yarına çıkacakmış, bugün yanında olanların yarında yanıbaşında olacaklarını hissetmeyle ertelenen, heba edilen birçok şeyden biridir. iş işten geçtikten sonra hep düşünülen, "keşke dönüp son bi kez daha sarılsaydım, kokusunu ciğerlerime çekseydim derin derin" diye düşüncelere boğulmaya neden olur. sadece kurulan hayallerde o sahneye şahit olmakla zor gelir insana. çok geçmeden son kez doyasıya sarılamamanın acısı insanın içinde bir yere oturur ve her an kendini hissettirir.
sevgilinin* sarılma isteğinize olumsuz yanıt vermesiyle vuku bulan olaydır. haklıdır da sevgili... kafasında birşeyleri bitirmiştir-bitirmeye çalışıyordur-bitirememiştir fakat bitirmek istemektedir... son sarılma... o son sarılma çok acı gelir ona... dayanamam yine kanarım belki diye düşünür... bırakamayacağından korkar... ne kadar çok istese de "hayır" der... iradesine hakim olur... takdir edilesidir... sevgilisinin kokusunu son kez almak, ona kokusunu son kez bırakmaz istemez... yaptığı bencilce de değildir... senin için de böylesinin iyi olduğunu düşünür... o kendinden emin halini görünce bir daha aşık olursun ona o anda... ama iş işten geçmiştir çoktan... "beni bir daha arama olur mu" der... gözleri dolu dolu olur... son kez gözlerinin içine bakar ve "hoşçakal" der... arkasını döner, ellerini bedeninin iki yanına sararak yürümeye başlar... arkasına dönmeden yürür...*
(bkz: severek ayrılmak)
son kez olduğunu bilmeden sevgiliye sarılmaktan daha iyi olandır.
ayrılmanız mecburi iken ayrılamamaktan korkup sarılamamaktır. ancak ciğer görmüş kedi gibi bakarsınız birbirinize.
Sarılmak çok daha saçma ve acıtan bir olay.