bugün

seni seviyorum seni asla bırakmam ben dediğinde sakın inanma ayrılır 1 ay kadar telefonlarına çıkmaz 1 ay sonra vazgeç artık mesajı düşüverir telefonunuza.

hani bırakmazdın hani seviyordun dediğinizde ise o an öyle hissediyordum ama ben değiştim fikirlerim değişti diye sikko bir cevap verir yine kalırsınız.

unutma 30 yaş altı ilişkilerde seni seviyoruma seni bırakmam laflarına kanma aklı birden birisine takılır ondan yeşil ışığı alıncada sizin ona yaptığınız iyilikleri değilde kötülükleri sıralayıp gider.

bağlanma seviş gez eğlen ama seviyorum deme evlenicez deme hayallar kurma inan bana arkadaş ben yaptım.

alışveriş merkezlerinde.

sevgilim şu koltuk olsun salonumuzda

çocuğumuz erkek olsun babası gibi yakışıklı olsun ama gülüşünü benden alsın.

gibi muhabbetleri yapsa da inanma ona arkdaş aklına biri takılır sonra gider. gider de dönmez acı çekersinde geçmez adını anma arkadaş.

http://www.youtube.com/watch?v=Nx7ycFw8Dm8
hatta evlense bile güvenme diye de eklemek gerekir. çünkü tehlike hala geçmiş değil.
asla bırakmam diyen daha çabuk bırakır bence. o yüzden asla asla demeyeceksin işte.
"teknik direktörümüzün arkasındayız, yola hocamızla devam edeceğiz" dedikten 2 gün sonra hocayı şutlayan başkanın oğlu ya da kızı olabilir.
sevdiği kişi ona gerçekler değil yalanlar sunuyorsa, defalarca hayal kırıklığına uğratmışsa, verdiği sözleri yerine getiremiyorsa, yeminler edip aynı hataları tekrarlamaya devam ediyorsa vs.......! ilişkinin başında edilen ''seni seviyorum asla bırakmıycam'' cümlesinin hiçbir hükmü kalmaz. enayi olmak isteyen varsa sözünün arkasında durabilir elbette.
Ayrıldıktan sonrada aklına geldikce ufak bi gülümsemeyle anarsın. Ama sürekli gülümsüyosan durum cok vahim lan millet deli der oğlum.
yaşı 17 18 falandır. tek olayda kişiliği değişir.
(bkz: maydanoz da cilde iyi geliyormuş takılma)
kimsenin vazgeçilmez olmadığını gösteren gerçek.
suçlanmamalıdır. sürekli kaybetme korkusunu karşı tarafa belirtip, gitme diye sizi bunaltan insana son çare söylenecek sözdür, seni hiç bırakmayacağım sözü. sırf öyle dedi diye, her boku yap, bunalt onu, her defasında ağzına sıç. sonra da de ki "yuuaa beni bıraktııın!". yok öyle bir dünya, yani demek istediğim asıl suç bu lafı söyleyenden çok, bunu size söyleten insandır.
güven verir. yerini sağlama alır. sonrası malum
gönüllerde taht kuran sevgilidir. vurur geçer.
değişmeyen tek şey değişim diyorlar ya, demek ki bu söz hayatın her alanına ait bir hakikatmiş.
ayrılıkta bahane de benzerdir çoğu defa; aşk bu, nasıl başlarsa biter bir gün.
arada teselli mükafatı da olabilir; sana artık aşık değilim, ama seviyorum hala.
yada seni, senin sevdiğin gibi sevmiyorum artık....
terk edilen şarkılara dalar; "bu kalp seni unutur mu?"
filim bitmiştir, ışıklar yanar. bakarsın yan koltuğun boş artık.
o aşamaya nasıl geldiği iyi tahlil edilmesi gereken insan. sürekli ota boka ayrılan bir sevgiliden bahsetmiyorum. gerçekten vazgeçmemiş, mücadele etmiş ancak 'benden bu kadar' demiş sevgiliden bahsediyorum. dediğim gibi o aşamaya nasıl ve ne şekilde geldiği iyi analiz edilmeli.
artık klişe olduğunu düşündüğüm bu bağlılık sözcüklerinin ardından yine bir klişe olarak ayrılma eylemini gerçekleştiren bay ya da bayandır. abes olan nedir?
bir her kadın aynı değildir hepsi seni aldatacak, tekedecek değil ya deyip haftasına ikisini birden yapması değildir. sonuç olarak acıdır. güzel bir kendırılmışlık barındırır. sütten ağzı yanan diyerek kapatıyorum.
Kız ise; onu nasıl bu hale getirdin düşün Bi, o senden nasıl ayrılmak zorunda kalmış, Bi düşün anla.

erkekse; şerefsiz birde demişti ki "seni asla bırakmam" yalancı, adam dediğin sözünde durur adam değil o adam zaten çirkindi de.

not:bu entry kız bakış açısıyla bu durumları aynı ilişkide yaşamış bir erkek tarafından yazılmış olup, küfürler silinmiştir.
Hiç kimse ayrılmayı düşünerek yola çıkmaz. Gayet normaldir, istisnasız her ilişkide görülür.
kaypaktır, sözünün eri değildir. hakkında daha fazla konuşmaya da gerek olmayandır. tutamayacağın sözler verme şerefsiz.