bugün

"daha nen olayım isterdin
onursuzunum senin."
Beynimi donduran başlıktır. Şok etkisi yaratmıştır.
pek şiir okuyan bir tip değilim ama yazar olarak ;

Gözünü seveyim git dedi,
en azından bir yerimi sevdiğini öğrendim.
Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız.

Nazım hikmet.
"yokluğun cehennemin öbür adıdır
üşüyorum, kapama gözlerini"

Ahmed Arif
madem sevmiyorsun sahip cik gozlerine
donup dolasip degmesinler gozlerime.
uyandim uyandim, hep seni dusundum
yanliz seni, yanliz senin gozlerini
'' Merhametin ta kendisiydi gözlerin.
Merhamet, saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu. ''

-Sezai Karakoç
Hudâyâ Hudâlık sana yaraşır
Nitekim gedâlık bana yaraşır
Çü sensin penâhı cihan halkının
Kamudan sana iltica yaraşır.

yani,

Allah'ım azizlik sana yaraşır
Nitekim fakirlik bana yaraşır.
Madem sensin sığınağı cihanın
Herkesten Sana iltica yaraşır.

sultan 2. beyazıd han
Bakakalırım giden gemin ardından
Atamam kendimi denize dünya güzel
Serde erkeklik var Ağlayamam.
Sevgilim ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim
Elimde uçuk mavi bir kalem cebimde iki paket sigara
Hayatımız geçiyor gözlerimin önünden
Çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz
"Ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz".
Çiçekler, çiçekler, su verdim bu sabah çiçeklere
O gülün yüzü gülmüyor sensiz
O köklensin diye pencerede suya koyduğun devetabanı
Hepten hüzünlü bu günlerde
Gür ve çoşkun bir günışığı dadanmış pencereye
Masada tabaklar neşesiz
Koridor ıssız
Banyoda havlular yalnız
Mutfak dersen - derbeder ve pis
Çiti orda duruyor, ekmek kutusu boş
Vantilatör soluksuz
Halılar tozlu
Giysilerim gardropda ve şurda burda
Memo'nun oyuncak sepeti uykularda
Mavi gece lambası hevessiz
Kapı diyor ki açın beni kapayın beni
Perdeler gömlek değiştiren yılanlar gibi
Radyo desen sessiz
Tabure sandalyalardan çekiniyor
Küçük oda karanlık ve ıssız
Her şey seni bekliyor her şey gelmeni
içeri girmeni
Senin elinin değmesini
Gözünün dokunmasını
Ve her şey tekrarlıyor
Seni nice sevdiğimi

Cemal SUREYA
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez *
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme, artık neye yarar?

Necip Fazıl KISAKÜREK

Sorma bana "ne kadar seviyorsun diye !?"
O kadar işte!
- Tavanı kadar sokağın, dibi kadar cehennemin.
Nazım Hikmet RAN
yağmura çok teşekkür ederim.
fener girdi tarlaya, götü parlaya parlaya
bunu gören kartallar, başladı sallamaya
al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın...

gittik biz kadiköye, koyduk fenerbahçeye
bakirelik gidince, düştü genel evlere
al bunu alamaz mısın, sen ne biçim delikanlısın...
camlarda jilet gibi parlıyor tramvaylar
aynaya bakıp, ömer haybo'yu tanıyorum
Biliyorum sana giden yollar kapalı.
Günahkar da sayılmazdı
Yazık oldu süleyman efendiye.
Hatırlat da haziran sonlarında çocukluğumu yakalım.
anlamaz! yazısız, pulsuz dilekçem.
anlamaz! ruhuma değdi bilekçem.

necip fazıl.

--spoiler--

yumuşak başlı isem kim dedi uysal koyunum?
kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum.

mehmet akif.
--spoiler--

ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında

nazım hikmet.

--spoiler--
Sarışın buğdayı rüyalarımızın,
Seni bağrımızda eker, biçeriz,
Acılar kardeşin, teselli kızın,
Zengin parıltınla dolar gecemiz.

ahmet hamdi tanpınar.
--spoiler--

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...

nazım hikmet.
gelme, artık neye yarar?

necip fazıl - beklenen.
güncel Önemli Başlıklar