bugün

genellikle ilk ve orta okulda okuyan öğrencilerin yaptığı olay. ilk ders başlamadan önce sınıfa girmiştir. bütün öğrenciler askılığa montlarını asmıştır. fakat ne görsün? sevdiği kızın montunun üstüne, bir erkek montu asılmış. hemen aşık olduğu kızın montunun namusunu korumak ve kıza birşeyleri belli etme amacını güderek, gider o montu askıdan alır, yerine kendi montunu asar.

ondan başka kimse o aşık olduğu kızın montunun üstüne mont asamaz. asan olursa gider kavga bile eder. mont namusu o dönemlerde çok önemlidir.

- bana bak ahmet! bir daha montunu, burcu'nun montunun üstüne astığını görmüycem.
+ asarsam nolur?
- olacaklardan ben sorumlu değilim, ben uyarımı yaptım
+ napcaksın?
- alır montunu yere atarım, tozlanır
+ seni öğretmene söylerim
- söylee banane
+ üreetmeniiimm mehmet benim montumu yere attı..
ekmeğini taştan çıkaran aşık öğrencidir. şayet kıza platonik olarak aşık, mahcup bir anadolu delikanlısıysa; sosyalliği eline almış, popüleritesi tavan yapmış rakipleri karşısında günün belirli bir dakikasında kendini ön plana çıkarması için yegane şansı olan anı değerlendirmenin planlarını, daha o ana saatler varken yapmış, pusuya yatmış aşıktır. evet, o an, son dersin bitiş zilidir. kahramınımız kızla olan günlük tek muhabbetini mont alışverişinde yapabilecektir. ayrıca kızınki mont, aşık elemanınki gocuktur. ya kız ona gocuğunu uzatacak (iyice tınlamaz bir kız ise gocuğu iki parmağının ucuyla tutup, üfff bu kimin yaa, diye bağırır) ya da aşık çocuk kıza montunu. şanslıysa bir de el teması gerçekleşir olay esnasında.
"biz sevişemedik bari montlar sevişsin" demeye çalışan öğrencidir.. sevişe sevişe azalmaz ki tendeki özgür ruh..
en asil duyguların öğrencisidir.
sevdiğinin kokusunun monta sinmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak okul sonrası uzun süre montunu koklayan duygusal öğrencidir...
genelde platonik ilişkilerin delikanlısıdır.
monttan sonra sıra bende demek istemektedir pekala.
herkesin aynı şekilde büyüdüğünün ve yaşadığının ispatı.

benzer bir olayı yabancı bir çizgi filmde izlemiştim. bir grup kolejli öğrenci okulun bahçesinde takılmaktadırlar. aralarından birisi osurur. fakat ses çıkmaz. ve birisi, "kim osurdu" diye söylenmeye başlar. cevap gecikmeden gelir. "kim osurdu diyen herzaman osurandır".

ha bu arada unutmadan,

(bkz: beni tanıdılar siz kaçın)
bu kız benim namusumdur. elleşmeyin mesajı vermek isteyen öğrencidir.
barış manço'dan kol düğmelerini fazlaca dinlemiş öğrencidir.
kemal sunal'ın bir filminde karısına söylediği şeyi anımsatan öğrenci.''üstüne ceketimi atsam hamile kalıyorsun.''
aynı zamanda aşık olduğu kız o gün okula gelmediğinde de montunu yanına veya sıra altına koyan öğrencidir. *
bir takım 30 una gelmiş koca koca kızların, evlenemelerinin nedenidir.
zamanında her erkeğin yaptığıdır herhalde. utançtan kızla bir kelime konuşulmazdı ama montlar üst üste olunca mutlu olunurdu.

not: sanırım sapıklığın başlangıcı oluyor bu da. şimdikiler gibi bilgisayar yoktu ki arkadaş o zaman.
cep telefonunu sevdiği kızın cep telefonunun üzerine koyup titreten kişiyle aynı kişidir.
Gidecek çok yolu vardır. Ben level atlayıp sevdiğim erkeğin montunu iki ders çaldım, çaktırmadan sınıfa bırakıp kaçtım. Gençken çok çılgındım tabi.
Yakadan bit bulaşır.
'kızın üstüne çıkma' isteğinin dışavurumu olan harekettir efenim.

daha açık bir ifadeyle sevdiği kızı sikmek istiyordur bu şerefsiz. evet.