; isminin altında çocuksu hislerini, günlük sıkıntılarını, mini çakallıklarını, şiirlerini, yalanlarını , gerçeklerini. tatmak istiyorum bilinmeyenlerini.
parklar, sahiller günbatımları onların olsun ; biz karanlık bir akşam vakti beyoğlunun pis ara sokaklarında her şeye küfrederek yürüyelim istiyorum.
sonra hiç bir şeyi hatırlamayana kadar içip eski aşklarını anlatmanı istiyorum.
teselli için dudaklarına ufak bir tokat kondurayım
şaşkın bakışlarla yeni bir bira açıp tatlı tatlı sırıt istiyorum.
çok mu şey istiyorum ?
kısacası aklından zoru olmak.
Herşeyiyle bir olmak istemek,
bütün duyguları anları hayatı tek bir insanla paylaşmak istemek.
En saçma şeyi bile yaşamak istemek.

Hani mesela kendi kendine düşünürken sırtını kaşıdıgını bile düsünmek. Belki komik belki çok basit belki akla en son gelecek şey ama. sırt kaşımak. Yani yanımda olsa da sırtını kaşısam diye düsünmek. *

Bu bir düskünlük mü birlikte olamamanın cekiciligi mi yoksa sevmek istemek mi bilemiyorum ama tuhaf.
(bkz: sadece bana mı oluyor hissi)
Pek tabi insan sevmek ister.Lâkin kuru kuru sevmek yetmez sevilmekte lazım.Evet değerli arkadaşlar,benim hayattaki önemli gayelerimden birisi de budur.sadece temeli saf bir sevgiye dayanan ilişki.şayet kendisini buna hazır hisseden bir kişi varsa bana merhaba diyebilir.bunu yazmak doğru mu ? Bence gayet doğru labirent gibi ilişki çıkmazına girmek yerine niyetimi dos doğru söylüyorum.bana lütfen kızmayın yahut gülmeyin.inanın ben çok bekledim,doğru zamanı doğru kişiyi doğru yeri.belki artık benim gitmem gerekiyor...
istenmemesi gereken bir eylemdir. Hayatta başa gelecek en kötü şeydir sevmek. seven sevilmiyor çünkü. Acizliktir bu.
Kim istemez. Bizde sevmek istiyoruz. Sevilmek. Sevmek onu. Ozlemek merak etmek. Acı çekmek mutlu olmak. Severken uykularin rüyaların değişiyor. Işe güzel gidiyorsun.
Güzel yemek yiyorsun . Zevk alıyorsun hayattan. Hayallerin oluyor.
içimde Zerresini barındırmayan hissiyat. Benim hevesim çoktan öldü. Sevmek için çok mücadele ettim. Ama karşılığını göremedim. Şu beni kimse sevmedi lafı var ya. Hakikatten varmış öyle bir laf. Bunu yaşadım, oynamadan yenik düşmek gibiydi bu. Müteessir oldum hep. Lanet ettim kendime. Eksik kaldı ruhum, aç kaldım sevgiye. Sonra çabalarım günden güne seyreldi. Soyutladım kendimi kadınlardan. Devamında kadınlardan korkar oldum. Onların yanında rahatsızlık duygusu yaşamaya başladım. Kadınları sevmiyorum artık. inanmıyorum onlara. Onların diğer adı mesafedir. Soğukluktur. Her kadın gördüğümde benden uzak dur, yaklaşma tabelası görmüş gibi oluyorum. Onların yüzeysellikleri tavana vurmuş. Hepsinde ayrı bir iticilik mevcut. Adam gibi bir kadına rastlamadım hayatımda. Aynı masada oturduğunuzda dahi tafralarından geçilmiyor. Kadın görünce kusasım geliyor.