bugün

Kendi resmini çerçeveletip sevgilisinin odasında ki komodinin üstüne getirip koyan kızdan evladır. korkudan bir şey diyemezsin ama tehlikenin farkına varırsın.
sevgilisinin komidine zarf bırakmasıyla eşitlemek gerekir haftalık yoksa ömür boyu bu kezbanlik cekilmez.
2 yıldır benim o arkadaşlar.
Hulya kocyigit in boş çerçeve filminden ozenmiş 70li yillarda yaşayan kizdir.
yapmaması gerektiğini er geç anlayacak olan, henüz aldatılmamış ya da aldatıldığının farkında olmayan ya da esasında Osmanlı ruhlu olan babasının henüz aydın olduğunu düşünen en asil duyguların kızıdır. sevin onu, pamuklara sarın, sarmalayın; daha çok masumdur.

Once upon a time in my lifeline, ben de böyle ebleklikler yapmıştım paşazadelerim. cinsiyetdaşının bir adet kalem kaşlı istanbul beyfendisine izmir' de gönlümü kaptırmış bir bursalı olarak, bu coğrafi dik üçgenin dönüp de götüme gireceğinden bihaberdim tabi o zamanlar. seviyorum sanıyorum... ama nasıl sanıyorum bir bilseniz... bir seviyorsam bin ''seviyor sanıyorum''... o denli sanıcıyım o aralar. nerden bileyim daha sonra bu sanıcılığın cici bir sancıya dönüşeceğini...

görsen ama 2. sınıf türk aşk filmi gibiyiz. bi ağaçlarına rkasına saklanıp birbirimizi bulmaya çalışmadığımız, bi fonda ahhh neredeee vah neredeee çalmadığı kalıyor... tabi bu aşkı perçinlemek için gerekli alet edevattan da geri kalmıyoruz o dönemlerde.. vesikalık saklama, hediye ettiği çiçekleri kurutma işini aşmışız aga, bi up grade aşık olmuşuz ki yapış yapış...

bu tutmuş sünnet fotoğrafını çoğaltıp getirmiş bana... tabi o zaman masumiyet diye bir eşy var hacı, öyle parselleme yapmak için vermemiş fotoğrafı, amanın minnoş sevgilim hissiyatı yaratmak için vermiş.
Fotoğraftaki kompozisyon tam olarak şu: kafada tüylü bir fes, üstte ihram tarzı o beyaz sünnet elbisesi ( belde toplanmış pipi boşta bırakılmış) altta iki takunya, suratta jelibonu ağzında keyiften köşe olmuş çocuk ifadesi...

kompozisyon bu.
Seviyoruz masumuz ya, bizim için pipi tabi o salanan minik şey...

babam için öyle olmadı işte o... adam fotoğrafta kendi çocukluğunu görüp iç geçirdiği saniyede, kendi büyüklüğünü ve kendi kız arkadaşlarına ne bok yedi ise onları baz alarak delirdi. bizim için pipi olan o minik şeyler adam için birden tam kendi tabiri ile ''dal daşşak'' oluverdi...

Odama girip o fotoğrafı görüp, düşünceden düşünceye atlayıp fotoğrafı tavana fırlatması bir oldu... bö neee lööönnnn diye bağırırken cevap veremedim. ne desem bilemedim.

''baba yaa arkadaşım'' dedim.. ama kompozisyonda arkadaşım olabilecek hiç bir öğe yok...
''alemin sikini taşşağını odanda mı sergiliyon kızım sen?'' dedi...
yine bi şey diyemedim... ''yok baba'' dedim...

evde fotoğraflar uçuştu, sakin kalmasam komodin de uçardı...

neyse sonra babam sakinleyince nasihatler silsilesi başladı..
''bak kızım bize yakışmaz böyle saçma şeyler, sevme demiyorum da bu fotoğraf ne?'' vss diyerek girdi babam. Sonra da işe gitti. Olimpiyat meşalesini alan annemden sağlam bir zılgıt beklerken en baba nasihat geldi.

''kızım bu ne yaaa. erkek dediğin iyi bir şey olsaydı adı koca değil gonca olurdu. sen siktir et bunları, bak işine''

** o zaman anlamıyosun abi. çocuksun safsın.
seviyorsun sanıyorsun. ve fotoğraftaki o çocuk başka bir kadının kollarında pipi boşta bırakılmış şekilde zevkten dört köşe olmuş şekilde ''jelibon'' yerken, sen ya uyuyor oluyorsun ya da onun için ağlıyor...

amk komodinin de, aldatanın da...

pause.
Yıl olmuş 2016 telefonda resmi yok mu? Benim sevgilim olsa telefondan bakardım.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar